* Fotoğraf: Hatay Arkeoloji Müzesi. Tuğçe Yılmaz / bianet.
İkinci dalga feminizm ve kadın kurtuluş hareketi 1970'lerden itibaren arkeolojiye de etki etmeye başladığında üniversitelerde akademik kadrolar arttı, daha çok kadın arkeolog akademide iş bulabildi. Fakat bu dönemde de kadın arkeologlar, erkeklerden daha aşağıda pozisyonlarda ve daha düşük ücretlere çalıştırıldı.
Küresel dünyada yükselen feminist hareket, arkeoloji disiplininde de toplumsal cinsiyet eşitliği tartışmalarının önünü açtı. Kadınların burada da ikincil rollerle ilişkilendirilmesi feminist arkeologlarca eleştirilmeye başlandı.
1980'lerin ortalarından itibaren ise özellikle toplumsal cinsiyet arkeolojisinde yeni bir dönem başladı. Fakat arkeoloji alanında çalışan kadın ve LGBTİ+'lar hâlâ ayrımcılığa uğrayabiliyor ve hâlâ hak ettikleri ücretleri alamıyor.
Elbette bu alanda çalışan erkekler de toplumsal cinsiyet rollerinden nasibini alıyor. Sadece "erkek işi" olarak görüldüğü için iş tanımlarının dışındaki işlerle ilgilenmeleri istenebiliyor.
Türkiye'deki Kazı Çalışanlarının Çalışma Yaşamlarında Yaşadıkları Hak İhlalleri Araştırması Projesi (AR-KA), yukarıda bahsettiğimiz toplumsal cinsiyet ayrımcılığı da dahil olmak üzere arkeolojik kazı alanlarında yaşanan hak ihlalleri üzerine bir araştırma hazırlıyor. Araştırmanın iki ayağı var: Anket-nicel yöntem ve mülakat-nitel yöntemle veri toplamak.
Kazı çalışmalarındaki temel hak ihlallerine odaklanan araştırma sadece toplumsal cinsiyet rollerine bağlı ayrımcılıkları değil; arkeolojik kazı alanındaki barınma, beslenme, sağlığa erişim, hijyen, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, şiddet, taciz, mobbing ve çalışanlar arasındaki hiyerarşi gibi sorunlarını ele almayı planlıyor.
Sessizliği kırmak
Araştırma sürecini yürüten ve ön görüşmeleri yapan sosyolog Zülal Alaz, AR-KA Projesi'nin çalışmasının temel ereklerini şöyle açıkladı: "Bu çalışmaya benzer bir şekilde yürütülmüş, verileri sunulmuş bir çalışma henüz yok. Arkeoloji kazı alanının arkasında kalanların, görülmeyenlerin maruz kaldıkları ayrımcılıklara, hak ihlallerine dair müthiş bir sessizlik hakim. Bizler bu sessizliği kırmak istiyoruz."
Arkeolojik kazı alanlarında çalışanların sadece arkeologlar değil, restoratör, konservatör, sanat tarihçi, mimar ve antropologlar da olduğunu söyleyen Alaz, araştırmalarının barınma, beslenme, sağlığa erişim, hijyen, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, şiddet, taciz ve hiyerarşi gibi başlıkları kapsadığını söyledi.
Arkeoloji sahalarında çalışanların deneyimlerini aktaran Alaz, sahadaki çalışma koşullarına dair şu bilgileri verdi:
"Barınma, beslenme, hijyen, sağlık hizmetlerine erişim gibi temel ihtiyaçlara erişimleri dahi çok güç. Çoğu kazıda kötü şartlarda çalıştırılıyorlar. Ücretlerini alamama, maaş kartlarına el konulması gibi hak gasplarının yaşanması cabası. Yine kadın çalışanların araziye çıkma sayılarının erkeklere göre çok daha az olması ve erkeklere kas gücü isteyen; ama aslında meslekleriyle ilgisi olmayan işlerin verilmesi gibi örnekler var. Meslekleri dışında yaptıkları işlerin çoğu toplumsal cinsiyet kurallarına göre işliyor. Kadınlar tüm bu yoğun çalışma temposunda yemek hazırlamak gibi mutfak işlerine yönlendirilebiliyorlar örneğin.
Güneşten koruyan tente yok
"Sabah çok erken saatlerde kalkıyorlar ve güneşten korunmalarını sağlayacak bir tenteleri bile yok. Uyku saatleri çok kısıtlı ve çalışmalarının süresine bağlı olarak gittikçe azalabiliyor. Bu sorunlar, denetim mekanizmalarının yetersizliği ya da işlevsizliğinden ötürü de çözülemiyor. Bizim amacımız bu denetim mekanizmalarının da devreye girmesini sağlamak ve bu alandaki eşitsizlikleri, hak ihlallerini görünür kılmak. Bizim için uzun soluklu bir yolculuk bu ve umarım artık bu sessizliğin kırılmasına katkımız olur."
AR-KA Projesi ekibi anket hakkında ise şu bilgileri verdi: "Anonim olarak katılacağınız anketimiz Türkiye'deki arkeolojik alanlarda yürütülen kazı çalışmalarına en az bir kez katılmış kişilerin (arkeolog, restoratör/konservatör, sanat tarihçi, mimar, antropolog vb.) veya kazıya katılmak isteyip katılamayan kişilerin erişimine açık. Anket, ortalama 15-20 dakika sürüyor. Soru formlarının hiçbir bölümünde kimlik bilgilerinizi belirtmenize gerek yok."