Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bugün verdiği kararıyla, sonucu ne olursa olsun gazetecilere sistematik olarak açılan davaların bir baskı aracı olduğunu, gazetecileri otosansüre yönelttiğini ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetti.
Dönemin Ülkede Özgür Gündem gazetesinin sahibi Ali Gürbüz’ün başvurusunu sonuçlandıran AİHM, Gürbüz kendisine açılan tüm davalardan beraat etmiş olsa dahi bu yargılama süreçleriyle yıllarca baskı altında tutulduğunu ifade etti. Türkiye tazminata mahkum oldu.
AİHM’in kararında, bu yargılamaların, gazetecilerin mahkum olma korkusuyla kontrol altına alma amaçlı olduğunu ve toplumsal tartışma ortamı ile ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yarattığını belirtti.
Ne olmuştu?
Dönemin Ülkede Özgür Gündem gazetesinin sahibi Ali Gürbüz’e 2004 ve 2006 yılları arasında gazetede yayınlanan 11 makale ve haber nedeniyle, toplam yedi dava açıldı.
11 makale ve haber içerisinde, PKK’nin Noel mesajı ve mahpusların, Kürt sorunu konusunda barışçıl çözüm adına Abdullah Öcalan ile diyalog kurulmasına yönelik açıklamaları vardı.
Gürbüz, 2007 yılında “terör örgütünün açıklamalarını yayınlamaktan” suçlu bulundu ve para cezası ödemeye mahkum oldu.
Ceza, Yargıtayca bozuldu. Yargıtay’ın bozma kararında, Anayasa Mahkemesi’nin, Terörle Mücadele Kanunu’nun o dönemki 6/4 maddesinde yer alan ve gazetenin sahibini sorumlu tutan ifadesini kaldırması gerekçe gösterildi.
Ali Gürbüz, 2011’de tüm suçlamalardan beraat etti.
Ancak Gürbüz yine de AİHM’ne başvurarak, gazetede yazılanlar sebebiyle sürekli olarak soruşturma ve davalarla karşı karşıya kalmasının, profesyonel bir medya çalışanı olarak yargılama süresi boyunca üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti.
AİHM ne karar verdi?
AİHM kararını bugün açıkladı.
Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi uyarınca ifade özgürlüğünü ihlalden suçlu bulan mahkeme, Gürbüz’e 3 bin 500 Euro manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
“TMK otomatik olarak uygulanıyor”
Mahkemenin kararında, Gürbüz’e gazetedeki açıklamalar sebebiyle ve TMK uyarınca sistematik olarak dava açıldığının altı çizilerek, gazetecinin yedi yıldan fazla süre boyunca yargılandığı ifade edildi.
Gazetede yayınlanan makale ve haberlerin “önemsiz mesajlar içerdiğine” değinen AİHM, “TMK’nın, içeriğine bakılmaksızın terör örgütünce yapılan her açıklamaya otomatik olarak uygulanmasının, toplumsal tartışma ortamı ve ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yarattığını” yazdı.
“Gözünü korkutma ve cesaretini kırma amaçlı”
Mahkeme ayrıca, beraatla sonuçlanmış olsa bile Gürbüz’e sürekli olarak açılan davaların ve yargılamaların yıllarca sürmüş olmasının, onu bu süre içerisinde mahkum olma korkusuyla baskı altına aldığını ve otosansür uygulamaya ittiğini ifade etti.
Kararda, çok sayıdaki davanın ve uzun süreli yargılamaların, gazetenin sahibinin gözünü korkutma ya da Gürbüz’ün toplumu ilgilendiren konularda yayın yapma konusundaki cesaretini kırma amaçlı bir çeşit taciz olduğu belirtildi.
“Haberlerin içeriğine bakılmaksızın ihlal”
AİHM, yargısal süreçlerin sadece barındırdığı risklerle bile kendi başına etkili ve gerçek bir baskı içerdiğini, bu sebeple de Gürbüz’ün ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini yazdı.
Kararda ayrıca, içeriğinde spor müsabakaları bile bulunan ve suça konu edilen haberlerin içeriğinin, “şiddet, silahlı eylem ya da ayaklanma çağrısı yapmaması ve nefret söylemi içermemesi bir yana kararın değerlendirmesinde kriter olmadığı; bu kararda, her ne kadar toplumsal bir tartışma sayfalara taşınmış olsa da haberlerin içeriğine bakılmadığı” ifade edildi.
“Davalar, gazetecide sansür etkisi yaratıyor”
Kararda, “Gürbüz’ün karşı karşıya kaldığı yargı süreçlerinin yetkililerin baskıcı uygulamalarının sonucu olduğu” belirtildi.
Ayrıca, “gazetecilere, editörlere, gazete sahiplerine Terörle Mücadele Kanunu uyarınca sistematik olarak açılan davaların, gazetecileri kısmen sansürleme ve kamuya açık bir tartışmada fikirlerini belirtmelerini sınırlama gibi etkileri olabileceği” ifade edildi:
“Gazetecilere yönelik, TMK uyarınca zor yoluyla alınan önlemlerin ve kamu yararı gözetmeyen uygulamalar, düşünce ve bilgi değiş tokuşu özgürlüğü ile bağdaşmaz.”
TIKLAYIN - Özgür Gündem'in Hikayesi
(AS)