* Çizim: Ercan Altuntaş
Kobanî davasının 8. duruşmasının 5. oturumu bugün Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
Bugünkü duruşmaya, Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçilerden bazıları ve avukatları katıldı, bir kısmı da mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Farklı hapishanelerde tutulan siyasetçilerin bazıları da duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
“Neden şikayetçiler, bilgimiz yok”
MA’nın haberine göre kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme heyeti, müşteki beyanlarına geçileceğini söyledi.
Müşteki beyanlarına geçilmeden söz isteyen avukat Cihan Aydın, mahkeme başkanının önceki oturumda Ankara’da bulunan müştekilerin salonda hazır bulunmasına dair kurduğu ara kararı hatırlattı:
“Bizim hangi gün ve saatte hangi müştekinin dinleneceğini bilmemiz gerekiyor. Burada ismini okuduğunuz üç kişinin sadece ismini burada duyduk. Kim oldukları, nerede oldukları ve ne konuda şikayetçi oldukları konusunda bir bilgimiz yok.
“Şimdi dinleyeceksiniz müştekileri, müvekkillerimize yönelik ithamlarda bulunacaklar, bizim önümüzde dosya yok, belge yok. O yüzden bu doğru bir usul ve tarz değil. Adil yargılanma ve silahların eşitliği ilkesi açısından sakıncalı bir usul.
“Duruşma salonuna çağıracaksınız ya da SEGBİS ile dinleyecekseniz, bize önceden haber vermeniz gerekiyor. Aksi halde adil yargılama yapılmış olmaz. Duruşma salonuna kimi çağıracağınızı önceden bilmemiz, savunmamız açısından da önemli. Bu isimlerin önceden bize bildirilmesini talep ediyoruz.”
“Tweet ile hasar arasında bağlantı yok”
Avukat Aydın’ın talebini karara bağlamadan müşteki beyanlarına geçmeye çalışan mahkeme başkanını avukatlar uyardı. Siyasetçilerin avukatları, talebin karara bağlanmasını istedi.
Avukatların talebi ardından karar oluşturan mahkeme heyeti, Ankara’da ikamet eden müştekilerin dinlenmesine karar verileceği, duruşma salonunda beş müştekinin hazır olduğu, bu kapsamda hazır olan müştekilerin dinlenmesine, bundan sonraki yargılama sürecinde dinlenecek olan müşteki ve tanıkların öncesinde periyodun belirlenerek taraflara bildirilmesine karar verdi.
Söz alan müştekilerden Serkan Yazıcı, aracının zarar gördüğü iddiasıyla şikayetçi olduğunu, ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti.
Avukat Mahsuni Karaman, AİHM kararını hatırlatarak, “AİHM, ‘HDP’nin attığı tweet ile sizin aracınızın hasar gördüğü olaylarla bir bağlantısı yoktur’ dedi. Bu kararı da hatırlatarak hala şikayetiniz devam ediyor mu?” diye sordu. Müşteki ise “Ben o gün olaylarda olanlardan şikayetçiyim” şeklinde yanıt verdi. Mahkeme başkanının “Bizim dosyada yargılananlardan şikayetçi misiniz?” sorusuna müşteki Yazıcı, şikayetçi olmadığını söyledi.
“Kimin ateş ettiğini bilmiyorum”
Müştekiler arasında ismi yer alan polis Mustafa İmal, devletin araçlarının zarar görmesi, arkadaşlarının yaralanması ve evine açılan ateşin isabet etmesi nedeniyle şikayetçi olduğunu söyleyerek davaya katılmak istediğini ifade etti.
Avukat Cihan Aydın müştekiye “Evinize kimler tarafından ateş edildiğini biliyor musunuz?” diye sordu. Müşteki İmal, kimin ateş ettiğini bilmediğini söyledi.
Avukat Maviş Aydın, “Bu dosyaya müşteki olarak nasıl dahil oldular, dosyadan nasıl haberdar oldular. Başka bir dosyada müşteki olarak dahil olmadıklarını söylediler. Tüm müştekilere bu dosyaya nasıl dahil olduklarının sorulmasını talep ediyorum” dedi.
“Tebligatla haberim oldu”
Müştekilerden İmal, “Ankara’da ifadem alınmadı. Tarafıma bilgilendirme yapıldıktan sonra dosyadan haberdar olarak ifade verdim” dedi. Müşteki Yazıcı ise “Adresime tebligat geldikten sonra haberim oldu. İfademi Cizre’de verdim” dedi.
Ardından sorularına devam eden avukat Maviş Aydın, “Bu dosya numarası ile mi tebligat yapıldı?” diye sordu. Müşteki, bu dosya ile tebligat yapıldığını söyledi. Aydın, “Evinizde bulunan mermi çekirdeği incelemesi yapıldı mı?” sorusuna müşteki İmal, “İnceleme yapmak üzere aldılar ancak daha sonra bir bilgilendirme yapılmadı” yanıtını verdi.
Evinin zararı karşılanmadı
Avukat Gülşen Uzuner, emniyete bağlı kaldığı yerin zarar görmesi nedeniyle emniyet tarafından zararın karşılanıp, karşılanmadığını sordu. Müşteki İmal, zararının karşılanmadığını söyledi. Müşteki polis Mehmet Akkuş da şikayetçi olduğunu ifade ederek, davaya katılma talebinin olmadığını söyledi.
