* Çizim: Ercan Altuntaş
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Kobanî davasının 7. duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
6 müşteki katılım talebinde bulunmadı
Bugün kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya Sincan’da tutulan siyasetçiler katılırken, farklı cezaevlerindeki siyasetçiler ve tutuksuz yargılananlar ise Kocaeli, İstanbul ve Edirne’den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı.
Dosyaya eklenen evrakları okuyan mahkeme başkanı, haklarında dava açılan siyasetçilerin milletvekili oldukları dönemde Meclis’te yaptıkları konuşmaların mahkemeye iletilmesi için yazılan müzekkereye cevap verildiğini ifade etti.
Dava avukatlarının duruşma periyotlarının yeniden düzenlenmesi talebinin reddi üzerine mahkeme heyeti hakkında Hakim ve Savcılar Kurulu’na (HSK) yaptıkları şikayet başvurusu da dosyaya eklendi. Mahkeme heyetinde bugün bir değişiklik daha yapıldı, bir üye değiştirildi.
HDP’nin aktardığına göre, mahkemeye 47 kişinin “müşteki” sıfatıyla alınan ifadeleri “alındı okundu” denilerek dosyaya eklendi. Buna göre 47 kişiden 10’u şikayetçi olduğunu ve katılma talebinin bulunduğu ifade ederken, 31 kişi şikayetçi olmadığını ve katılma talebinin bulunmadığını belirtti. 6 kişi ise katılma talebinde bulunmadığını belirtti.
“Sizin de ne kadar orada oturacağınızı bilmiyoruz”
Gelen evraklara dair iddia makamının görüşünü alan mahkeme başkanı, avukatların beyanlarını almadı.
Bunun üzerine söz alan Avukat Cihan Aydın, “Bize de söz vermeniz gerekiyor, birçok belge girdi dosyaya. İddia makamına sordunuz ancak bize de sormanız gerekir” dedi.
Mahkeme başkanı, gelen evrakların bir kısım müştekiye dair olduğunu belirterek söz hakkı vermedi.
Avukat Aydın, “Heyetinizde bir değişiklik daha var. Daha önce bir mahkeme başkanı görevden azledildi. Şimdi ikinci bir üye daha var. Daha 10 ay olmadan iki üye bu mahkemeden azledildi. Katılan taraf Adalet Bakanı mahkeme heyetine doğrudan müdahale ederek iki yargıcı görevden aldı. Sizin ne kadar orada oturacağınızı da bilmiyoruz. Yeni üyenin nasıl geldiği konusunda da hem müvekkillere hem de bize açıklama yapmalısınız. Bu heyet değişikliğini bilmek zorundayız. ‘Mahkeme başkanı neden görevden alındı’ diye sorduk. Siz buna gerek yok dediniz, muhtemelen yeni üyeye dair de cevap vermeyip gerek yok diyeceksiniz” dedi.
“Dosyaya gönderilen bilgiler güvenilir değil”
Bir dizi belgenin okunduğunu belirten ve bunların hiçbirini kabul etmediklerini dile getiren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu bilgi ve belgelerin tamamı davanın katılanı olan Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı personeli tarafından hazırlanıp bu dosyaya gönderilen bilgi ve belgeler. Bunların güvenilirliği son derece şüpheli. Katılanların lehe delil toplama gibi bir yükümlülüğü yok.
“Bu belgeleri ve bu belgeler üzerinden müvekkillerimizin itham edilmesini kabul etmiyoruz. Bunları geri gönderin ya da dosyadan çıkarın veya katılan olarak dosyadan çıkacaklar. Yoksa bu yargılama bu şekilde sürmez.
“Biz buna ortak olmayız, bu hukuksuzluğa, haksızlığa ortak olamayız. Siz bunları dosyaya koydunuz ama biz buna dair de her birini tek tek tartışacağız.”
“Yeni üye ne kadar ‘hakim’, bilmiyoruz”
Yeni üyenin bu dosyayı gerçekten okuyup okumadığını da soran Aydın, bu konuya ilişkin tutanakta herhangi bir bilginin yer almadığını dile getirdi:
“Buna dair tutanakta bir şey yok. Yeni üye ne kadar yeni, bu davanın hangi aşamasından beri içinde, duruşmalarda yapılan itirazların ne kadarına hakim, bilmiyoruz. Bu bile yargılamanın ne kadar mevzuata aykırı yürütüldüğünü gösteriyor. Bu konuda da mahkeme başkanı olarak bizlere ve müvekkillerimize bilgi verme yükümlülüğünüz var. Bunu talep ediyoruz.”
