Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Van- Bahçesaray karayolunda yaşanan ikinci çığ felaketini bianet’e değerlendiren Arama Kurtarma Teşkilatı (AKUT) Onursal Başkanı Nasuh Mahruki, çığ düşen bir yerde ikinci bir çığ ihtimalinin her zaman yüksek olduğunu ve kalabalığın da bu riski arttırdığını söyledi.
Türkiye'de çığ tehlikesinin en fazla olduğu Van Bahçesaray’da çarşamba (4 Şubat) günü bir minibüsün üzerine düşen çığ beş kişinin ölümüne yol açtı. Çığın altında kalan iki kişiyi arayan jandarma, AFAD, itfaiye ve gönüllüler de çığın altında kaldı.İkinci çığın düşmesi sonucu şu ana kadar 40 kişi yaşamını yitirdi.
Peki, çığ bölgesinde arama kurtarma çalışmaları nasıl yapılmalı, iş makinaları çığ bölgesine girer mi ve bu kadar kalabalık bir ekiple gitmek doğru mu? Mahruki, bianet'in sorularına şu yanıtları verdi:
"İkinci çığ riski göz önünde bulundurulmalı"
“Çığ yaşanan bir bölgeye, arama kurtarma ekibi gönderiliyorsa beklenmesi gereken ilk şey ikinci bir çığın yaşanıp yaşanmayacağıdır. Çığ bölgesine giden kurtarma ekibi, kendileri de çığ riskiyle karşı karşıya olup olmadığını bilmesi ve buna karşı önlemlerini alması gerekir. Öncelikli tedbirlerden biri de çığ riski olan bir bölgeye Van’da olduğu gibi bu kadar kalabalık gidilmemesidir.
“Zaman zaman bu şekilde kaçınamayacağınız kurtarma durumları olabilir, çığ parkurunu geçmek zorunda kalabilirsiniz öyle bir durumda da teker teker geçilir ki, risk minimuma insin. Tekrar çığ düşerse daha fazla can kaybı yaşanmaması adına tedbirdir. Ayrıca tek tek geçilirken, kalan ekip geçen kişi göz kontrolünde tutar, eğer bir çığ düşerse son görüldüğü yer bilinsin. Son görüldüğü nokta çok önemli çünkü arama çalışması orada başlayacak.
"İş makinaları çığ bölgesine girmemeliydi"
“Çığ bölgesine çok fazla insanı soktuğunuz zaman, o kalabalığın karda yarattığı titreşim çığı tetikleyebilir. İş makinaları kullanılabilir ama Van’daki olayda kullanılmalı mı, kullanılmamalı mı sorusunun cevabını hayatın kendisi gösterdi zaten. Tabii ki, burada kullanılmamalıydı.
“Ama en önemlisi yeni bir çığın düşüp düşmeyeceğinin hesabını yapmaktır. Böyle bir risk varsa; bunun nereden ve ne şekilde düşeceğini, eğer bu çığ tehlikesinin altında çalışması gereken insanlar varsa bu insanlarla nasıl iletişim kurulacağını planlamak gerekiyor. Çığ riski altında çalışacak insanları takip edecek gözlemciler yerleştirmek gerekiyor. Gözlemciler çığ geleceğini tespit ederse, alandaki ekibe düdük ya da telsizle bilgi verir.
"İkinci bir çığ riski düşünülmemiş"
“Van’daki çığ bölgesi çok fazla kalabalık, bu kadar kalabalık olmasına gerek yok. İlk düşen çığın ardından iki cenaze almak için 80 kişi çığ bölgesinde paldır küldür hareket ediyor. İki cenaze çıkarmak için gidildi, 40 insan hayatını kaybediyor. Bu korkunç bir şey, burada birden fazla hatalar zinciri var. İkinci bir çığ riski düşünülmüyor, çığ testi düşünülmüyor.
"Az ve profesyonel insan gitmeli"
"Dağda derin karda iz açarken; adım adım yürürsünüz ve adımlarınızın arasında derin kardan dolayı hiç kesilmemiş bir kar kütlesi kalır. Bu kar kütlesi çığın düşmesini engelleyecek kar kütlesidir. Dağcılar karda yürürken, bir birilerinin adımlarından ve bu adımları bozmadan yürür ki, bu çığı engeller ve çok önemlidir. İkinci bir çığ riski düşünülmüyor, çığ testi düşünülmüyor. Daha az ve profesyonel insanlar çalışır ve çalışma yapan insanların üzerinde de vericiler bulunur, herhangi bir durumda bu cihazlar sinyal verir.”
Başdanışman tartışmasıHabertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, canlı yayında yaptığı açıklamada, ikinci çığa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski AKP milletvekili Gülşen Orhan'ın neden olduğunu ileri sürdü. Aydemir, Orhan'ın Çatak'ta yapılacak bir toplantıya katılmak üzere uyarıları dikkate almayarak iş makineleri ile güzergahtaki yolu açtırdığını ve makinaların çığa neden olduğunu iddia etti. Aydemir daha sonra Twitter'dan yaptığı açıklamada "Arkadaşlar, söylemediğim şeyleri çarpıtıp haber yapanlara lütfen itibar etmeyiniz. Programda anlattığım olaydan ancak tedbirsizlik sonucu çıkabilir" diye yazdı. Aydemir sonrasında yayında özür de diledi. Orhan ise iddiayı yalanlayarak şunları dedi: "Ben olay yerinde çalışan ekipleri, son durumu, görmek için çığ bölgesine uğrayıp tekrar, cenaze konvoyuna dönmek üzere konvoydan ayrıldım. Tek araba ve bir kaç kişilik bir ekip olarak olay yerine vardık. Vardığımda, kalabalık bir insan grubu, jandarma ekipleri, AFAD il müdürümüz ve ekibi çalışma yürütüyorlardı. "Oradaki yetkililerden bilgi almak için araçtan indikten iki dakika sonra çığ hepimizin üzerine düştü. Ben vardığımda herhangi bir iş makinası çalışmıyordu. Benim yanımda da hiç bir iş makinası yoktu ve olamazdı da. Çalışmalarla ilgili hiç bir direktifim veya tavsiyem olmadı. Amacım sadece olay yerini bizzat görmek ve oradakilere yanlarında olduğumuzu hissettirmekti." Orhan'ın şoförü Siyabend Dayan da çığ altında kalarak yaşamını yitirdi. |
(RT)