Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "İfade Özgürlüğü ve Sınırları, Türkiye ve AB Ülkelerinde Ceza Hukuku ve İfade Özgürlüğü" başlıklı uluslararası konferans, sadece Türkiye'de değil, Fransa, İspanya ve Britanya'da ceza yasaları ve ifade özgürlüğü ile ilgili sorunlar konusunda bilgilendirici oldu.
İtalya'da uygulama Almanya'ya göre daha problemli
"Ceza Hukuku ve İfade Özgürlüğü: Almanya ve İtalya" konulu oturumda konuşan Ceza Hukuku Birliği Alman Ulusal Komitesi'nin başkan yardımcısı Prof. Dr. Friedrich- Christian Schröder, Almanya'da Nazi dönemine tepki olarak devlet organlarını koruyan çok az düzenleme bulunduğunu belirterek, "Davalıların aleyhinde de çok az hüküm vardır" dedi.
Parma ve Floransa Üniversiteleri'nde ceza ve karşılaştırmalı ceza hukuku bölümlerinde öğretim görevlisi olan Dr. Cristina Pavarani de, İtalya Anayasası'nın 21. maddesinin basın ve ifade özgürlüğünü güvence altına aldığını ancak bazı uygulamaların İtalya'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) mahkum olmasına neden olduğunu söyledi.
Schröder: Silahlı kuvvetlere yasal koruma yok
Yasaların tarihsel süreçlerin izlerini taşıdığını ifade eden Schröder, Nazi döneminde Polonya ilhak edildiğinde, "Polonya ve Alman devletinin itibarına karşı sözlere" yasaların ölüm cezası veya ağır hapis cezası öngördüğünü anımsatarak, bu düzenlemelerin savaş sonrasında yürürlükten kaldırıldığını ifade etti.
Almanya'da en ağır yaptırımın "toplu ölümler, insanlığa karşı suçlar ve soykırımı savunma"ya olduğunu açıklayan Schröder, "Örneğin, sadece 2 milyon Yahudi öldürüldü diyemezsiniz" dedi.
Almanya'da Cumhuriyet ve bayrağa hakaret suçuna para cezası verildiğini ancak her vakanın da ağırlığı ve hukuki yönüyle değerlendirildiğini, Türkiye'de 301. madde kapsamına giren "Cumhuriyet'e hakaret" suçuna yaptırımın yok denecek kadar az ve çok hafif olduğunu kaydetti.
Anayasaya sözlü saldırıya yaptırım bulunduğunu ancak silahlı kuvvetlerle ilgili böyle bir durum olmadığını belirten Schröder, "Federal Anayasa Mahkemesi kararlarıyla daima ifade özgürlüğüne vurgu yapılıyor" dedi.
Pavarani: İtalya mahkum oldu; reform yaptı
1999'da AİHM'in aldığı Perna/İtalya davasına atıf yapan Pavarani, bir gazetecinin yazısında Sicilya'da bir yargıcın siyasi etki altında kalarak kararlar verdiğini savunması üzerine Ceza Yasası'nın 595. maddesi uyarınca ve "basın yoluyla hakaret" iddiasıyla cezalandırıldığı, kararın onanmasıyla AİHM'e başvuru yapıldığını hatırlattı.
Pavarani, "kamu makamlarının inandırıcılığına zarar verildiği" düşüncesiyle açılan davada AİHM'in gazetecinin yazısının dengeli ve doğru olduğuna, eleştiri hakkını barındırdığına ve kamu yararı bulunduğuna karar vererek İtalya'yı mahkum ettiğini söyledi.
1930'da İtalyan Ceza Yasası yürürlüğe girdiğinde ulus kavramının "ideallerin ayakta tutulması için" çok güçlü olduğunu kaydeden Pavarani, 2006'da "Cumhuriyeti aşağılama" ve "İtalya bayrağına karşı suçlar" kapsamında reformlar yapıldığı ve cezaların sembolik düzeylere çekildiğini açıkladı.(EÖ/EÜ)