“Siyasetçiler susma hakkını kullanmayacak”
Avukat Zeynep Sedef Özdoğan da mahkemenin savunma yapmayan siyasetçiler için “savunma yapmadıkları halde susma haklarını kullanılmış sayılacakları” sözlerine itiraz etti.
Özdoğan, “Susma hakkı işkence yasağını destekleyen bir düzenlemedir” diyerek BM İnsan Hakları Beyannamesi’ne işaret etti. Özdoğan, siyasetçilerin susma hakkını kullanmak istemediğini söyledi.
Duruşma periyotlarıyla ilgili talep reddedildi
Avukatların beyanlarını alan mahkeme başkanı, “Bu celse için sağlık mazereti, başka mahkemede olunmasına dair belirtilen sebepler ve diğer nedenlerle müşteki vekilleri, sanık müdafileri ve sanıklar tarafından sunulan mazeretlerin kabulüne, bir önceki celsede duruşma periyoduna ilişkin olarak ise 1 nolu ara kararda belirtilen nedenler göz önünde bulundurularak, sanık avukatlarının duruşmanın bir haftayı geçmeyen duruşma aralığı talebinin reddine” karar verdi.
“Kısıtlamalar normalleşmeye rağmen kaldırılmadı”
HDP eski MYK Üyesi Bülent Parmaksız yaptığı savunmada, cezaevinde yaşanan sorunları anlattı.
Pandemi döneminde getirilen birçok kısıtlamanın “normalleşmeye” rağmen kaldırılmadığını dile getiren Parmaksız, beyanına şöyle devam etti:
“Yeni normalleşme şöyle; önceleri iki kere sayım yapılıyordu şimdi sayım sayısı üçe çıkarıldı. Her gün bunu yapıyorlar. Sabah saatlerinde personel kalabalık geliyor 3-4 kişi hücreye giriyor ve sayım yapıyor. Gece saatlerinde dahi arama yapılıyor ve bunun devam edeceğini söylediler. Sıkıyönetim dönemlerinde bile bu uygulama yoktu.”
“HDP üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar”
Davanın 6 yıl sonra açıldığını belirten Parmaksız, “Şimdi niye acele ediyorsunuz” diye sordu, “Üzerinizde baskı var farkındayım. Bu sürecin böyle gitmeyeceğini siz de çok iyi biliyorsunuz” şeklinde konuştu.
Davaya dair iktidar yetkililerinden gelen açıklamaları da hatırlatan Parmaksız, “Amaç sadece HDP’ye zarar vermek değil bizim üzerimizden muhalefeti dövmek istiyorlar. HDP üzerinden muhalefeti şeytanlaştırmaya, siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. 6 yıldır süren süreci bir an önce bitirmek istemenizin nedeni bu. Belki de seçim olacak. Bu dosyanın istinafta ya da Yargıtay’da bozulacağını da çok iyi biliyorsunuz” diye konuştu.
“Siyaset istiyor diye hukuku eğip bükemezsiniz”
“AİHM kararını uygulamak için neden acele etmiyorsunuz” diye soran Parmaksız, şunları söyledi:
“6 yıl neden beklediniz. AİHM, MYK açıklamasına dair ‘ifade özgürlüğü sınırları içerisindedir’ dedi. Ama siz bu kararı uygulamıyorsunuz. Bizi çok ağır suçlarla itham ediyorsunuz ama hemen savunma vermemizi istiyorsunuz.
“HDP’ye yönelik kapatma davası da açıldı. 16 Aralık’a kadar yazılı savunmamı göndermek zorundayım. Ben şu an onunla uğraşıyorum. Ama bu davaya dair de savunmamı hazırlıyorum. Fakat ilk etapta önümde AYM’ye vereceğim savunma var. Hangi birini yetiştireceğim. Siyaset böyle istiyor diye hukuku bu kadar eğip bükemezsiniz.”
Savunma yapmayacaklarını beyan ettiler
Duruşmanın öğleden sonraki oturumu, HDP’nin önceki dönem MYK Üyesi Bülent Parmaksız’ın konuşmasıyla başladı.
