Ankara Barosu, iktidara yakın medyanın 'yeni tip casusluk faaliyeti’ olarak tanımladığı ve ‘etki ajanlığı’ ismini verdiği hükümetin yeni yasa tasarısına karşı açıklama yaptı.
Önümüzdeki günlerde Meclis’e gelmesi beklenen 9. Yargı Paketi’ndeki maddenin “basın özgürlüğü, haber verme ve alma hakkı ile ifade özgürlüğü gibi toplum için vazgeçilmez anayasal hakları tehdit ettiğini” söyledi.
Baro, maddenin tasarıdan çıkartılmasını istedi:
Anayasa Mahkemesi’nin norm denetimi ve bireysel başvurular neticesinde verdiği çeşitli kararlarda ‘suçta ve cezada kanunilik’, ‘hukuki güvenlik’ ile ‘belirlilik’ ilkeleri, hukuk devletinin kurucu unsurları olarak ifade edilmiştir.
Söz konusu düzenleme, hukuki güvenlik amacına hizmet etmek şöyle dursun, bu ilkeyi açıkça tehdit eder niteliktedir. Düzenlemede suçun sınırları belirgin şekilde çizilmemiştir ve basın mensubu olsun veya olmasın, kişilerin ‘araştırma yapması’ gibi meşru bir faaliyet suç haline getirilmek istenmektedir.
Dahası, kişilerin yaptığı bir araştırmanın, yabancı bir devlet veya organizasyonun ‘stratejik çıkarlarına’ uygun olup olmadığını bilmelerini ve davranışlarını buna göre yönlendirmelerini beklemek, ne kadar gerçekçi bir yaklaşım olabilir? Bu haliyle, söz konusu düzenlemenin basın özgürlüğü, haber verme ve alma hakkı ve ifade özgürlüğü gibi toplum için vazgeçilmez anayasal hakları tehdit ettiği açıktır. Bireyler ve basın mensupları, bu belirsiz kanun hükmü karşısında, suçlamaktan korkarak kamunun bilmesi gerekenleri araştırmaktan ve yazmaktan kaçınacaklardır.
Dahası, böyle bir düzenlemenin, ilgili düzenleme kapsamında suç işlediği iddia edilen kişiler kadar, toplumun geneli yönünden de ciddi sorunlar doğurabileceğine işaret etmek gerekmektedir. Gerçekten de bu türden belirsiz düzenlemelerin yarattığı asıl sorun; bu hükümlerden hareketle kurulan mahkûmiyet hükümlerinin sayısı değil; özgür araştırma, haber alma ve kamusal tartışma ortamlarını bir bütün olarak ‘donmasına’ yol açma potansiyelidir.
Bu durum, AİHM kararlarında özellikle basın özgürlüğüne yönelik tehditleri açıklarken kullanılan ‘caydırıcı etki’ kavramının ta kendisine denk düşmektedir.
Sonuç olarak, demokratik bir hukuk devletinde geçerli olan temel anayasal güvencelere aykırı düşen, ceza hukukunun ilkeleriyle çelişen, ülkemizin bağlı olduğu uluslararası insan hakları hukuku kapsamında saygınlığını olumsuz etkileyecek, ağır eleştiri ve yaptırımlara maruz bırakabilecek bu düzenlemenin taslaktan bir an önce çıkartılmasını talep ediyoruz.
"İktidar 'etki ajanlığı yasasıyla' otoriter yönetim şeklini güçlendiriyor"
(HA)