* Fotoğraf: MA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin mezarı başında, katliamın 10. Yılında anma gerçekleştirildi.
Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboskî köyünde 28 Aralık 2011’de TSK’ya ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 kişi hayatını kaybetmişti.
Bugün Roboskîli aileler, anma öncesi katledilen çocuklarının fotoğraflarıyla mezarlığa yürüdü.
Anmaya, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP’li milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, bölge baro başkanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı.
MA’nın haberine göre, “Unutmadık, unutturmayacağız, hesap soracağız” yazılı pankartın açıldığı anma, saygı duruşuyla başladı.
“Katliamın failleri yargı önüne çıkarılmalı”
Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz burada yaptığı konuşmada, katledilenlerin geleceğe dair umutlarının da yok edildiğini söyledi, Ahmet Arif’in 33 Kurşun şiirini hatırlattı:
“Henüz 13 yaşında olan çocuklar vardı, naylon ayakkabısıyla yola çıkan. Vuruldular. Bu süreçte hepimiz aynı travmayı yaşadık. Artık bu coğrafyada bu ölümlere, yargısız infazlara ne takatimiz ne tahammülümüz kaldı.
“Eğer bu ülkede kalıcı, adil bir refah isteniyorsa, bu katliamın failleri bir an önce yargı önüne çıkarılmalı.
“Roboskili aileler 10 yıldır ciddi hak ihlallerine maruz kaldı. İşkence gördüler, tutuklandılar. Bu süreçte zaman zaman onları yalnız bıraktık, hak ettikleri şekilde onları sahiplenmedik. Bu hak mücadelesi sürecinde, bu sürecin akamete uğratılmasında hepimizin payı var. Biz Şırnak Barosu olarak bu süreç içerisinde özeleştirimizi veriyoruz.
“Ancak şunu özellikle dile getirmek gerekiyor, artık mızrak çuvala sığmıyor. 100 yılda geçse bu katliamın failleri yargı önüne çıkarılmadığı, hak ettikleri cezayı almadıkları sürece biz bu mücadeleye devam edeceğiz.”
“Tek bir yetkili yargı önüne çıkarılmadı”
TBB Başkanı Erinç Sağkan da şunları söyledi:
“Gönül isterdi ki bugün buraya karanfillerle değil, adaletle gelelim. Aradan geçen 10 yıldan sonra bu işin sorumluları, bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermiş, ailelerin yaraları sarılmış, biz de acıyı paylaşmaya gelmiş olsaydık.
“Ancak ne yazık ki 19’u çocuk 34 insanımızın yaşamını kaybettiği bu menfur olaya ilişkin etkin bir soruşturma, kovuşturma süreci yürütülmediği gibi, tek bir yetkilinin hesap vermek üzere yargı makamı önüne çıkarılmadı. O yüzden bugün burada ailelerin acılarını paylaşmanın dışında bir şeyler yapmak gerekiyor. 34 insanımız 10 yıl önce katledildi.
“Yaraları sarmanın yolu hukuku işletmektir. Adaleti tesis etmediğiniz zaman kanayan yarayı durduramazsınız. TBB olarak bundan sonra Roboski’de yaşanan bu olayın gerçek şekilde ortaya çıkması için, adaletin tesis edilmesi için, annelerin gözyaşının bir nebze durması için mücadele edeceğiz.”
“Bu köye adalet gelmeli”
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, dosyanın faillerinin devlet kayıtlarında saklı olduğunu belirtti:
“Bugüne kadar bu coğrafyada, Kürdistan’da hep katledildik. Faillerin belli olduğu dosyalarda, failler gizlendi. Bütün bu coğrafyada yaşayanlara başsağlığı diliyorum. Bu acı Kürtlerin yüreğinden çıkmayacak.
“Yüz yıldır bu ülkede bir Kürt meselesi var. Kürtlere yönelik bir hukuk, adalet sorunu var. Yıllardır haklarımıza kavuşmadığımız gibi mevcut hukuk sisteminde adil bir yargılama da görmedik. Bütün katliamlarda, suikastlarda ilk söylenen, aydınlatılacağı sözü oldu. Ancak hiç kimse sözünde durmadı. Aynı cezasızlık politikası devam etti.
“Helalleşmekten bahsediliyor. Roboski’ye adalet gelmediği sürece, Roboskililerle helalleşmediniz sürece, bu ülkede insan haklarına saygılı bir sistem inşa edilemez. Bu köye adalet gelmeli.”
“Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalı”
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, Roboski’de katledilenlerin sadece Kürt halkının kaybı olmadığını, bu coğrafyada vicdan sahibi olan herkesin kaybı olduğunu dile getirdi:
“Onları unutmayacağız, unutturmayacağız. Türkiye’nin tarihi katliamlarla dolu. Sınırda yaşayan her insanın geçim kaynağı budur. Ne olursa olsun insan canı bombalanarak, hiçbir şey olmamış gibi demeçler verdi.
Katliamın 10'uncu yılında Roboski'ye giden heyetimiz açıklama yapıyor https://t.co/Z5uGDogYba
— HDP (@HDPgenelmerkezi) December 28, 2021
“12-13 yaşındaki çocuklar, geçimlerini kazanmak için sınırın öte yanına katır sırtında gitti. Bunlar sivildi ve siz sivilleri uçaklarla katlettiniz. Özür dilemediniz, basitçe gördünüz. Oysa parçalanan bedenler, battaniyelere sarılan bedenler, katır sırtında köye getirilen o insanlar, ana rahminde büyümüş, senin gibi, benim gibi candı.