Savunma yapmadığını tekrar hatırlatan Parmaksız, “Ben savunma yapmıyorum ve bir süre daha savunma yapmayacağım. Savunma yapmadığımı anlatmak için söz aldım. Bu susma hakkı değil, biz susma hakkının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bize işkence yapanlara karşı susarız, onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz ama burada susma hakkımı kullanmıyorum. Kendilerinden o kadar emin olsalardı Meclis’te Kobanî’ye dair verilen tüm önergeleri reddetmezlerdi. Savunmamı yapabilmem için makul bir süre istiyorum” dedi.
Buna rağmen mahkeme başkanı ısrarla Parmaksız’a sorular yöneltti. Parmaksız savunma yapmadığını belirterek soruları yanıtsız bıraktı.
Parmaksız’ın konuşmasının ardından mahkeme, “Parmaksız'ın savunmasını daha sonra yapacağını, bu aşamadaki beyanlarının savunmaya yönelik olmadığını, savunma için süre istediğine dair gerekçeleri olduğunu beyan etmekle müdafi bulunduğu oturumda savunmasının alınmasına karar verildi” açıklamasında bulundu.
Heyet, kadın hakları aktivisti Aynur Aşan’a savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunma yapmayacağını belirten Aşan, bazı hususlar üzerine beyanlarda bulunmak için söz aldı.
Savunma vermek için henüz hazır olmadığını ifade eden Aşan, “11 Ekim’de iddianame elime ulaştı. 3 bin 530 sayfalık iddianame var, ek klasörler elime ulaşmadı. Bu nedenle hazırlanmam için uzun bir süreye ihtiyacım var” dedi.
Aşan, Antalya’dan Sincan L-3 Kapalı Cezaevi’ne getirildiğinden beri 1,5 aydır izolasyonda olduğunu belirterek, aynı dosyada yargılandığı kişilerin yanına gitmek için dilekçe verdiğini ancak reddedildiğini söyledi ve bu konuda mahkemenin karar vermesini istedi.
Heyetten siyasetçilere: “Görürsünüz”
Önceki dönem HDP MYK Üyesi Dilek Yağlı da savunma vermeyeceğini ifade etti. Yağlı, bu durumun susma hakkını kullandığı anlamına gelmediğini belirtti:
“8 Kasım’da size sağlık nedenleriyle bir gerekçe sundum ancak sizin neye dayanarak mazeret dilekçemi reddettiğinizi biliyorum. Karar elime ulaştığında mazeret dilekçemin dosyaya alınmadığını gördüm. Dilekçenin yanıtını almak istiyorum.
“Ben MYK Üyesiyim. 6 yıl sonra açılan ve sizin de iddianameyi kabul etmenizin ardından başlayan kovuşturmanın hukuksuzluğu ile karşı karşıyayız. Bir hafta ara verilecek şekilde bir duruşma periyodu koydunuz. Bu durumda savunma yapmak istediğimizi bildirmemize rağmen siz susma hakkımızı kullanmış sayılacağımızı söylüyorsunuz. Biz gerçekleri tekrar tekrar dile getiriyoruz.
“Adil yargılanma hakkının ihlali açısından makul sürenin göz önüne alınmasını istiyoruz. Gerçekleri anlatmak için makul sürelerin verilmesini istiyoruz. İlerleyen aşamalarda, özellikle adil yargılanma hakkının sağlandığı koşullarda savunmamı yapacağım.”
Yağlı’ya “Sizi savunma yapmak üzere çağırdım” diyen mahkeme başkanına Yağlı, “Hayır, ben savunma vermiyorum, bu durumda ne yapacaksınız?” dedi. Mahkeme başkanı, “görürsünüz” diyerek soru sormaya başladı. Mahkeme başkanının sorularına karşı, savunma vermediğini bu nedenle de soruları yanıtlamayacağını ifade eden Yağlı, heyeti reddettiğini tekrarladı.
Reddi hakim talebine ret
Mahkeme başkanı, Yağlı’nın reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu savunarak talebin reddine karar verdi.
Mahkeme kararın tebliğinin ardından Yağlı’nın bir üst mahkemeye başvurabileceğini ifade etti. Yağlı ise, “Siz hukuksuzluğunuza devam ettiğinizde bizim haklarımızı kullanmayacağımızı mı düşünüyorsunuz? Sağlık koşulları iyi olmayan birine, üstelik savunma vermeyeceğimi ve neden vermeyeceğimi gerekçelerimle sunmama rağmen, ‘Savunma yapacak mısınız?’ diye soruyorsunuz. Ben size cevap vermeyeceğim” dedi.
