Çaǧdaş Yaşamı Destekleme Derneǧi’nin (ÇYDD) Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmış olan yöneticilerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurusu sonuçlandı.
AİHM bugün açıkladığı kararıyla, gözaltına alınıp ardından haklarında takipsizlik kararı verilen dört kişinin başvurusunda, Türkiye’yi “özgürlük ve güvenlik hakkını ihlalden” suçlu buldu.
Haklarında aynı sebeple dava açılan ÇYDD üyeleri de İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2 Ekim 2015 tarihli kararıyla beraat etmiş ve AİHM’e başvurmuştu. AİHM geçen yıl verdiği kararla bu üyelerin tutukluluğunun da hukuksuz olduğuna hükmetmiş ve sekiz kişiye toplam 24 bin Euro tazminat ödenmesine karar vermişti.
“Delilsiz ve sebepsiz gözaltında tutulmaktan” şikayetçi oldular
ÇYDD’de o dönem Erenköy Şube Başkanı olan Recep Altan Eraslan, Zeytinburnu Şube Başkanı Sevtap Sema Murat, Üsküdar Şubesi Saymanı Bahriye Uğurel ve derneğin Onur Kurulundan Cihan Demirci Tansel, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
Dönemin İstanbul özel yetkili savcılığınca yürütülen Ergenekon soruşturması kapsamında 13 Nisan 2009’da yapılan 12. operasyonda ÇYDD üye ve yöneticisi toplam 42 kişi gözaltına alınmış, derneğin kurucusu ve eski Genel Başkanı Türkan Saylan’ın Arnavutköy’deki evi de dahil olmak üzere 81 adreste arama yapılmıştı.
Türkan Saylan, soruşturma devam ederken 18 Mayıs 2009’da yaşamını yitirmişti.
Gözaltına alınan 42 kişiden ÇYDD yöneticisi 13 kişi hakkında “delil bulunamadığı gerekçesi ile” operasyondan 19 ay sonra dava açılmasına yer olmadığına dair [takipsizlik] karar verildi.
Eraslan, Murat, Uğurel ve Tansel de “haklarında delil olmaksızın gözaltında tutuldukları” gerekçesiyle yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine AİHM’e başvurdu.
Başvurularında “yasadışı bir örgütle bağlantılarının olduğuna dair delil sunulmadığını veya bununla ilgili kendilerine makul bir sebep gösterilmediğini” ifade ettiler.
AİHM kararını bugün açıkladı ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5/1. maddesinde düzenlenen “özgürlük ve güvenlik hakkının” ihlal edildiğine hükmetti.
Dört başvurucu manevi tazminat talep etmediğinden AİHM bu yönde bir karar vermedi. (AS)