Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dayanışması, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" suçlamasıyla yargılanan ve Doç. Dr. Ahmet Bekmen’in 2 yıl 3 ay, Yrd. Doç. Dr. Doğan Çetinkaya’nın ise 1 yıl 10 ay ceza almasıyla sonuçlanan yargı kararı için eylem düzenledi.
TIKLAYIN - 27 Akademisyene Toplam 57 Yıl 11 Ay 5 Gün Hapis Cezası
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde gerçekleşen eyleme akademisyenler, İstanbul Üniversitesi öğrencileri ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu destek verdi.
Burada bir basın açılaması yapan grup adına basın açıklamasını Lyon-1 Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Tuna Altınel ve İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi Ekin Türkay okudu.
Altınel konuşmasına iki yıl önce Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilgiler Fakültesi’ndeki dersleri elinden aldıktan sonra intihar eden Dr. Mehmet Fatih Traş’ı ve kanser hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden ‘barış imzacısı’ Prof. Dr. Eren Deniz Tol’u anarak başladı.
"Hapis cezaları akıl dışı bir şekilde birbirinden farklı"
Şu ana dek toplamda 136 akademisyen hakkında hapis cezası kararı verildiğini hatırlatan Altınel, “Aynı barış talebini aynı kelimelerle sahiplenen ve aynı iddianame ile yargılanan bizlere reva görülen hapis cezalarının süreleri ise akıldışı ve hukuk dışı şekilde birbirlerinden farklı” diye konuştu.
“Birçok arkadaşımız için bu süre 15 ay iken, cezası ertelenmeyen arkadaşlarımız arasında üç yıla varan hapis cezaları söz konusu. ‘iki yıl verdik, üç yıla çıkardık, onu da bozmadık’ diye açıklanan böylesi cezalar karşısında bizim sözümüz hala aynı: Barış talebi yargılanamaz.”
Altınel’in ardından konuşan İÜ öğrencisi Ekin Türkay ise verilen hapis cezalarıyla ilgili olarak “Sözümüz bitti sanılmasın, aksine, yeni anlatmaya başlıyoruz meramımızı” ifadelerini kullandı.
21 Şubat’ta içlerinde İstanbul Üniversitesi’nden iki akademisyenin de olduğu toplam 27 kişiye 57 yıl 11 ay 5 gün hapis cezası verildiğini hatırlatan Türkay, 13 akademisyene ayrı ayrı 1 yıl 10 ay 15 gün, 14 akademisyene de ayrı ayrı 2 yıl 3 ay hapis cezası verildiğini söyledi.
Türkay “Üç yıl öncesinden başlayarak onların sözünü daha çok örgütleyebilseydik, yoksulluğun çoğu insanın normali haline geldiği bugün siyasal iktidar çıkıp merminin fiyatını soramayabilirdi bizlere” diye konuştu.
"Sözümüz burada bitmiyor"
“Sık sık rahatsızlığını duyduğumuz üzere, üniversiteden uzaklaştırılan hocalarımızın yerine gelen, getirilen ve adeta siyasal iktidar ideoloğu gibi ders veren hocalarla vasatlaşan ve hatta vasatın altına indirilen akademinin halini daha farklı konuşuyor olabilirdik. Olmadı ve şimdiki atmosfer her zamankinden daha karanlık ve umutsuz gözükebilir ama sözümüz burada da bitmiyor.
“Mevcut rejim hocalarımızı üniversiteden uzaklaştırmakla onlar ve öğrencileri arasındaki kalplerde ve zihinlerde kurulan bağı yıkabileceğini mi sanıyor? Üniversiteleri kendi arzuladığı biat kültürüne uygun öğrenciler yetiştirmekle görevlendirdiği hocalarla doldurmakla sanıyor mu ki bizler artık uslandık?
“Yoksa hocalarımıza verdiği hapis cezalarıyla bizlerin veya hocalarımızın gözlerimizin korktuğunu mu zannediyor? Eğer böyleyse onlara yazık, yaratmaya çalıştıkları korku iklimi ancak kendi acziyetlerini gizlemeye yarar, bizler üniversite içinde ve dışında mücadelemize devam ediyoruz.
“Bugün tıpkı dün olduğu gibi hocalarımızın sözünün arkasındayız. Bu yargılama ve verilen bu cezalar onların suçlu olduğunu değil karanlık zamanlarda hakikati savunmaya devam eden onurlu insanlar olduklarını gösterir bizlere.
“Hocalarımız olarak onlarla daha fazla gurur duymamızı sağlar; eğilmedikleri, bükülmedikleri için. Bizlerin de şimdilik son sözü barış ve bu topraklara barışı ve adaleti getirinceye kadar sözümüz bitmeyecek. (HA)