Yazar Aslı Erdoğan, "Avrupa'nın her şehrinde İstanbul'dan Ankara'dan akademisyenler var. Bu insanlar kolay yetişmiyor. Bir ülke bu kadar mı kolay harcıyor yazarını, çizerini, sanatçısını, gazetecisini?" diyerek Türkiye'deki ifade özgürlüğünün geldiği durumu yorumladı.
Frankfurt Kitap Fuarı'nda DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Aslı Erdoğan ayrıca "Cezaevini kitaba dönüştürmezsem beni için için parçalayacak. Bu borcu kapamadan gitmeye niyetim yok" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Şükran Şençekiçer'in üç sorusuna şu yanıtları verdi:
"Durum içler acısı"
Türkiye'de ifade özgürlüğünün durumu kültür sanat dünyasını nasıl etkiliyor?
Almanya'ya geldiğim iki yıldan beri Türkiye'deki ortamın giderek kötüleştiğini gözlemliyoruz. Gerçekten durum içler acısı. Basın bütünüyle kontrol altında. Sanat dünyasında biraz paçasını kurtarmak için yönetime yanaşanlar var, kaçanlar var. O kadar çok insan Avrupa'da ki şu an. Müzisyenler, yazarlar, gazeteciler, karikatüristler... İstanbul'dan Ankara'dan insanlar var. Utanç verici bir durum bu. Bu insanlar o kadar da kolay yetişmiyorlar. Bir ülke bu kadar mı rahat harcıyor yazarını, çizerini, sanatçısını.
"Sürgünde kendi dilimden uzağım"
Hapis süreciniz üretkenliğinizi nasıl etkiledi?
Sadece hapis olarak görmüyorum. Hapis artı sürgün. Sürgünün ağır tarafı şu ki, kendi dilimden uzağım. Bir yazar için çok can alıcı bir mesafe. Kendi kütüphanemden, kitaplarımdan, evimden uzağım. Bunlar elbette ki ağır. Ayrıca sağlığımla da ilgili ağır problemlerim var. O nedenle şu an yazamıyorum. Ama eninde sonunda cezaevinin bir kitaba dönüşeceğini biliyorum. Dönüşmek zorunda. Yoksa cezaevi beni için çini parçalayacak. Bu kendime de bir borcum, cezaevindekilere de borcum, edebiyata borcum. Ve bu borcu kapatmadan gitmeye niyetim yok.
"İfade özgürlüğü kağıt üzerinde kalır..."
Sizce Türkiye'yi yakın gelecekte neler bekliyor?
Olup biten yok. Yargı reformu, yok şu paket, yok bu paket... Bunlar tamamen makyaj ve kandırma. Zaten Anayasada verilmiş olan hakları göstermelik olarak bir yasa maddesine koyuyorlar. Yargıdaki çürüme durdurulmadıkça, insanlar bir telefon konuşmasıyla tutuklanıyor artı müebbet alıyorlar. Bu durmadıkça ifade özgürlüğü sadece kağıt üzerinde kalır. (AÖ)