AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün üniversite öğrencileriyle Ankara Beştepe’de düzenlediği sahur programında yaptığı açıklamalarda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın birleştirileceğini açıkladı.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı 2011’de kapatılmış, yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmuştu. Kadın örgütleri o zamandan beri, Aile Bakanlığı’nın yerine Kadın Bakanlığı kurulması için kampanyalar düzenliyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın birleştirileceği açıklamasını Mor Çatı’dan Selime Büyükgöze, KAMER’den Nebahat Akkoç ve feminist avukat Meriç Eyüboğlu bianet’e değerlendirdi.
Büyükgöze ve Eyüboğlu, kadın hareketinin 2011’den bu yana bir Kadın Bakanlığı ya da Eşitlik Bakanlığı kurulması için mücadele ettiğini hatırlatırken, mevcut haliyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın zaten çok geniş kapsamda çalıştığını ve kadınlara yönelik politikalar üretmediğini söyledi.
Akkoç da Bakanlığın çalışma konularının kapsamının çok geniş olduğunu tekrarlarken, bölgeler arası farklılıklar gözetilmeden geliştirilen çözümlerin kadınlara zaten yeterince yarar sağlamadığını belirtti.
"2011'den beri Kadın Bakanlığı istiyoruz"Mor Çatı’dan Selime Büyükgöze şöyle konuştu: “Biz zaten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2011’de kurulduğundan beri, Bakanlığın bu haline itiraz ediyorduk. Temel argümanımız da bir Kadın Bakanlığı olmaması, kadın ve ailenin eşdeğer görülmesiydi. “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışma alanlarına baktığımızda, aile, yaşlı, çocuk, engelli, hepsini görüyoruz. Bakanlığın herkesi aynı sepete koyup, kimseye özel bir politika üretmemesini eleştiriyorduk. “2011’de Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın kapatılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmasının, kadınları aileye hapseden politikalar anlamında da sembolik bir önemi vardı. İlk günden itibaren, kurulması gerekenin bir Kadın Bakanlığı olduğunu hep söyledik. “Detaylarını henüz bilmesek de gelinen noktada, kadınlardan yana politika zaten yapmadığı için eleştirdiğimiz bu kurumun ortadan kaldırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu gelişme, biz kadınlar için politika üreten bir kurum talebini ısrarla tekrarlarken, tam tersine kadınların taleplerinden daha da uzaklaşan bir politikanın habercisi. Kadınların geleceğinin nasıl olacağına dair bir öngösterim olarak da düşünebiliriz.” |
“Her merkezileşme hamlesi yerelden uzaklaşmak demektir”Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 20’nin üzerinde ilde faaliyet gösteren Kadın Merkezi’nden (KAMER) Nebahat Akkoç şöyle konuştu: “Türkiye geniş ve kalabalık bir ülke. Kadınların sorunları da bölgesel olarak farklılıklar gösteren, çeşitli boyutları olan yoğun ve elzem bir konu. “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı zaten kapsamı çok geniş tutulmuş bir bakanlık. Bakanlıkların birleştirilmesi bir yana bana göre kadınlarla ilgili sorunların ve çözümlerinin yerinden belirlenmesi lazım. “Eğer Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yerel/yerinden yönetim güçlendirilmeden söz konusu olursa bu kadınlara yarar sağlamayacaktır. “Esasında bölgeler arası farklılıklar gözetilmeden geliştirilen çözümler zaten yeterince yarar sağlamıyor. Genel başlıkların altındaki tali konulardan biri olarak ele alınınca ne sorunun tanımı ne de üretilecek çözümler yeterli olmayacaktır. “Nasıl bir sistem öngörüldüğü konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz. Ama her merkezileşme hamlesi yerelden uzaklaşmak demektir.” “Sürpriz yok, bu hükümetin kadınların hayatında değiştirebileceği hiçbir şey de yok” |
“Sürpriz yok, bu hükümetin kadınların hayatında değiştirebileceği hiçbir şey de yok”Feminist avukat Meriç Eyüboğlu da şunları söyledi: “Biz feministler olarak eskiden beri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı düzenlemesine itiraz ediyoruz çünkü, eylemlerde attığımız sloganla, söyleyeyim: Aile değil kadınız. “Bizim bir kimlik, bir kişilik, bir birey olduğumuzu, kadın olduğumuzu yok sayıp, bizimle ilgili politikaları ailenin için sıkıştırma meselesi, politik olarak mevcut hükümetin durduğu yeri anlatmaya yetiyor. Nitekim aile sever bakanlık, çocukları, yaşlıları engellileri, kapsamına alan bir bakanlık aynı zamanda. “Bu bakanlığın faaliyetlerini yıllık çalışma raporlarından da biliyoruz. Örneğin 2016 faaliyet raporuna göre, bakanlığın övünerek söz ettiği birincil faaliyeti Çanakkale Savaşı’nın yıldönümünde bütün il merkezlerinde mevlit okutulduğunun ilanıydı. Hatırlanacağı gibi bu gazetelerde de bolca yayınlandı. “Sonuç olarak erkek şiddeti başta olmak üzere kadınların bu topumdaki mevcut konumuna ilişkin çok sayıda düzenlemeye, önleme, yasa ve uygulamada değişikliğe ihtiyaç var. Ve tabii ki pozitif ayrımcılık önlemleri de alınmak zorunda. “Bu nedenle biz ayrı bir Kadın Bakanlığı ihtiyacından bahsediyorduk, bunun Eşitlik Bakanlığı ismiyle örgütlenebileceğini söyleyen arkadaşlarımız da vardı. Ama hükümetin başından beri kadınların yaşadığı sorunlara yaklaşımı çözüm odaklı değil, aileyi koruma odaklı gelişti. Erkek şiddetiyle gerçek anlamda mücadele etmek yerine, müftülükler nezdinde boşanmayı önleme büroları kurmak bunun en çarpıcı örneklerinden biri. “İşte tüm bu toplam ışığında bu son açıklamaya bakınca hiç şaşırmıyorum. Sahici olmayan, kadınların yaşadıkları sorunları evlenmek, çeyiz parası ve çocuk doğurmaktan ibaret sayan, önüne koyduğu en önemli problem boşanmayı önlemek olan bir Aile Bakanlığı’nın Çalışma Bakanlığı’nın içine sokulması, hükümetin tam da söylediğimiz gibi davrandığını bir kez daha görünür kıldı. Sürpriz yok. Bu hükümetin kadınların hayatında değiştirebileceği hiçbir şey de yok.” |
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hakkında
Dönemin Başbakanı Erdoğan, 2011’de Erdoğan, "Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli" demiş ve Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın yerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kurulacağını açıklamıştı.
Bu açıklama kadın örgütlerinin tepkisini çekmişti ve “Kadın Bakanlığı Kaldırılmasın” kampanyası kapsamında 4 binin üzerinde imza 6 Haziran 2011’de Başbakanlığa iletilmişti.
Tepkilere ve kampanyalara rağmen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2011’de kuruldu, ilk bakan Fatma Şahin oldu. Ardından Ayşenur İslam, Ayşen Gürcan, Sema Ramazanoğlu ve Fatma Betül Sayan Kaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görev yaptı.
Erdoğan: Bakanlıkları birleştiriyoruz
Erdoğan, dün şöyle konuştu: "Şu anda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla birleştiriyoruz. Bu ikisi birleşeceği için -bunu daha sonra açıklayacaktım ama size kıyağım oldu- dolayısıyla burada yeni bir kadrolaşma olacak.” (ÇT)