Türkiye'nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması (SARAT) Projesi kapsamında, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Akademi'de geçen perşembe günü "arkeoloji haberciliği" atölyesi gerçekleştirildi.
İstanbul’daki birçok gazeteden ve internet medyasından gazeteciler atölyede “arkeoloji haberciliği nasıl olmalıdır, eksik ve yanlış bilginin önüne nasıl geçilebilir” konularını tartıştı.
Atölyede arkeoloji haberciliği bağlamında dikkat çekilen noktalar ise şöyleydi:
*Sosyal medyada kesin hükümle içerik oluşturmayın.
*Eksik ve yanlış bilgi perspektif kaybı yaratabilir.
*Haberde arka plana yer vermek hem yerel hem bölgesel etkiler açısından çok önemli.
*Doğru kaynağa ulaşmak yanlış yorumlamaları engeller.
Atölyenin ardından Akademi ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün yönetimindeki SARAT Projesi’nin koordinatörü Gül Pulhan, projenin medya uzmanı Nur Banu Kocaarslan’la “arkeoloji haberciliğini” konuştuk.
Pulhan: Arkeolojik terimler gazetecileri zorluyor
“Gazetecilerin nerelerde zorlandıklarını daha önce görmüştüm” diyen Pulhan, projeyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Bir bilginin doğruluğunu öğrenmek, özellikle de kısa bir zamanda öğrenmek ve arkeolojik terimlerin birbirine karışması gibi durumlar gazetecileri zorluyordu.
Biz arkeologlar neleri hatalı görüyoruz, gazetecilerin kendileri açısından sorunlar ne, biz arkeologlar olarak onlara nasıl yardımcı olabiliriz diye sorulara cevap aradık.
Bir de küçük kitapçıklar hazırladık. Sizi internette yüzlerce bilginin arasından çıkarıp derli toplu doğru bilgiyle buluşturmaya çalıştık.
“Felaketin önüne geçemezsiniz…”
Online olarak 'Arkeolojik Varlıkların Korunması ve Kurtarılması Sertifika Programı' düzenledik. Bu programın ortaya çıkışı ise şöyle oldu; Irak’ta Suriye’de müzeler yağmalandı, kasıtlı yıkımlar oldu, insanlar ne yapacağını bilemedi. Yani tüm bunlardan sonra kültürel mirasla uğraşan kişiler düşünüp nasıl bir hazırlık yapmamız gerektiğini sorgulamaya başladılar. Siz bir felaketi engelleyemezsiniz, önüne geçemezsiniz ama bu işlerin en azından daha az zarar görerek sonuçlanmasını sağlayabilirsiniz. Bu da yeni bir çalışma alanı doğurdu.”
Kocaaslan: Arkeoloji haberlerine dikkatli yaklaşmak gerek
SARAT Projesi’nin medya uzmanı Nur Banu Kocaaslan ise daha önce muhabirlik ve editörlük yaptığını, kent ve çevre sorunları, arkeoloji kültür mirasla ilgili konular üzerinde çalıştığını söyledi. Kocaaslan şöyle devam etti:
“Bir restorasyon projesiyle ilgili bir devam haberi yapmak istiyordum. Ardından arkeolog bir tanıdığıma ulaştım. ‘Bu nasıldır ne yapmak gerekir’ diye sordum. O da bana bu konuların çetrefilli ve iyi bilinmesi gereken konular olduğunu söyledi. Bana bir okuma listesi gönderdi.
İki saat içerisinde bir haber yapmayı umuyordum. Ama önümde bir aylık okuma listesi vardı. O kadar kolay haber yapılan konular değil bunlar, daha dikkatlice yaklaşmak gerekiyor.
“Arkeologlardan mutlaka görüş alınmalı”
Gazetecilerin yaptıkları haberleri kötü niyetle yaptıklarını düşünmüyorum. Gazeteci çıplak gözle gördüğünü bazen doğru zannedebiliyor ama aslında gerçek tam olarak öyle olmayabiliyor. Bu, biraz olsun bilgi gerektiren ve uzmanlık gerektiren bir alan. Demiyoruz ki gazeteciler arkeoloji üzerine yazmasınlar çünkü yazamıyorlar biz diyoruz ki muhakkak arkeologlardan görüş alarak haberlerini yapmalarını bekliyoruz.”
SARAT hakkında
SARAT, Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (BIAA) başkanlığında yürütülen bir proje. Proje adını İngilizce ‘Safeguarding Archaeological Assets of Turkey’ (Türkiye’nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması) ifadesinin baş harflerinden alıyor. Projenin amacı, Türkiye’nin arkeolojik varlıklarının korunması için bilgi-kapasite ve farkındalık artırmak. (Aİ/DB)