Yağlı, mahkeme başkanının savunma almadaki ısrarı üzerine, reddi hakim talebinin reddedilmesine ilişkin itirazını sunacağını belirtti.
“Yargılamayı böyle sürdüremezsiniz”
Salonda bulunan avukatlar da “Sorguya hazır değilim diyen birinin sorgusunu almaya zorlayamazsınız. Böyle yargılama yapmanıza izin vermeyeceğiz” diyerek heyetin tutumuna itiraz etti.
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Zabıt katibine sesleniyorum. Müvekkilimin reddi hakim talebinin reddine itiraz ettiğini zapta geçin. Eğer zabıt katibi talebi zapta geçmiyorsa zabıt katibini de reddediyoruz. Keyfinize göre yargılama yapamazsınız. Müvekkilim 2 aylık sürenin kendisine yetmediğini söyledi ancak ısrarla savunma almaya çalışıyorsunuz. 300 küsurluk dava klasörünün ne kadarını okuyabildiniz? Günde 4 klasör okumaya başlarsanız 80 güne ihtiyacınız olur. Biz buraya esir kampına gelir gibi geliyoruz. Siz buraya arkadan gelirken biz buraya gelirken isimlerimiz kayda alınıyor ve fişleniyoruz. Nerede var bu uygulama? Almanya Nazi rejimi gibi. Burada bizden çok asker var, kimden korkuyorsunuz? Şu andan itibaren yargılamayı sürdüremezsiniz, reddediyoruz ve bu talebi üst mahkemeye göndermek zorundasınız” şeklinde konuştu.
“Bu davayı birileri bir yerden izliyor”
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Anayasa’da madde çok açık, adil yargılama ve CMK’da savunma hakkını düzenliyor. AİHM’in bir sözleşmesi de var, savunma konusunda yeterli sürenin verilmesine yönelik. Siz ne yapıyorsunuz? Davaya yeni atanmışsınız, doğal hakim değilsiniz.
“Geçmişte özel mahkemeler kuruluyordu ve bugün özel olarak sizi tanımlamıyorlar. Ama sanırım bu duruşma sadece SEGBİS kaydında alınmıyor birileri bir yerlerden de izliyor. 320 klasör bin klasöre ulaştı. Bunu okumak yılları bulur. Celse arasında yine belgeler tebliğ edildi. Birilerinin ‘Bu davayı bitirin’ sözlerine mi uyuyorsunuz?”
Baro başkanları: Burada özel yargılama yapılıyor
Mardin Baro Başkanı İsmail Elik, Urfa Baro Başkanı Velat İzol ve Batman Baro Başkanı Erkan Şenses de yaptıkları konuşmada, özel bir yargılamanın yürütülmeye çalışıldığını ifade etti. Baro başkanları, adil yargılama hakkı için gerekli sürenin verilmesi gerektiğini vurguladı.
“Siz reddedildiniz artık kalem oynatamazsınız”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) 2. Başkanı Ümit Büyükdağ, “Çevik kuvvet polislerinin burada olması nasıl bir yargılamanın yapıldığını gösteriyor zaten. Sanırım bu dosya için özel olarak bulundunuz ki, 3 bin 530 sayfalık iddianameyi ve klasörleri okudum diyorsunuz. Siz nasıl okudunuz bunları ve hangi hakla savunma verilmesine zorluyorsunuz. Siz şu anda devleti temsil ediyorsunuz, devletin ajanısınız” dedi.
Bir önceki duruşmada Fransa’da görülen IŞİD yargılamalarını gerekçe gösterdiğini hatırlatan Büyükdağ, “Size nasıl bilgi verildi bilmiyorum ama orada 12 tutuklu var sadece. Burada avukatları hizaya sokmaya çalışacağınıza örnek gösterdiğiniz dosyaya bakın. Müvekkillerin bir kısmı sizi reddetti. Avukatlar sizin talebi reddinizi de reddetti. Artık kalem dahi oynatamazsınız” ifadelerini kullandı.
“Biz delillerin, siz davayı kapatmanın peşindesiniz”
ÖHD Eş Genel Başkanı İlknur Alcan da “Zannedersem siz iddianamenin tebliğini sanıkların üzerine atılan suçları anlaması açısından yeterli sanıyorsunuz. Ancak dosya tebliğleri devam ediyor. Geçen hafta 500 sayfalık tebliğler yapıldı ve bunların okunması, incelenmesi zaman alıyor. Dosyaya sürekli yeni evraklar geliyor ancak siz bunları bize tebliğ etmiyorsunuz” dedi.
