Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları devam etti.
Bugün üç ayrı mahkemede sekiz akademisyenin duruşmaları görüldü:
35. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM): Mersin Üniversitesi'nden Doç. Dr. Metin Altıok; Dicle Üiversitesi'nden Prof. Dr. Murat Kızıl, Prof. Dr. Emine Meşe ve Arş. Gör. Hümeyra Yılmaz ve Munzur Üniversitesi'nden Arş. Gör. Melek Zorlu'nun birinci duruşmaları.
23. ACM: Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Meltem Toksöz'ün üçüncü duruşması.
25. ACM: Bilgi Üniversitesi'nden Dr. M.A.'nın üçüncü duruşması.
2 yıl 1 ay hapis cezası
25. ACM'de duruşması görülen M.A.'ya "TCK'nın 314/2, TMK'nın 5/1 ve TCK'nın 220/7 maddeleri kapsamında düzenlenen "örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Yasal imkan bulunmadığından, kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri ve erteleme uygulanmadı.
TCK 220/7 Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek olan ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir. TCK 314/2 TCK madde 220/7’ye göre suçlanan kişiye verilecek cezayı kapsayan maddedir. Buna göre, örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. TMK 5/1 Bu maddeye göre, yukarıda tanımlanan suçtan ceza alan kişiye verilen ceza yarıda bir oranında arttırılır. |
25. ACM heyeti, kendi bünyesinde görülen akademisyen duruşmalarının tamamında ilgili kanun maddelerini sayarak sanıklara ek savunma sormuştu. Duruşma savcısı ise bugüne kadar açıkladığı esas hakkında mütalaaların tamamında sanıkların Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2'ye göre cezalandırılmalarını talep etmişti.
Terörle Mücadele Kanunu 7/2Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
Mahkemede bugün ilk kez bir akademisyenin davasında kararını açıklayan heyet, ek savunma sorduğu suçlamadan hapis cezası kararı verdi. Üye hakimlerden biri ise karara muhalefet şerhi düşerek "sanığın TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını düşündüğümden karara muhalifim" dedi.
Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:
35. ACM
Mahkeme başkanı: Adem Aygün - Üyeler: Özgür Dursun, Teceli Aslan - Savcı: Ferhat Yayla.
35. ACM'de bugün ilk duruşmaları olacak beş akademisyenin de duruşmaları görülemeden yargılama durdu.
Mahkeme 14 Ocak tarihli kararında, "iddianamede sanıkların üzerlerine atılı suçun TCK'nın 301. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ihtimali bulunduğundan, bu suçtan savunmalarınn alınması için" Adalet Bakanlığı'ndan izin istendiğini ifade etti.
Türk Ceza Kanunu (TCK) 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
Esası kapatma kararı
Mahkeme bu doğrultuda kovuşturma izni verilip verilmeyeceği hususunun beklenmesi için açılan kamu davasının durdurulmasına karar vererek dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi.
Esası bu şekilde kapatan heyet, dosya Adalet Bakanlığı'ndan döndükten sonra yeniden esasa kaydı ile kovuşturmaya devam edilmesine karar verdi.
23. ACM
Mahkeme başkanı: Ahmet Uğuz - Üyeler: Dr. Abdullah Ok, Emine Çakır - Savcı: Aydın Boztaş.
Meltem Toksöz yurtdışında olduğu için duruşmaya katılamadı. Avukatı İnayet Aksu müvekkilinin ifadesinin istinabe yoluyla alınmasını talep etti.
Aksu ayrıca TCK 301. maddesi uyarınca kovuşturmanın izin şartına bağlı olduğu hususu gözetilerek mahkemenin durma kararı vermesini ve Adalet Bakanlığı'ndan izin istenilmesini talep etti.
Duruşma savcısı, "301. maddede tanımlanan suçun oluşabileceğine dair bir bulgu olmadığı görüldüğünden" talebin reddini istedi.
Heyet, TCK 301. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen durma kararı verilmesi talebini reddetti. Sanığın savunmasının istinabe yoluyla alınmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 16 Mayıs'ta.