Avukat Maviş Aydın’ın, “Bu dosyadan nasıl haberdar oldunuz?” sorusuna Akkuş, “Tebligat geldi o şekilde haberdar oldum. Bana gelen tebligatta bu dosya numarası yazılıyordu. Yaralandığımda Şanlıurfa Bilecik Devlet Hastanesinde tedavi gördüm” dedi.
Avukat Mahsuni Karaman, “Salonda bulunanlar arasında sizleri yaralayanları görebiliyor musunuz?” diye sordu. Müşteki Akkuş, olay yerinde salonda bulunanları görmediğini belirtti.
Asıl davada müşteki değil, burada şikayetçi
Yargılanan siyasetçilerden Nazmi Gür’ün “Daha önce yaralama olayları yaşandı mı?” sorusuna müşteki Akkuş, “Hayır ben normalde toplumsal olaylarda görev almıyordum. O gün hepimiz göreve çıktık, yaralandım. Şanlıurfa’da 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde konuyla ilgili devam eden dava var” dedi.
Yargılanan siyasetçilerden Ali Ürküt, “Asıl olayın olduğu yerde açılan davanın müştekisi olmayıp nasıl oluyor da bu davanın müştekisi olabiliyor” diye sordu.
“Görmediğim insanlardan nasıl şikayetçi olabilirim”
Avukat Veysi Eski, “Müvekkillerimizle sizin olayınız arasında somut bir bağ var mıdır? Dosyada yargılanan kişilerin sizi zarara uğratan kişiler olduğuna dair bir delil var mı?” diye sordu.
Akkuş, “Bilmediğim, görmediğim insanlardan nasıl şikayetçi olabilirim. Buradakileri görmedim” dedi. Ardından Akkuş, sözleriyle çelişerek şikayetçi olduğunu söyledi.
Avukatların, “İsim olarak kimden şikayetçisiniz” sorusuna müşteki Akkuş, “Beni zarara uğratan ve olaylara yön veren herkesten şikayetçiyim” dedi.
İki kişinin davaya katılma talebi yok
Müşteki Zahir Demir ise olaylar esnasında Siirt’te görev yaptığı sırada yaralanmasından ötürü buna sebep olanlardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinin olmadığını söyledi. Avukat Maviş Aydın’ın, “Ankara’da ifade verdiniz mi” sorusunu müşteki Demir, “Siirt’teki dosya ve bu dosyayla ilgili Ankara’da ifade verdim” şeklinde yanıtladı.
Avukatların, “Müvekkillerimizi kastettiniz mi şikayetçi olduğunuz isimler arasında” sorusuna müşteki Demir, “Eğer arkasında onlar da varsa şikayetçiyim” dedi.
Müşteki polis Atalay Bostan, o dönem Aydın Güvenlik Şubede çalıştığını belirterek, saldırıya uğradığını, bu nedenle şikayetçi olduğunu, ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti.
Avukat Maviş Aydın’ın, “Ankara’da ifade verdiniz mi” sorusuna müşteki, “Hayır Aydın’da ifade verdim. Orada devam eden bir dava var” yanıtını verdi. Avukatların, “Siz sadece şikayetçiyim dediniz ama müvekkillerimizin olayla bir bağlantısı var mı” sorusuna Bostan, “Ben olayla bağı olanlardan şikayetçiyim” dedi.
AKP’den müdahillik talebi
Ardından söz alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Muammer Cemaloğlu, HDP aleyhinde söylemlerde bulunarak, davaya AKP adına müdahil olma talebinde bulundu.
Avukat Veysi Eski, “Dosyanın bütününe baktığımız zaman müvekkillerimiz bir şekilde olayların önlenmesi için iktidar yetkilileriyle görüşme halindeydi. AKP müşteki olacaksa soru sorma hakkımızı kullanmak istiyoruz” dedi.
“Olayların birinci sorumlusu AKP’dir”
AKP’nin katılma talebine ilişkin söz alan Nazmi Gür, “AKP bu ülkede iktidar partisi. Az önce AKP avukatı size vereceğiniz cezayı dikte etti. Tek güç ve iktidar sahibidir. O olayların birinci derece sorumlusu iktidar partisidir, AKP’dir. AKP’nin burada bulunmasının sebebi müşteki olması değil bizzat mahkemeye baskı kurmasıdır. Bunu reddediyoruz. Bu utançtır. Hiçbir mağdurun dosyaya katılımı konusunda bir talebimiz yok ama iktidar yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı yönetiyor. Şimdi ikili hukuk sistemine mi geçtik? Ben o zaman tahliye talebimi Diyanet İşleri Başkanı’ndan isteyeyim. Şeriattan mı isteyeyim” diye sordu.
Rakip partilerin müştekiliğine itiraz etti
“Bizi nasıl yargılayacaksınız, biz size nasıl güveneceğiz” diye soran Gür, “Bütün kurumları, rakiplerimiz olan siyasi partilerin müşteki olmasına itiraz ediyorum. Emniyet bu davanın hazırlayıcısıdır. Müştekileri dinledik ve hiçbiri bizden şikayetçi değil. Burada iddia makamı, müştekiler ve siz aynı taraftasınız bizler de bir taraftayız. Bu yargının hükmünü kim verecek? Bu iktidarda olan bir siyasi partinin talimatı değil mi? O dönemin İçişleri Bakanı’nı getirin siz sorun tüm soruları. Efkan Ala’yı siz getirin” şeklinde konuştu. (AS)