Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Eş Sözcüsü Feleknas Uca, TSK’nin Irak Kürdistan Bölgesine yönelik sınır ötesi operasyonlarda kimyasal silah kullandığı görüntülerle ilgili bianet’e konuştu.
TSK’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerinde yürüttüğü operasyonlarda kimyasal silah kullandığına dair geçtiğimiz günlerde bir video yayınlandı.
Videoda, Türkiye'nin kullandığı iddia edilen kimyasal silahlar nedeniyle yaşamını yitiren PKK’lilerin görüntüleri yer aldı. Görüntülerde PKK'lilerin, sinir sistemi ve solunum sistemi sorunu yaşadıklarına dair bulgular olduğu görülüyor.
Sosyal medyada yayılan ve tepkilere neden olan görüntüler akıllara, 19 Ekim 2011'de Kazan Vadisi'nde 24 PKK'linin kimyasal silahla öldürülmesi olayını getirdi.
2011’de Avrupa’dan bir heyetle Kazan Vadisi'nde inceleme yapan Feleknas Uca, Türkiye’nin kimyasal kullanımı ve Avrupa'nın tutumunu değerlendirdi.
Kazan Vadisi’nde yaptıkları incelemeleri hatırlatan Uca, “O dönem kimyasal silah kullanıldığına dair çok önemli deliller vardı, ancak görüntü yoktu. Bugün fotoğraflarla, video görüntüleriyle açık açık bir kimyasal silah kullanımı olduğunu görüyoruz” dedi.
"Tablo kimyasal silah kullanıldığının ispatıydı"
Gördükleri tablonun kimyasal kullanıldığının ispatı olduğunu belirten Uca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2011’de, Alman Federal Parlamenter Jan Van Aken, Alman ve Fransız avukatlar Clementine Frances, Benjamin Hiller, Marie Avpert, Aledeuy Ledrein Aveco ve Torre Dominulle’dan oluşan bir heyetle Kazan Vadisi’nde yapılan ağır saldırıya ilişkin bir inceleme yaptık. Bizden önce BDP heyeti orada inceleme yapmıştı. Biz saldırıdan birkaç gün sonra gittik bölgeye.
“Biz bölgeye gitmeden önce hayatını kaybedenlerin aileleri aradı bizi. Bunun üzerine ailelerle görüşmek için Malatya’ya gittik. Malatya’da morgun önünde ailelerle görüştük. Aileler bize cenazelerin üzerinde kimyasal silah etkileri gördüklerini söylediler. Bunun üzerine morgda cenazeleri görmek istedik ancak izin verilmedi. Ailelerden bilgi aldıktan sonra inceleme yapmak üzere Kazan Vadisi’ne gittik.
"Ağır silahlar kullanılmıştı"
“Bölgede yaptığımız incelemelerde, yaklaşık bir buçuk kilometrelik bir alanda yoğun bir saldırının yapıldığını gözlemledik. Bölgedeki ağaçların yanmış ve parçalanmış halleri, bombanın ne denli şiddetli ve büyük ölçekli olduğunu gösteriyordu bize.
“Alanda bulunan bomba parçalarını incelediğimizde, kullanılan bombaların ’MK-82 ve MK-84’ olduğunu gördük. Bu bombaların ağırlığı 250 ile 950 kilogram olup, etki alanı çok yüksektir. Etrafa yayılmış ceset parçaları gördük, yanmış kadın saçları ve kıyafet parçaları vardı.
"Cenazelerin incelenmesine izin vermediler"
“Alandaki incelemeden sonra civardaki köylerde yurttaşlarla görüştük, insanlar saldırıdan bir süre sonra meyve kokusu aldıklarını, mide bulantısı, baş dönmesi yaşadıklarını ve kustuklarını ilettiler bize.
“O dönem heyetin cenazeleri incelemelerine AKP hükümeti izin vermedi, bir ay önce ise Jan Van Aken’in olduğu başka bir heyet, Türkiye’nin Federal Kürdistan Bölgesinde kimyasal silah kullanmasına yönelik inceleme yapmak istedi ancak bu da KDP hükümeti tarafından engellendi.”
"Sessiz kalan herkes suç ortağıdır"
Son olarak “uluslararası bir heyetin acilen bölgede inceleme yapması gerektiğini” söyleyen Uca, konuşmasını şöyle noktaladı: “Bu savaş suçunun raporlanması gerekiyor. Bu insanlık dışı saldırılara sessiz kalan herkes bu suçun ortağıdır.
“Türkiye’nin de taraf olduğu Cenevre Antlaşmasına göre kimyasal silah kullanımı savaş suçudur. Türkiye bu sözleşmelere taraf olduğu için Avrupa ülkeleri yaptırım uygulayabilir. Ancak Türkiye’nin Kobane’de, Rojava’da, Şengal’de işlediği savaş suçlarına ne Avrupa ne de dünya ses çıkardı.”
(RT)