Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü ikinci duruşmasında Korkmaz’ın da arkadaşı olan Turhan Güner, Fırat Köse, Ahmet Uygun, Okan Korkmaz tanık olarak ifade verdi.
Güner: Bilinci yerinde değildi
Turhan Güner ifadesinde şunları söyledi:
“Üç kişiydik. Fırat Köse, ben, Ali İsmail. Fırat bir süre sonra bizden ayrıldı. Yunus Emre Caddesi'nde Ali İsmail'le beraberdik. Işıklarda bir ara ayrıldık, olan orada oldu. Polis TOMA'yla geldi, ben geriye kaçtım, Ali İsmail ileriye gitti.”
“Kırk beş dakika kadar sonra Ali İsmail'le tramvay durağında karşılaştım. Kırmızı montu vardı. Yüzü darp edilmiş gibiydi. Sordum ne olduğunu. 'Cop yedim, kafama darbe yedim' dedi. Bilinci yerinde değildi, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. “
“Nerede darp edildiğini söylemedi. Hatırlamadığını söyledi. 'Siviller, polisler vardı' diyordu. Hastaneye götürüyordum, sürekli 'Neredeyiz, nereye gidiyoruz' diye tekrarlıyordu. ‘Tekrarlıyor olabilirim ama’ diyordu. Fırat'ı aradım durumu anlattım hastaneye götürelim diye. Başta ikimiz yürüyorduk. Yoldan Fırat, Ahmet, Okan'ı aldık.”
“Mavi hastaneye gittik, oradan SSK'ya sevkettiler. Ali İsmail ambulansla gitti. Biz yürüyerek gittik. Orada beklemeye başladık. Beşe-altıya kadar bekledik. Çıkışta 'ortopediye görünsün' demişler Okan'a. Yedi buçukta sıra alınıyormuş, bekleyelim de görünüp gidelim dedik.”
“Adli vaka, bakamayız”
“Ortopedi açıldı. Bize adli vaka olduğu için bakamayız, ifade verdikten sonra tekrar gelsin' dediler. Sonra Ali İsmail'in kaldığı eve gittik, ben oradan kendi evime geçtim. Bana yönelik bir müdahale olmadı. Nerede darp edildiğini söylemedi. Hatırlamadığını söyledi. 'Siviller polisler vardı' diyordu.”
Müşteki avukatlarından Ayhan Erdoğan’ın talebiyle Doğukan Bilir'in dava dosyasında, tanıkla Ali İsmail Korkmaz'ın birlikte yürürken görüldüğü MOBESE kayıtlarının görüntüsünü izletildi. Erdoğan bu sayede Ali İsmail'in üzerinde olan kıyafetlerin görüleceğini ve bu konudaki tartışmanın sonlanacağını belirtti.
Tanık Güner de “görüntülerde kırmızı üstlü kişinin Ali İsmail, yanındakinin de kendisi olduğunu” söyledi.
Köse: Hiçbir şeyi yok, iki güne geçer
Duruşmada Korkmaz'ın ev arkadaşı Fırat Köse de ifade verdi:
“Ali İsmail'in ev arkadaşıyım. Yeni bir ev bakmıştık o gün 21.30-22.00 arası yeni evimizin kontratını imzalamaya gittik.”
“İmzalayıp çarşıya doğru yürüdük. Gruplarla Yunus Emre Caddesi'ne ilerledik. O caddenin başında durduk. Yarım saat-40 dakika durabildim, ertesi gün telafi dersim olduğu için erken ayrılmak zorunda kaldım, eve gittim.”
"Saat 01.30-02.00 arası Ali İsmail'i aradım. Daha önce benimle konuşmadığı şekilde konuştu. Konuşması farklıydı, tersler şekildeydi, Ali İsmail gibi değildi. Bir gariplik vardı. Ondan beş-on dakika sonra Turhan arkadaşım arayarak Ali'nin darp edildiğini söyledi.”
"Yenibağlar mahallesi Espark civarında buluşma noktası belirledik. Arkadaşım Ahmet'le Espark'a gittik, göremedik. Yeni Bağlar’da üniversite caddesinde Özbesin adlı marketin önünde olduklarını söylediler. Ahmet'le oraya ilerledik.”
"Gittiğimizde kaldırımda oturuyorlardı. Ali İsmail kolunu tutmuştu. Konuşmadı başta. Konuştuğunda polis ve siviller olduğunu söyledi. Üstüne gitmedik, Mavi hastaneye yola çıktık. Okan da yanımıza geldi.”