25. ACM
Mahkeme başkanı: Selami Yılmaz - Üyeler: Beyhan Acar, Buket Özkoyuncu - Savcı: Mehmet İlker Durmaz.
M.A. duruşmada hazır bulundu. Duruşma savcısı, bir önceki celsede sunduğu ve sanığın TMK 7/2’ye göre cezalandırılmasını istediği esas hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini söyledi.
Avukat Sevgi Kalan esasa ilişkin savunmasında Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) aykırı bir iddianame ve soruşturma yürütüldüğünü ifade ederek atılı suçun unsurlarının oluşmadığını, söz konusu eylemin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını AİHM kararlarından ve yerleşik Yargıtay içtihatlarından örneklerle açıkladı. Müvekkilinin beraatini istedi.
1 yıl 13 ay
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, "bildiriye imza atmak şeklindeki eylemin örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme şeklinde sübuta erdiği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddesinin 1. cümlesi delaletiyle suçun işleniş biçimi dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirecek bir unsur bulunmaması nedeniyle TCK'nın 314/2 maddesi gereğince takdiren alt sınırdan ceza tayini ile sanığın 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığın eylemi bilerek ve isteyerek örgüte yardım şeklinde olduğundan TCK'nın 220/7 maddesi 2. cümlesi gereğince yardımın niteliği de dikkate alınarak cezasından takdiren en üst sınırdan 2/3 oranında indirim yapılarak sanığın 1 Yıl 8 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığın eyleminin 3713 Sayılı Kanunun 3. maddesinde sayılan terör suçu olduğu anlaşılmakla 3713 Sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince cezasında yarı oranında artırım yapılarak sanığın 1 Yıl 18 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki etkileri nazara alınarak cezasından TCK'nın 62 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılmasına ve sanığın 1 Yıl 13 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına" karar verdi.
Mahkeme, "yasal imkan bulunmadığından" hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) hükümlerinin uygulanması ve erteleme yapılmasına yer olmadığına hükmetti.
"Örgüte bilerek ve isteyerek yardım"
Mahkeme ayrıntısını gerekçeli kararda açıklamak üzere 1 yıl 13 ay hapis cezasını şu ifadelerle gerekçelendirdi:
"Yapılan yargılama ve dosya kapsamında mevcut delillere göre, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin topraklarının bir bölümünü bölmeyi dolayısıyla toprak bütünlüğünü bozmayı hedefleyen PKK/KCK terör örgütünün unsurlarından olan Demokratik Toplum Kongresinde 14 madde halinde açıklanan deklarasyonla, açıkça, ayrı bir yargı teşkilatı, vergi toplama yetkisi, sağlık hizmetlerinin ayrılması şeklinde ancak bir bağımsız devletin tekelinde bulunması gereken yetkileri talep ettiğini ilan ederek aynı doğrultuda örgütün silahlı militanları ile fiilen işgale yeltendiği, yerleşim birimlerini ağır silahlarla devlet egemenliğinden koparmaya çalıştığı bir konjonktürde örgüt yöneticilerinin ‘Kürt dostlarına ve tüm demokratik çevrelere de Kürdistan'daki bu direnişe ayağa kalkarak ve ayaklanarak sahip çıkmalarını belirtiyorum ve bu temelde çağrı yapmak istiyorum’ şeklindeki açıklama ve ayrıca yine ‘Türkiye'nin bütün demokratik ve toplumsal özgürlük güçlerini, siyasi partileri, şahsiyetleri, kanaat önderlerini, inanç toplulukları ve kurumlarını Kürt halkının yürüttüğü meşru ve haklı mücadeleye ve taleplerine destek vermeye davet ediyoruz’ şeklindeki çağrı üzerine, bir yandan özyönetim ilanının yapıldığı ve güvenlik güçlerinin operasyonları sebebiyle terör örgütünün zayiat vermeye başladığı, zor duruma düştüğü bir zamanda, örgütün amacının tehlikeye düştüğü bir ortamda, örgütün yeniden moral kazanması, yurt içinde ve uluslararası alanda destek sağlayıp suç işleme iradesini kuvvetlendirerek örgütün eylemlerine devam etmesini sağlaması, diğer yandan devletin operasyonlara son vererek örgütün amacına ulaşmasına engel bir durumun kalmaması için söz konusu metnin ustalıkla, operasyonlar sırasında sivillerin zarar görmemesi adına sokağa çıkma yasağı ilanı ve daha fazla şehit verme riskine rağmen sivil vatandaşların korunmasına özen gösterilerek yapılan operasyonların terör örgütü militanlarına karşı değil de sanki bölge halkına karşı yapılmışçasına manipüle edilerek, işgal girişiminde bulunan ve Türk Ceza Kanununun Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar Bölümünde düzenlenen ve cezai yaptırım bakımından en ağır birkaç suçtan birisi olan devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak fiilini işleyen PKK/KCK terör örgütünün, adı dahi belirtilmeden örgütün amacını kolaylaştıran bahsi geçen bildiriye imza atmak şeklindeki eylemin örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme şeklinde sübuta erdiği anlaşılmakla..."
