Buldan’dan Soylu’nun iddiasına yanıt: Kara propaganda

Fotoğraflar: AA

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Gare’de öldürülen 13 kişiyle ilgili kendisi hakkında gündeme getirdiği iddiaya cevap verdi.

Soylu, Pervin Buldan’ın öldürülen kişiler kaçırıldıkları zaman “Biraz misafir edecekler, bırakacaklar” dediğini iddia etmişti.

Buldan: “Elimizden geleni yapıyoruz” dedim

HDP'nin sayfasında yer alan açıklamaya göre, Soylu'nun iddiasının gerçek dışı ve kara propaganda olduğunu söyleyen Buldan, şunları dedi:

“Bugün Meclis Genel Kurulu’ndaki Gare’ye ilişkin görüşmeler sırasında İçişleri Bakanı, ismimi kullanarak, alıkonulan bir askerle ilgili, bir AKP milletvekiline ‘Biraz misafir edecekler. Bırakacaklar’ dediğimi iddia etmiştir.

“Bu iddia kesinlikle gerçek dışıdır, saptırmadır ve kara propaganda amaçlıdır.

“Olayın doğrusu şöyledir: AKP Milletvekili Öznur Çalık, Grup Başkanvekili olduğum dönemde beni aradı ve alıkonulan bir askerin annesinin kanser hastası olduğunu ve oğlundan haber almak istediğini aktardı. Müzakere ve çözüm sürecinin devam ettiği bir dönemdi. Konuyla ilgili olarak eğer bir bilgiye ulaşılabilirsem mutlaka paylaşacağımı kendisine ifade ettim. Alıkonulan askerin sadece sağlığının iyi olduğu yönünde bir bilgiye ulaşıldı ve Çalık’a ‘Sağlığı iyiymiş. Umarım en kısa zamanda bırakılır. Biz elimizden geleni yapıyoruz’ şeklinde bir paylaşımda bulundum.

“Aramızda geçen diyalog bundan ibarettir. Bunun dışındaki iddialar asla doğru değildir.”

Soylu ne demişti?

İçişleri Bakanı Soylu, TBMM Genel Kurulunda, Irak'ın Gare bölgesindeki Pençe Kartal-2 Harekatı hakkında yaptığı konuşmada Pervin Buldan hakkında şunları demişti:

“İşte Öznur Çalık'ın (AKP Milletvekili) yüzü burada, bu çocuklar kaçırıldığı zaman siz Pervin Buldan'ı aradınız mı aramadınız mı? Pervin Buldan'a, 'Bunlar gelsin, bunları getirelim.' denildi. Dedi ki 'Bakacağım, onlar mı kaçırmışlar.' Cevaben döndü ve dedi ki Pervin Buldan, 'Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar.' Bunların hepsi tarihi şahitliklerle geçerlidir." (EKN)