Fotoğraf: Metin Aktaş / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Gare’de 13 asker, polis ve istihbaratçının PKK tarafından öldürülmesiyle ilgili konuştu.
Devletin kaçırılan kişiler için en başından beri çaba harcadığını söyleyen Soylu, aksi yöndeki iddiaların gerçek olmadığını ifade etti.
Öldürülen 13 kişinin hava operasyonunda ölmediğini kanıtlamak için hepsinin fotoğraflarının çekildiğini, cenazelerin ailelere gösterildiğini belirten Soylu, HDP ve İHD’yi hedef aldı.
Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre Soylu’nun açıklamaları özetle şöyle:
“Gardırop siyasetçisi değiliz”
“Gara'da şehit olanların aileleriyle kaçırıldıkları günden itibaren 5-6 yıldır tek bir aile olduk, dertleriyle dertlendik.
“Dün bir şehit cenazesine katıldım. Ünzile teyzeyi dün tanımadım. İçişleri Bakanlığımın ilk gününden itibaren evladı nasılsa biz öyleyiz. Dün, Balıkesir'de evladını toprağa veren Sülbiye anneyi dün tanımadım. Eskişehir'deki Ayşe Güler ablamızı dün tanımadım. Gardırop siyasetçisi değiliz biz.
"Biz, bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık, Allah şahittir, evlat olduk. Her üç ayda bir görüştük ama kimlerin nasıl görüştüğünü, bu ailelerimizi nasıl istismar etmeye çalıştıklarını, nasıl PKK'ya yönelik yeni bir alan açmak için çaba sarf ettiklerini söyleyeceğim.
“Bir vekil Gara’ya gitti” iddiası
Gara’ya kara harekatı çok zor yapılabilir. Gerçi bir milletvekili çok yakın bir zamanda gitti, oralarda boy gösterdi. Onu da biliyoruz. Nasıl boy gösterdiğini de biliyoruz. İsmini sorarsanız söyleriz.
İsim vermediSoylu, Meclis'ten ayrılırken gazetecilerin Garê'ye giden milletvekilinin kim olduğu sorusu üzerine, "HDP'li bir kadın milletvekili" dedi. |
“'Devlet de PKK da sorumludur' diyorlar”
“(…) AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ailelerle görüştürdü.
“Aileler ‘İnsan Hakları Derneği’nin Türkiye'ye getirebileceğini söylüyorlar ama sizin bir hukuki uygulama yapmanızdan çekiniyorlar" dedi.
"Bana Sayın Cumhurbaşkanım bizatihi talimat verdi; 'Getirsinler, sınırdan alalım, herhangi bir şey olmayacak.'
“DHKP-C'li ve MLKP'li militanlar için Bakanlığımıza gelenlere söylüyorum; İnsan Hakları Derneği. Adalet Ağaoğlu, kurucusu olduğu dernekten ayrılırken 'Bu derneği PKK'lılar ele geçirdi' dedi. Şimdi dikkat edin, bir PKK'nın yayınladığı bildiri, HDP MKYK'nin yayınladığı bildiri ve İHD'nin yayınladığı bildiri birbiriyle örtüşük bildiridir.
“Üçünün de amacı şudur; 'Devlet de PKK da sorumludur.' Biz terazinin aynı kefesiyiz öyle mi? Neyle? Terör örgütü ile beraber aynı kefesiyiz. Evlatlarımızı aldığınız, katlettiğiniz yetmedi, bir de bizi dünyaya, ülkemizdeki insanlara karşı, hele de aileleri istismar ederek, ailelere karşı sorumlu yapıyorsunuz.
“Tam 5 kere Bakan Yardımcım, sadece bir yılda görüştü. Tarihi, saati hepsi bizde var. Biz devletiz. Neyin, ne zaman görüşüldüğünü hepimiz biliyoruz.
İHD’ye: “Canı çıkasıca dernek”
"1984'ten bugüne kadar terör örgütü 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi. O İnsan Hakları Derneği denilen canı çıkasıca dernek bir tanesi için bir laf söyledi mi? Onun peşine takılıyorsunuz.
“Orada, Diyarbakır Anneleri'nden, 7 tane bu ailelerden olanlar vardı. Şevket amca oradaydı, hepsi oradalardı. Bir tanesinin yanına gidip, sizin dertlerinizle dertlendiniz dendi mi?
“Devlet burada üstüne düşen her şeyi yerine getirmiştir. Bu konuda da her türlü muhataplığı da insani olarak ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır.
“Naci Bostancı Başkanım şahit. Size gelmediler mi? Mehmet Uçum'a gelmediler mi? 'Bu ailelerle görüşün.' denmedi mi? Defalarca bunun için gerekli her türlü imkan ortaya konmuştur.
“Buldan ‘Biraz misafir edecekler’ dedi”
"(HDP’ye) Daha yirmi gün önce bir bakanımızın masasındaydınız. Derdiniz neydi? En son görüşmelerinde söylediği cümleyi söyleyeceğim. Bunu bir dernekten söylüyorum ama herkes üzerine alsın. Dediler ki 'İşte şu MLKP'li gözaltına alınmış.' 'Ya, onu bırakın, şu askerleri, polisleri getirin' dedik. İşi yumuşatmaya çalışıyoruz.
“Bitmedi daha. İşte Öznur Çalık'ın yüzü burada, bu çocuklar kaçırıldığı zaman siz Pervin Buldan'ı aradınız mı aramadınız mı? Pervin Buldan'a, 'Bunlar gelsin, bunları getirelim' denildi. Dedi ki 'Bakacağım, onlar mı kaçırmışlar'. Cevaben döndü ve dedi ki Pervin Buldan, 'Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar'. Bunların hepsi tarihi şahitliklerle geçerlidir."
TIKLAYIN - Buldan’dan Soylu’nun iddiasına yanıt: Kara propaganda
“Otopsi raporları yanımda”
"Bombalama yalanlarının her yerde ama her yerde Türkiye Cumhuriyeti'nin ve bu milletin bir daha haince yaftalanacağını düşündüğümüz için hemen inisiyatifi de alarak Sayın Valiye, Sayın Başsavcıya, Sayın İkinci Ordu Komutanına, Sayın Emniyet Müdürüne ve Sayın Jandarma Komutanına, 'Beşiniz beraber olacaksınız. Meseleyi de şöyle yöneteceksiniz. Bütün evlatlarımızın fotoğrafları çekilecek.' Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi arz ettim. Bakan yardımcılarıma talimat verdim. 'Hemen döneceksiniz. Aileleri bu evlatlarımızın yanına getireceksiniz ve hepsi vücut bütünlüklerini görecek. Kimsenin kafasında herhangi bir istifham kalmayacak. Ardından hepsinin tutanakları tutulacak' dedim.
“Gara şehitlerinin, otopsi fotoğrafları ile otopsi raporlarını yanımda getirdim. İçim kan ağlıyor ama bu fotoğraflara baktığımız zaman…” (EKN)