Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Ankara 5 no'lu Şubesi'nin Servet Akyol'a destek vermek için yaptığı basın açıklamasına, yüz kadar akademisyen ve öğrenci katıldı.
Gazi Üniversitesi İİBF Araştırma Görevlisi ve doktora öğrencisi Servet Akyol, 16 Kasım'da Gazi Üniversitesi Öğrenci Konseyi öğrenci temsilciliği seçiminden sonra, ellerinde sopalar taşıyan, takım elbiseli bir grubun saldırısına uğramış, sırtından ve gözünden yaralanmış, bir gün iş göremez raporu almıştı.
Polis yürüyüşe izin vermedi
Dünkü (21 Kasım) basın açıklamasını öncesinde Tandoğan’da Ankara Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi önünde toplanarak Gazi Üniversitesi İİBF binasına kadar sessiz bir yürüyüş gerçekleştirmek isteyen gruba polis izin vermedi. yaklaşık 1 saat sendika yetkilileri ve polis arasında tartışmalar devam etti. Bu sırada alkış ve ıslıklarla protestolarını gösteren katılımcılar, "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları attılar. Polisin yürüyüşe izin vermemesi nedeniyle, açıklama Eczacılık Fakültesi önünde gerçekleştirildi.
Adaklı: Demokratik bir üniversite için sessiz kalmayacağız
Açıklamayı okuyan AÜ İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gülseren Adaklı, "Gerçekten özgür ve demokratik bir üniversite ve Türkiye için mücadele veren güçler sessiz kalmayacak, sadece Servet Akyol arkadaşımıza yapılan saldırının değil, bundan sonra meydana gelebilecek olan her türlü saldırının takipçisi olacaktır" dedi.
Adaklı, Gazi Üniversitesi'nde daha önce de öğrencilere ve akademisyenlere saldırıların olduğunu anımsattıktan sonra, emniyet güçlerinin ve yetkililerin saldırganların yakalanıp yargılanması için üzerlerine düşeni yapmadığını söyledi.
"Bugün içerisinde farklılıkların yer aldığı özgür bir kurum olması gereken üniversitede, eli sopalı, bıçaklı, satırlı kimseler tarafından can güvenliği tehlikede bırakılan akademisyenlerden bahsediliyorsa özgür bir bilimsel üretimden bahsedilemez."
"Kendilerinden farklı gördüklerini sindirmeye çalışıyorlar"
Adaklı sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Bizim çocuklar' mantığıyla egemenler katında yıllardır korunup kollanan, onların gözetim, denetim ve himayesinde örgütlenen, faşizan zihniyet ürünü saldırgan gruplar, kendilerinden farklı olarak gördükleri her türlü kişiyi ve toplumsal kesimi bastırmak ve sindirmek için ucu cinayete varabilecek saldırılar düzenlemekten çekinmiyorlar. Kendilerini vatanın gerçek sahibi olarak gören, kendilerinden olmayanlara 'ya sev ya terk et' sloganlarıyla aba altından sopa gösteren bu faşizan örgütlenmeler karşısında sessiz kalınmamalı." (YY/TK)