Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.
37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde üçüncü duruşması görülen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden emekli Prof. Dr. Gençay Gürsoy raporlu olduğu için duruşmaya katılamadı.
Gürsoy hakkında önceki celsede "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla esas hakkında mütalaa verilmişti. Bu celsde esasa karşı savunma vermesi beklenen Gürsoy hakkında mahkeme, celse arasında Gürsoy’un şahsi Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımları ve t24.com.tr isimli internet sitesinde yapmış olduğu söyleşinin çıktılarını dosyaya eklediğini açıkladı.
Kararını açıklayan mahkeme, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçunun işlendiğine dair kanaat oluştuğuna hükmederek Gürsoy’a 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi. "Sanığın duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları, pişmanlık duymamış olması" gerekçeleriyle cezada indirime gidilmedi.
Verilen ceza İstinaf Mahkemesi'nin kararından sonra kesinleşecek.
Mahkeme başkanı: Akın Gürlek - Üyeler: Erol Güngör, Ferhat Şirin - Savcı: Can Tümer Keriş.
Süre verilmedi
Gürsoy’un avukatı Meriç Eyüboğlu, mahkeme başkanının araştırma sonucunda dosyaya eklediği belgeler için “Mahkemenizce dosya içine alınan belgeleri bilmiyoruz. Hangi amaçla bu belgeler alınmıştır? İnceleyip beyanda bulunmak için süre talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme, süre talebini "yargılamayı uzatma amacı taşıdığı" kanaatiyle reddetti.
Heyetin reddi talebi
Eyüboğlu, bugün aynı mahkemede görülen iki akademisyen duruşmasında heyetin ceza kararı verdiğini hatırlattı. "Tarafsız ve objektif olma kriteri ihlal edilmiştir" diyerek heyetin reddini istedi.
TIKLAYIN - İki Akademisyene 1 Yıl 3 Ay Ertelemeli Hapis Cezası
Heyet bu talebi de "yargılamayı uzatmaya ilişkin olduğu" kanaatiyle reddetti. Eyüboğlu, heyetin reddinin reddi kararına yedi gün itiraz hakları olduğunu ve itirazı yapacakları için karar açıklanmadan önce sonucun beklenmesi gerektiğini söyledi.
Mahkeme, “hakimin reddi isteminin geri çevrilmesi durumunda merci tarafından karar verilinceye kadar bir işlem yapılamayacağına dair kanunun sistematik düzenlenmesinde bir hükmün bulunmadığı” gerekçesiyle itiraz işleminin yargılamayı durdurmayacağına, bu nedenle talebin reddine karar verdi.
Son savunması sorulan Eyüboğlu “Hakimin reddi halinde acil işler dışında yapılan işler durur. Talebimiz itirazın beklenmesidir. Bu nedenle başka bir son savunma yapmayacağız” dedi.
"Sanığın kastının yoğunluğu"
Gürsoy'a 2 yıl 3 ay hapis cezası veren heyet, kararda süreyi "1 yıl 15 ay olarak" ifade etti. Karar şöyle:
"Suçun işleniş şekli ve özelliği, sanığın suç tarihinde başkanı olduğu Türk Tabipleri Birliği ile birlikte bildiriden sonra bildiri içeriğine destek çıkar derecede açıklamalarda bulunması, bildiriden hemen sonra t24.com.tr adresinde yayınlanan dosyamıza çıktıları sunulan 15 Ocak 2016 tarihinde yapılan söyleşi ile şahsi sosyal medya hesabından dosyamıza çıktıları sunulan bildiriyi destekler ve sahiplenir şekilde sanığın beyanları ile tweetleri bulunduğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde suçun işleniş şekli, sanığın suç tarihindeki konumu, yayınlanan suça konu bildirinin sanığın başkanı olduğu TTB tarafından da kabul edilmesiyle insanlar üzerinde oluşturduğu etkinin boyutu, sanığın bildiriden sonraki bildiriyi kabullenme ve sahiplenme iradesi böylelikle değerlendirilen sanığın kastının yoğunluğu, oluşan tehlikenin boyutu dikkate alınarak takdiren cezanın yasal alt sınırından ayrılıp teşdit sanığın 1 yıl 15 ay ile cezalandırılmasına,
"Suça konu bildirinin basın ve yayın yoluyla kamuoyuna duyurulmuş olması dikkate alınarak cezanın yarı oranında artırılarak 1 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları pişmanlık duymamış olması dikkate alınarak indirim yapılmasına yer olmadığına karar verildi."
Gençay Gürsoy hakkındaTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi eski başkanı, akademisyen, nörolog. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. 1968-1969 ve 1972-1974 yılları arasında Oslo Tıp Fakültesi'nde nöroradyoloji eğitimi aldı. 12 Eylül'den sonra 1983'te 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayanılarak “bir daha kamu hizmetinde çalıştırılmamak üzere” görevinden uzaklaştırıldı. 1990’da Danıştay kararı ile kaybedilmiş haklarını geri alarak görevine döndü. Nörolojinin çeşitli konularında uluslararası ve ulusal bilimsel dergilerde yayınlanmış yazıları, kitap bölümü ve monografilerileri, 1975-1990 dönemine ait gazete ve dergilerde çıkan toplumsal-siyasal içerikli yazılarını topladığı Bir Resimaltı adlı kitabı var. İstanbul Tabip Odası genel sekreterliği, TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliği, İstanbul Tabip Odası başkanlığı yaptı. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yürüttü. 2006'da üniversite öğretim üyeliği görevinden emekli oldu. Aynı yıl Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığına seçildi. İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Vakfı'nın da kurucuları arasında yer aldı. Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf Başkanlığı’nı üstlendi. |
(TP)