Cumartesi Anneleri/ İnsanları adalet arayışlarının 841. haftasında 27 yıl önce gözaltında katledilen Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy’un faillerinin açığa çıkarılmasını ve yargılanmasını istediler.
841. haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanı Çiğdem Demirbilek yaptı. Demirbilek, Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy'un gözaltına alınmaları ve sonraki süreci şu sözlerle anlattı:
"Beyaz Torosla götürdüler"
"37 yaşındaki Halil Alpsoy 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya'daki evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı.
"Eşi itiraz edip bağırınca kimliklerini gösteren polisler: 'Merak etme. Karakola kadar götürüyoruz. Yarım saat sonra gelir' dediler. Beyaz Toros araçla götürülen Halil Alpsoy bir daha evine dönemedi.
"Bedeni işkenceden tanınmaz haldeydi"
"18 gün sonra, işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeni İstanbul’a 530 km uzaklıktaki Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulundu. Kardeşleri onu elindeki çocukluktan kalma izden teşhis edebildi.
"Halil Alpsoy'un gözaltına alınmasından bir hafta sonra, polisler amcasının oğlu Kasım Alpsoy’un Adana’daki evine de baskın yaptı. Uzun menzilli silah taşıyan çelik yelekli polisler 18 Mayıs 1994 günü sabaha karşı 30 yaşındaki Kasım Alpsoy’u gözaltına aldı.
"Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülen Alsoy burada içinde istihbaratçıların da bulunduğu bir ekip tarafından sorgulandı. Gözaltına alındığı günün akşamı Kasım Alpsoy’u serbest bırakıp kimliğine el koydular. 'Yarın gel. Kimliğini al!' dediler.
"Girdiği binadan bir daha çıkamadı"
"Eve döndüğünde işkenceden perişan haldeydi. Eşine daha önce İstanbul’da gözaltına alındığında kendisini sorgulayan timin Adana’ya gelerek oradaki işkencesine de katıldığını söyledi.
"Ertesi gün, kimliğini almak üzere bir akrabasıyla birlikte Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na gitti. Akrabası tüm gün kapıda bekledi ancak Kasım Alpsoy girdiği o binadan bir daha çıkamadı.
"Adalete erişmesi engellendi"
"Bugüne kadar, Kasım Alpsoy ve Halil Alpsoy’un gözaltına alındıkları inkar edildi. Devletin ilgili kurumları onları gözaltına alanların, işkence ile sorgulayanların ve kaybedenlerin yargılanması için etkili araştırma, soruşturma yapma görevini yerine getirmedi.
"Çünkü gözaltında kaybetmeler bu topraklarda resmi bir siyasete dayanarak işlendi; bu insanlığa karşı suçu işleyenlere koruma sağlandı. Gözaltında kaybetmelerin üstü örtüldü.Kayıp yakınlarının hakikate ve adalete erişmesi engellendi.
"841. haftamızda devleti yönetenlere sesleniyoruz: Yurttaşların adil ve eşit bir hukuk sistemi tarafından korunması, yaşanılabilir bir ülke olmanın ön koşuludur. Kasım Alpsoy ve Halil Alpsoy dosyasında adaletin sağlanması için harekete geçin." (RT)