“Deportu kendim istedim artık dayanamıyordum. iki yıldır tedavi alıyorum durumumun sabitliğini korumam gerekiyordu, GGM'deki şartlar benim için zorlaşmıştı. Edirne Geri Gönderme Merkezi'ndeki durum dolayısıyla sadece su ve sigara içiyordum.”
"Bana oradaki görevliler ‘Seni deport etmeyeceğiz belirsiz bir süreç seni bekliyor burada 4-5 ay kalabilirsin’ dedi. Bu sırada komşum erkek her tarafa olumsuz haberler yaymış, yazılı ve sözlü olarak ulaştırıyor. Oğlum orada yalnız yaşıyor. Komşum, ev sahibimi sıkıştırıyor o da oğlumu arıyor 'dikkatli olun' diyor. ‘Evi uluslararası mülteci kampına çevirmiş kaçak kalıyorlar’ diye iddia etmiş."
"Ev sahibine bu şekilde baskı yapıyor. Ev sahibimi aradım 'çocuğumu rahatsız etmeyin' dedim. Ama diğer komşu sürekli arıyor baskı yapıyor. Benim de elim kolum bağlı birşey yapamıyorum oğlum için. Çok üzgünüm. Oğlum lise son sınıfta, üniversiteye hazırlanıyor.”
“Çocuğum risk altında. Psikologla görüştürüldüm. Uyuyamıyordum durumum daha kötüye gidiyordu. Mecburen kendim deportumu istedim. Durumu yazdım. Dilekçe yazdım. Video yapalım dediler. ‘Burada sana baskı yapılmadığını, sana iyi davranıldığını söyle’ dediler. Ben kabul etmedim. Beni zorunlu deport etmediler fakat üzerimde psikolojik baskı yapıyorlardı. O yüzden öyle bir video çekmeyeceğimi söyledim.”
Azerbaycan’dan Türkiye’ye göç eden ve 2017’den bu yana Türkiye’de yasal ikametgâhı olan göçmen olarak yaşayan Sona Y., Edirne Geri Gönderme Merkezi’nden 22 Temmuz Cumartesi günü Bakü’ye deport edildi. Kendisi deportu kendisinin istediğini bunun nedeninin de "psikolojik baskı" olduğunu söyledi.
"Oğlumun okul düzeni bozuldu"
Bu cümleleri de bize Bakü’den iletti.
Telefonda konuştuğumuz Sona, “Benim çocuğumun bir yılı başladı. Oğlum orada kaldı ben buraya geldim. Benim tek derdim oğlum. Oğlumun okulunun bitmesini bekliyorduk. Bu ayın 20’sinde memlekete dönecektik. Bizim için önemliydi. Bizim planlamalarımız bozuldu. Şimdi oğlumun okul düzeni de bozuldu. Burada konsolosluğa gittim. Erkek arkadaşım geldi buraya ve evleneceğiz. Burada durumum iyi değil. Annemle de doğru düzgün iletişim kuramıyorum" dedi.
“Halen kolumda darp izi var”
Komşusu erkeğin kendisini darp ettiğini hatırlatan Sona, şöyle dedi:
“Halen daha elimde kolumda darp izleri var. Bir de bana dava açmışlar. Ben nasıl onu yaralayabilirim?. Komşum hakkımda “terör suçlusu” gibi algı yaratıyor. İktidar partisi üzerinden algı yaratıyor. Yazılı bir suçlama yok fakat böyle bir algı yaratıyor. Komşu bana ‘seni hapishaneye attırırım, ülkeden de attırırım’ diyordu. Demek ki dediklerini yapabiliyor, bu kadar güçlü. İktidar partisi ile bağlantıları var sanırım. Çok endişliyim büyük bir haksızlığın kurbanı oldum.”
“Yasal süreç devam edecek”
Sona'nın avukatı Yakup Sevinçhan’ın verdiği bilgiye göre, Sona’nın serbest bırakılması için iki kez Edirne Sulh Ceza Hâkimliğine başvurdu. İkisi de reddedildi.
“Sona Hanım'ı darp eden komşusu Sona Hanım'ın ev sahibine baskı kurup Sona Hanım'ın oğlunu evden çıkartmaya çalışıyordu. Ev sahibi evden çıkaramayınca da apartman sakinlerinden imza toplayip çıkartma yoluna başvurdu. Aynı zamanda Sona Hanım'ın oğlu hakkında polise şikayette bulunup sınır dışı etmekle tehdit ediyordu sürekli. "
"Tüm bu gelişmeler üzerine ve GGM sartlarindan da iyice psikolojisi bozulan Sona Hanım kendi isteğiyle deport edilip Azerbaycan'a döndü. Cumartesi günü deport edildi. Şimdi Bakü’de. Bizim de yasal süreçlerimiz devam edecek.” (EMK)