Fotoğraf: Sosyal medya
“Dün resmen Adana’nın ortasında cehennemi yaşadık. Beynimde yeni yeni olayları süzgeçten geçiriyorum. Psikolojimiz bozuldu. Önüne gelene vuruyordu polis. Öldürürcesine vuruyorlardı. Bebeklere çocuklara vuruyorlardı…”
Fatma Kardaş, dün (20 Mart 2022, Pazar) kardeşim diye çağırdığı 8 mahpusun serbest bırakılması talebiyle Adana’da sokak eylemine katıldı.
Ancak, eyleme polis müdahale etti, çok sayıda kişi darp edildi.
Furkan Vakfı’nın paylaştığı görüntülerde eylemcilere cop, biber gazı ve plastik mermilerle saldırıldığı, çocukların gazdan etkilendiği, bazı kişilerin yaralandığı görüldü.
“Polis isabet alarak gaz sıkıyordu”
Polis jopuyla yere sürüklenen ve polisin sırtına jopla vurduğu Fatma Kardaş, tanık olduklarını bianet’e şöyle anlattı:
“Ayağıma bir şeyin sıkıldığını gördüm. İsabet alarak sıkıyorlardı. Arkamı döndüğümde baş örtülü polis sırtımdan jopuyla vurdu yere düştüm.
“Ben orada hayretler içinde kaldım. Ben 7. sınıfa giderken başımı örtmek istedim ancak örtemedim, örtünce okula gidemedim.
‘O mesleği başı kapalı yapıyorsan benim mücadelem sayesinde'
“O zaman da mücadele ettim. Bugün başını kapatıp o mesleği yapıyorsan benim verdiğim mücadele ile oldu.
“Bugün Müslümanlara karşı bütün zulümlere karşı tepki göstermeye çalışıyoruz. Bugün aynısı olsa yineonun yanında yer alırım. Şimdi geçmiş karşımda intikam alırcasına saldırıyorlardı. Bunlar özel bir şekilde emir almış üst düzey bir şekilde emir almışlar kadın erkek çocuk ayırt etmeden vur emrini almışlar.
"Bu yürüyüşteki amacımız da haksız yere tutuklu olan sekiz kardeşimizin serbest bırakılması içindi. Altı aydır hukuksuz bir şekilde cezaevindeler. Ne hakkınız bunu yapmaya. Bunu yapmaya ne hakkınız var bunu yapmaya.
"Tomografi çekildi. Kolumda hafif sıyrık var. Diz kapaklarımda çok yara var. Darp raporu alacağız.
"Her taraftan saldırı vardı. Bebeklere çocuklara da saldırdılar. Gözümün önünde bebeği saldırdılar. Gidecek durumları da olmadı zaten çocuk. Bebek için de tıp raporu alındı. Sağlık durumu iyi ama doktoru çok korkmuş.
"Hukuki süreç başlatacağız"
"Bu kadar zulme sessiz kalamayız. Kamuoyuna demek istediğimtel şey şu biz nice insanlara kuranın mesajını anlattık. İslami anlattık. Biz kimseye el kaldırmadık zulmetmedik. Mücadelemiz mezara kadar devam edecek. Biz bu yolları bilmeyen insanlarız polise karşı gelen insanalar değiliz. Sağ olsunlar bize bunu da göstersinler. Bizim hedefimizden geri adım atmayacağız.
Gergerlioğlu’ndan soru önergesi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Furkan Vakfı Gönüllülerine uygulanan şiddeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sordu.
Bunun birlikte TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na dilekçe veren Gergerlioğlu konunun incelenmesini istedi.
Gergerlioğlu’nun Soylu’dan yanıtlaması istediği sorular şöyle:
*Furkan Vakfı üyelerine yönelik yapılan bu saldırının emrini kim verdi?
* 2559 sayılı Polis Vazife ve Salȃhiyet Kanunu çerçevesinde orantısız gücün ötesinde şiddet kullanan personelle ilgili hangi işlemler yapıldı?
*Orantısız güç kullanan polislerle ilgili soruşturma açıldığı bilgisi doğru mudur? Bu iddia doğruysa bu polisler halen olay yerinde vatandaşa müdahale etmeye devam etmekte midir? Eğer bu iddia doğruysa kolluk gücünün intikam hissiyle vatandaşlara kaba kuvvet kullanmasını engelleyecek bir mekanizma var mı?
*Olay yerinde alındığı iddia edilen ses kaydındaki polis ifadeleri doğru mudur? Doğru ise Furkan Vakfına ve gönüllülerine karşı İçişleri Bakanlığının özel bir antidemokratik tutum içerisinde olduğu iddiası doğru mu?
*Herhangi bir olay yaşadığında kendisini koruması gereken kolluk güçlerinin bu orantısız gücün ötesinde şiddet kullanımına karşı vatandaşı kim koruyacak?
*Furkan Vakfı üyesi kadınlara yönelik şiddet eylemi içerisinde olan kolluk güçleri, bu cesareti İstanbul Sözleşmesinden çıkılmış olmasından mı alıyor?
*Kadınlara yönelik şiddette kadın kolluk güçlerinin kullanılmasının özel bir sebebi var mıdır? Polis Teşkilatında bu şekilde bir tavırın kadına yönelik şiddet olmayacağı gibi bir algıda olunduğu iddiası doğru mu?
*Sosyal medyada güvenlik şube müdürü olduğu iddia edilen elinde jop sırtında kırmızı mont bulunan kişi gerçekten de polis teşkilatının kodrolu memuru mudur? Eğer bu iddia doğruysa bu kişi hayatında hiç 2559 sayılı Polis Vazife ve Salȃhiyet Kanunu okumuş mudur? Eğer bilgisi varsa bu davranışının işinden edilmeye kadar varacak bir süreci olduğunu düşünmedi mi?
*Halka açık alanda bu muameleyi yapmakta beis görmeyen kolluk güçlerinin gözaltı merkezlerinde yaptıkları iddia edilen pek çok işkence ve kötü muamele iddialarını bu görünrülerle doğruladığı iddiası doğru mu?
*Emniyet müdürlükleri dahil pek çok yerde tarafıma iletilen işkence iddialarına cevap vermeyen İçişleri Bakanlığı bu görüntüler neticesinde bir açıklama yapacak mı?
*Metruk binalar için “Siz yıkın kanun arkanızdan gelsin“ diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kolluk güçlerine “Siz müdahale edin kanun arkadanızdan gelir“ dediği iddiası doğru mu?
(EMK)