AİHM kararlarına dikkat çeken Alcan, “Bahçeli, Erdoğan, Soylu size talimat verircesine beyanlarda bulunuyor. Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak parti kapatma çağrısında bulundu. Biz bu dosyanın ne kadar önemli olduğunu, HDP kapatma davasına dayanak yapılacağını dosyada unuttuğunuz evraktan öğrendik. Korkmakta haklısınız. Mahkeme başkanı ve üyelerinin başına gelenleri biliyorsunuz” şeklinde konuştu.
Ek klasörlerin okunmadığını siyasetçiler tarafından belirtildiğini hatırlatan Alcan, “Savunma hakkı, siz işkence yöntemi olarak uygulayın diye getirilen bir hak değil. Siz 500 klasörü okudunuz mu? Biz hiçbirimiz okumadık, iş bölümü yaptık ve okumaya devam ediyoruz. Siz nasıl okudunuz da tutuk incelemesinde karar alıyorsunuz. Siz aklımızla alay mı ediyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
HSK’ya yaptıkları şikayeti hatırlatan Alcan, “Duruşma zaptını bize tebliğ dahi etmediniz. HDP kapatma davasına gerekçe olarak bu davayı bir an önce bitirmeye çalışıyorsunuz. Biz delillerin peşindeyiz ama siz bir an önce dosyayı kapatma peşindesiniz” dedi.
“Nasıl savunma yapacağımızı söyleyemezsiniz”
Avukat Şevin Kaya ise heyetin dosyaya ne kadar hakim olduğunu açıklaması gerektiğini söyledi:
“Bunu yapmıyor üstüne bizi itham ederek müvekkillerimizi tehdit ediyorsunuz. Buradaki hiçbir avukat duruşma periyotlarını kabul etmedi. Ancak siz önceki tutanaklar gelmeden yeni bir duruşmaya başlıyorsunuz. Bir üst mahkemenin vereceği kararı beklemek zorundasınız. İtiraz süresi bitmeden duruşma yapamazsınız, bu şekilde Ankara 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ni de yok sayıyorsunuz.
“Biz sizin talimat zincirinizde değiliz. Bu dosyanın bizim diğer dosyalarımızdan daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. Bize talimat veremezsiniz. Burada değerlendirme yapacak olan siz değilsiniz. Nasıl savunmanlık yapacağımızı bize söyleyemezsiniz. Bu şekilde bir yargılama yapmayı kabul ettiremeyeceksiniz.
“Siz AİHM kararını uygulamadığınız bir dosyada gelip bize Fransa’daki bir yargılamadan söz edemezsiniz. 2 hafta duruşma 1 hafta ara işkencedir. Siz 'susma hakkı kullandılar' diyerek savunmaya zorlayamazsınız.”
“Susturmak istiyorsanız siyasileri susturun”
“Bizim yokluğumuzda hem bizi hem de müvekkillerimizi tehdit etmişsiniz” diyen Cihan Aydın da şunları söyledi:
“Bu duruşma salonunda tehdide maruz kalacak en son biziz. Bu dava başladığından bu yana siyasi aktörler yalan yanlış ithamlarda bulundular. Susturmak istiyorsanız onları susturun. Yüreğiniz yetiyorsa onlar hakkında suç duyurusunda bulunun. Devam eden bir yargılamaya talimat veremezsiniz deyin. Ama biz ne kendimizi ne de müvekkillerimizi bu hukuksuzluk karşısında ezdirmeyiz. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlarından Menderes Şahin de aynısını yaptı. Ama o şimdi hapiste biz beraat ettik.”
Aydın, “Siz reddedilmiş bir mahkemesiniz. Yargılamayı durdurun. 17-21 Ocak tarihleri arasında bizler hem avukatlar hem de müvekkillerimiz olarak gelip yargılamaya başlamak istiyoruz. Aksi bir kararda biz salonu terk edeceğiz” diye konuştu.
Ancak ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, reddi hakim talebi, duruşmalara makul süre verilmesi gibi temel talepler dahil bütün talepleri reddederek duruşmanın yarın devam etmesine hükmetti.
Mahkemenin ara kararına itiraz eden avukatlar sıralara vurarak ve alkışlayarak protesto etti. (AS)