"Mavi hastanede filmi çekildi, tomografi cihazı olmadığı için Yunus Emre Devlet Hastanesine sevk ettiler. Ali İsmail ve Okan ambulansla gitti. Biz yürüyerek arkalarından gittik.”
"Yunus Emre hastanesine yetiştiğimizde Okan ile film çektiriyor, kan tahlili yaptırıyorlardı. Biz gelene dek Okan ilgilenmişti onunla. Biz gelince tomografi sonuçlarını bekledik. Sonuçlar gelince doktoru bekledik. Doktor, hiçbir şeyinin olmadığını, iki güne geçeceğini söyledi, 'eve gidip dinlenebilir' dedi.
“Sınavlarıma girebilecek miyim?”
"Ali İsmail'in cuma sınavları vardı. Sınavlarına girebilecek miyim diye sordu, doktora yönelttik, sınavlara dek iyileşeceğini söyledi doktor.”
"Ağzında ve kolunda da sorun vardı. İsterseniz poliklinikleri bekleyin, gösterin dediler. Bekledik. Poliklinikler açılınca Turhan ve Okan, Ali İsmail'le girdi. Görevliler önce ifadesi vermesini söyleyip gönderdiler. Biz de doktor da dinlensin dediği için dinlensin diye eve götürdük Ali İsmail'i.”
"Biz de iki gündür uyumadığımız için uyuduk. Ali İsmail sızlanarak kalkmış. Hastaneye götürme kararını aldık. Okan'la önce karakola gitmişler, oradan iki karakola sevk edilmişler, orada Ali İsmail kendisini iyice kaybetmiş.”
“Devlet hastanesine gidiyorlar ve beyin kanaması geçirdiğini öğreniyoruz. Oradan da tıp fakültesine yönlendiriyorlar ve hastane süreci başlıyor."
Sanık Mevlüt Saldoğan'ın avukatı, “Yeni ev kiralama meselesi geçti. Daha önce eşya falan taşıdınız mı?” diye sordu.
Fırat Köse, “Hayır, taşımadık” dedi.
Uygun: Siviller ve polisler vardı
Korkmaz'ın diğer arkadaşı Ahmet Uygun da şöyle konuştu:
"Ali İsmail'in ev arkadaşıyım. Olay olduğu sırada Okan'la evdeydim. Ali İsmail’i olaydan sonra Turhan buldu. Bizi arayıp durumunun kötü olduğunu söyledi. Ben, Fırat Espark'ta buluşacağımızı söyledik.”
"Özbesin markettin orda kaldırımda oturuyorlardı Turhan ile Ali İsmail. Başında ciddi darbeler vardı. Pek bir şey sormadık canını sıkmamak için. Durumun ciddi olduğunu düşündük, Okan'ı çağırdık.”
"Üniversite içindeki Mavi hastaneye giderken ne olduğunu sorduk. Kötü dayak yedim tekmelendim dedi. Kimler yaptı deyince 'sivil ve polisler vardı' dedi.”
"Mavi hastaneden yunus emre devlet hastanesine yönlendirdiler. Okan ona ambulansta eşlik etti. Biz yürüdük.”
"Muayeneye gittiğinde Okan vardı yanında. Ben de girdim, moralini düzeltmek için konuşmaya çalıştım. Doktor muayene ederken doktora 'cuma sınavlarım başlıyor, ciddi bir durumum var mı, iyileşir miyim' diye sordu, doktor da iki üç güne bir şeyin kalmaz, iyileşirsin dedi.”
"Bunlar tüm gece sürdü. Sabaha doğru eve yolladılar. Ciddi darbeler aldı müşahede altında tutulması gerekir diye doktora sorduk, 'Ali İsmail yorgunum diyor, uyumak istiyor' diye sorduk. Doktor da 'sıkıntı olmaz gidebilirsiniz, ama ortopedi ve tomografi için gelmeniz lazım' dedi.”
"Sabah erkendi, gitmeden sıra alalım dedik. Orada adli vaka olduğunu söyleyip karakola gitmesi gerektiğini söylediler. Ali İsmail artık duramadığı içine eve gittik."
"Ali İsmail uyanınca Okan onunla sanırım çarşı karakoluna gitti, ifade vermesi gerekmediğini söylediler muayene için. Okan onunla birlikteydi o süreçte. Sonra ben Ali İsmail'i görmedim zaten."
