Fotoğraf: Selim Bostancı - Bartın / AA
Bartın’daki Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi (TİM) maden ocağında 43 madencinin hayatını kaybettiği iş cinayetiyle ilgili davanın ikinci duruşma periyodunun üçüncü oturumu bugün görüldü.
Maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 8'i tutuklu 23 sanık yargılanıyor.
“Arızanın sorumluluğu iş güvenliğine ait”
Bartın Adliyesi koridoruna kurulan duruşma salonunda tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları hazır bulundu.
Bugünkü duruşmada tutuksuz sanıkların savunmaları alındı.
Tutuksuz sanık, madende emniyet nezaretçisi görevi yapan F.G, müesseseye işçi olarak kurayla girdiğini ve 2013'de açılan kursa katılarak işletmede nezaretçi olarak çalışmaya başladığını, 2014'ten bu yana da emniyet nezaretçisi olarak çalıştığını söyledi.
Mahkeme başkanının "Havalandırma pervanesi arızasında keyfi davranarak ihmalde bulunduğu" iddiasına yönelik soru yönelttiği F.G, "Kelepçe arızası olduğunu öğrendim, parçayı hazırladım. Emniyet servisine teslim ettim, mühendise bilgi verdim ve bu parçayı 2. kartiye değiştirecekti. Sonrasında merkezi gaz izleme servisini 2 kez aradım ve değerlerin normal olduğunu söylediler. Sonra diğer vardiyaya eksiksiz bilgi vererek görevimi devrettim. Patlama olduğunda da evimdeydim ve kurtarma çalışmalarına katıldım" yanıtını verdi.
F.G, "Pervane arızası giderilseydi patlamanın sonucuna etki eder miydi?" sorusunu da "Ocak içerisinde 4 pervane var ve bir pervanede arıza vardı. Arıza sorumluluk olarak iş güvenliğine ait. Sonuca etki edip etmeyeceği konusunda bir şey diyemem, ölçümleri ben yapmıyorum" diye cevapladı.
“İlgi alanlarımda havalandırma arızası yok”
Sanık, hazırlık nezaretçisi görevlisi S.Y. de mahkeme başkanının, hakkındaki "görev yaptığı esnada havalandırma pervanesi arızasını duyduğunu ve diğer vardiyaya haber vermediği" suçlamasını hatırlatması üzerine, "Arızalanan pervane hazırlıktaki pervane değil. Ben oradaki görevli E.D'ye sordum. O da bizim bölümle ilgili olmadığını, kelepçe arızasını gidermeye çalıştığını ancak başaramadığını söyledi. Daha sonra emniyet nezaretçisine bildirdim. Benim ilgi alanlarımda herhangi bir pervane veya havalandırma arızası yoktu" dedi.
“Gaz değerlerinin yükseldiğini gördük”
Sanık, emniyet vardiya nezaretçisi M.O. mahkeme başkanının "işçilerin emniyetli şekilde çalışmaları için gerekli tedbirleri almadığı, havalandırma arızasını bildiği halde bir şey yapmadığı" iddialarına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
"Pervane arızası gündüz vardiyasından belliydi. Bana 4-12 vardiyasında çözüleceği söylendi. Bununla ilgili bana bir talimat verilmedi ve benim sorumluluğumda değildir, kartiyenin sorumluluğundadır. Çalışan 3 pervane vardı ve gaz değerleri normaldi. Burada lağım atıldığı sırada 4 pervane çalışırken de gaz değerlerinin yükseldiğini gördük."
Patlama anında -150'de kuyu dibinde olduğunu ve bir anda ters yönden hava, ardından toz bulutu geldiğini aktaran M.O, "Daha sonra -350'ye inmeye karar verdim. Patlama yerine ulaştık, vefat eden ve yaralanan arkadaşlarımızı dışarıya çıkarmaya başladık. Saat 00.30'da da ocağı boşaltma talimatı geldi ve çıktık" dedi.
Mahkeme tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verirken, tutuksuz sanıkların tutuklanması taleplerini ise reddetti.
Bir sonraki duruşma 24 Temmuz'da görülecek.
Ne olmuştu? |
Bartın’daki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde (TİM) 14 Ekim 2022’de gerçekleşen göçükte 43 madenci hayatını kaybetti. 31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporunda iş cinayetinin, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine aykırı şekilde yetersiz teknik altyapı ve riskli çalışma koşullarında üretime devam edilmesi’ sebebiyle gerçekleştiği, bu durumun başlıca sorumlularının TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki yetkililer ve Amasra Taşkömürü İşletmesi’nin yönetim kademesi olduğu tespit edildi. ÇHD, “Soruşturma kapsamında toplanan deliller ve hazırlanan bilirkişi raporları 14 Ekim 2022 tarihinde 42 madencinin ölümüne neden olan patlamanın, Sayıştay raporlarında öngörülen risklere rağmen; gerekli teknik alt yapı oluşturulmadan, havalandırma sistemi düzenlenmeden, yeterli yatırım yapılmadan, işçi sağlığı ile iş güvenliği önlemleri alınmadan yüksek metan seviyelerinde üretime devam edilmesi ve çalışma alanlarında kömür tozu patlamasına ilişkin herhangi bir tedbir alınmaması nedenleriyle gerçekleştiğini gösteriyor. Personel sayısındaki yetersizliğin, eğitim ve denetim eksikliklerinin de katliama etkisi olduğu, bilirkişi raporuyla tespit edildi” açıklamasını yaptı. Savcılık, bilirkişi raporu doğrultusunda sorumlulukları tespit edilen TTK Genel Müdürlüğü ve Bakanlıklar bünyesinde çalışan dokuz kişi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26. Aralık 2022’de soruşturma izni istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin imzalı, 16 Mart tarihli yazı ile Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma izni istenen iki iş başmüfettişi hakkında soruşturma izni verilmediğine dair karar, soruşturma dosyasına gönderildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının cevabi yazısında da keşif işlemi yapılmadan soruşturma izni talebine cevap verilmeyeceği bildirildi. TIKLAYIN - Bakanlıklar, müfettişler için soruşturma izni vermedi Davada 8’i tutuklu 23 sanık yargılanıyor. TIKLAYIN - “Madendeki iş cinayetinde deliller incelenmeden iddianame yazıldı” Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış; 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde "takipsizlik" kararı verilmişti. İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar mahkumiyeti talebinde bulunulan iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. |
(AS)