Muhalefet şerhi
Mahkemenin oy çokluğuyla verdiği karara, üye hakimlerden Buket Özkoyuncu şu ifadelerle muhalefet şerhi düştü:
"Sanığın eyleminin PKK/KCK terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu ve 3713 sayılı yasanın 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim."
Akademisyen yargılamaları hakkında10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 16 Ocak 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 450 oldu. 76 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 3 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 1 akademisyen ise 2 yıl 3 ay; 1 akademisyen 2 yıl 6 ay; 1 akademisyen 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum oldu. HAGB istemeyenlerBugüne kadar 10 akademisyen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul etmedi. İçlerinden 6'sına 1 yıl 3 ay, 1'ine 1 yıl 6 ay, 1'ine 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Altı kişiden birinin cezası mahkemenin kanaatiyle ertelendi. 2 kişinin kararı henüz açıklanmadı. 3 akademisyene HAGB'ye ilişkin beyanları sorulmadı. Birine 1 yıl 6 ay, birine 1 yıl 3 ay, birine 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi: * Prof. Dr. Büşra Ersanlı - 32. ACM - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Erteleme yapılmadı. * Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel - 32. ACM - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Erteleme yapılmadı. * Prof. Dr. Ayşe Erzan - 32. ACM - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Erteleme yapılmadı. * Prof. Dr. Nesrin Sungur Çakmak - 32. ACM - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Erteleme yapılmadı. * Prof. Dr. Özdemir Aktan - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Erteleme yapılmadı. * Öğr. Gör. Aslı Takanay - Karar açıklanmadı. * Doç. Dr. Esra Arsan - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Mahkeme kanaatiyle 2 yıl denetimle ertelendi. * Prof. Dr. Gülhan Türkay - 1 yıl 3 ay hapis cezası. Cezada indirime gidildi. Mahkeme kanaatiyle 2 yıl denetimle ertelendi. * Yrd. Doç. Dr. Lütfiye Bozdağ - 1 yıl 6 ay hapis cezası. Cezada indirime gidilmedi. Erteleme yapılmadı. * Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı - 2 yıl 6 ay hapis cezası. HAGB'yi kabul etmediğini açıklamıştı. Yasal imkan bulunmadığından ceza ertelenmedi. HAGB sorulmayanlar* Arş. Gör. Onur Baysal - 28. ACM - 1 yıl 3 ay. HAGB beyanı sorulmadan HAGB'li ceza kararı verildi. * Dr. Yonca Güneş Yücel - 28. ACM - 1 yıl 6 ay. HAGB sorulmadan kabul ettiği ileri sürüldü. 2 yıl denetimle erteleme yapıldı. * Prof. Dr. Gençay Gürsoy - 37. ACM - HAGB hususunda hiç beyanı alınmadı. 2 yıl 3 ay hapis cezası. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava TMK 7/2'den sürüyor. TIKLAYIN - Akademisyen Yargılamalarının Sayılarla Bir Yılı Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Barış Akademisyenleri’nin beyanlarının tam metinlerine buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)