“Ev taşımadık”
Mahkeme başkanı Ali İsmail Korkmaz'ın "merdivenden düştüğü" yönündeki ilk ifadesini ve ev taşıyıp taşımadıklarını sordu:
"Ali İsmail ailesinin bu olayı bilmesini istemiyordu, 'Merdivenden düştüğümü söyleyelim' dedi, biz olmaz dedik, çok korkuyordu, demiş olabilir. Benle Okan, Fırat'la Ali İsmail aynı apartmanda başka dairelerde kalacaktık. Ev taşıma olayı olmadı."
Korkmaz: Final haftamızdı, büyütmek istemedi
Korkmaz’ın akrabası ve arkadaşı olan Okan Korkmaz’ın ifadesi ise şöyle:
“2 Haziran'ı 3 Haziran'a bağlayan gece 24.00-01.00 sıralarında Turhan Fırat'ı aradı. Ali İsmail'in iyi görünmediğini söyledi. Fırat'lar bende önce çıktı, önemli bir şey varsa ararız, sen de gelirsin dedi. Beş on dakika sonra beni aradı, sen de yanımıza gel, durumu pek iyi değil dedi.”
"Evden çıktım. Fırat ve Ahmet, Ali İsmail ve Turhan'la Anadolu Üniversitesi Yunus emre Kampusu önünde buluştum.”
"Buluştuğumuzda Ali İsmail kolunu tutuyordu, iyi görünmüyordu. Başında, omzunda darp izi vardı. Kimlerin saldırdığını sorduk, pek iyi hatırlamadığını söyledi. Dişlerinden biri kırıktı sanırım, çok zor konuşuyordu. Biz de onu çok zorlamadık.”
"Oradan Mavi Hastane'ye gittik. Doktora merdivenden düştüğünü söyledi. Final haftamızdı, olayı büyütmek istemedi. Orada Ali İsmail'in vücut röntgeni çekildi. Doktor omzunda kırık olduğunu, başı için gerekli ekipman olmadığından bilgi veremeyeceğini söyledi, bizi ambulansla yunus emre devlet hastanesine sevk etti.”
"Acilde bir iki saat bekledik, doktor Ali İsmail'e bakmaya geldi. Röntgen ve tomografi çekildi. Bir süre daha bekledik. Doktor ağrı kesici vurdu. Ali İsmail daha iyi hissetti. Neler oldu diye sordum 'Saldırıya uğradım. Emin değilim ama polisler ve siviller karışıktı diye hatırlıyorum' dedi.”
“Yarın gel sargılarını çıkartalım”
"Doktor raporlara baktı ve bir şeyinin olmadığını, hafıza kaybının geçici olduğunu söyledi. Bir kaç güne geçer, dedi. Ali İsmail de 'İki gün sonra sınavlarım var girebilecek miyim?'dedi. Doktor da 'hiçbir şeyin kalmaz, yarın gel sargılarını çıkartalım' dedi.”
"Çıkınca da 'İsterseniz ortopedi ve beyin tomografisine görünün' dedi. Ortopedinin açılış saatini bekledik. Sıra istedik, adli olduğu için sıra veremeyeceklerini karakola ifade vermesi gerektiğini söylediler.”
"Sıra verin o sırada karakola gideriz diye düşündük, izin vermediler. Mavi hastane ve buradan raporlar alıp çarşı karakoluna götürmemiz gerektiğini, oradan aldığımız raporla muayene olabileceğini söyledi. Yorgun olduğu için eve gittik.”
"Saat 17.00 gibi gittiğimiz Mavi hastanede raporu bizim değil çarşı karakolunun alabileceğini söylendi. Çarşı karakolunda böyle bir şeyin olmadığı söylendi, odun pazarı karakoluna yönlendirildik. Ali İsmail burada ifadesini verdi. Oradan hastaneye gittik. Girdiğimiz her doktora hastalığını belirttik."
“Sıra verilmedi, doktora görünemedik”
Mevlüt Saldoğan’ın avukatı, “Hastane sürecinde doktorlara hastalığında bilgi verdiğini söyledi. Yunus emrede beyin cerrahine görünmesi gerektiğini söylemiş hekim, kendileri de yetişkin, Ali İsmail de, neden görünmediler” diye sordu.
Okan Korkmaz da "Acil hastanedeki doktora kafasında bir şey olmadığını, istersek gidip görünmemiz gerektiğiniz söyledi. Yine de görünecektik, adli vaka olduğundan sıra verilmediği için görünmedik” diye cevapladı. (AS)