“Erdoğan ve şürekası, bununla yüzleşmek zorundasınız, özür dilemek zorundasınız, gerçekleri araştırma komisyonu kurmak zorundasınız. Sivil insanlara ölümü reva gördünüz. TSK’nin 46 dakika süren bombardımanıyla…
“Bu saldırının tabi ki siyasi bir anlamı var, en başta Kürt halkına düşmanlıktır. Her türlü zulmü kendine hak gören iktidar, bunu da kendinde hak gördü. Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı, yüzleşme sağlanmalı.”
“Dünya bombaları kimin yağdırdığını biliyor”
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Roboski ilk katliam değil ama yeni bir yara açtı” diye konuştu.
“10 yılda bu yara derinleşti. Aileler yakınlarını kaybetti, acıları geçmiyor. Bu 10 yılda bu katliamı kim yaptı, kimin eliyle yapıldığı ortaya çıktı. Dünya kamuoyu bombaları kimin yağdırdığını biliyor. Bu, Kürtlere sömürge yaklaşımıdır.
“Kürtleri katledip hesap vermeyeceklerini düşünüyorlar. Bu hiçbir çözüm getirmez. Kürt sorunu gün geçtikte derinleşiyor. Kürt halkı sadece parçalanmadı, insanlık parçalandı.
“Türkiye halkları ile adil barış, Roboski’de, Zilan’da katliam yapanların yargılanmasıyla sağlanır. Hesap sorulmadan onurlu bir barış sağlamak mümkün değil. Bu hakikat görülmeli.”
Öztürk, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Roboski katliamı için Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması önerisini hatırlatarak, “Bu hakikatler ortaya çıkarılmalı. Kürt-Türk savaşı yaratmayı amaçladılar. Roboski katliamının da Kürtlere yönelik diğer katliamların da sorumlusunu biliyoruz. Bunlardan hesap soracağız, barışın yolunu da açacağız. O zaman annelerimizin acıları az da olsa dinecektir. Hesap sormayana kadar hesaplaşmada sağlanmaz, Türkiye’de barış ortamı da sağlanmaz” dedi.
“Annelerimiz hala yasta, siyahlar giyiyor”
Ferhat Encü, katliamın üzerinden geçen 10 yılda acılarını da taleplerini de defalarca açıkladıklarını ancak adaletin sağlanmadığını söyledi:
“Annelerimiz hala yasta, siyahlar giyiyor. Bu katliamın bilinçli işlendiği bir yerde, hukuk faciası Roboskili aileler açısından kabul edilemez. Bir yandan bunlar yaşanırken, diğer yandan Roboskili aileler yargılanıyor, baskı altına alınmaya çalışılıyor.”
"10 yıldır adalet talebimiz karşılık bulmadı" |
Ferhat Encu, Samsun Bafra Cezaevi’nde tutuklu bulunan, KHK ile kapatılan Roboski-Der Başkanı Veli Encu’nün şu mektubunu okudu: “10 yıldır 34 yakınımız için adalet talep ediyoruz. Bizlere yaşatılan acının ve zulmün sorumlularını hukuk ve adalet eliyle istedik. Ancak 10. Yıldönümümüze girmemize rağmen halen adalet talebimiz karşılık bulmuş değildir. 28 Aralık 2011’de bizlere yaşatılan o büyük acı ve 10 yıldır reva görülen adaletsizlikler hafızalarımızda silinmez izler bıraktı. Zaman acıları belki dindirir. Ama haksızlıkları, adaletsizlikleri ortadan kaldıramaz. Suçları ve suçluları asla unutturamazlar. 10 yıldır yüreklerimizde biriken acılar, adaletsizliğin verdiği öfke ve isyan Roboskilili ailelerimizden ya bir annemizi ya da bir babamızı bizlerden eksiltmektedir. 10. Yıldönümüne 2 ay kala Hamza Encu’nun annesi Kadriye annemizi de kaybettik. Oğlunu kaybetmenin acısı ve oğlunu ondan koparanların cezalandırılmaması, Roboski dağlarında yankılanan adalet çığlığına sessiz kalınması, karşılık bulmaması Kadriye annemizi de bizden ayırdı. Her adalet nöbetimizde ve her yıldönümü anmalarımızda oğlunun fotoğrafını kucağında taşıyıp adalet talep eden Kadriye anne de artık aramızda olmayacak. Oysa Berfo analara verilen söz Kadriye anneye de verilmişti. Soruyoruz sizlere Kadriye anne ile nasıl helalleşeceksiniz. Biz Roboski aileleri adalet ağacının kırılan dalıyız. Roboski’de zulüm ve adaletsizlik kazanını kaynatanlarla asla helalleşmeyeceğiz. Roboski aileleri olarak Roboski’nin sorumluları karşısında canlı bir vicdan numunesi gibi dikilmeye devam edeceğiz. Bizlere yönelik baskılar, saldırılar, tehditler, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklanmalar da denizdeki kum misali her geçen gün arttı. Adalet adına hareket etmediler, tam tersine Roboski’nin sorumlularını nasıl koruruz, nasıl aklarız çabasını yürüttüler bugüne kadar. Roboski için yürütülen sözde adli ve idari soruşturmanın gerekçelerini, faillerin yargı eliyle aklama çabalarını, adalet mücadelesini veren biz Roboskili ailelere yönelik baskıları topluma ve kamuoyuna duyurup anlatmamızın önünü almak, sesimizi tamamen kesmek, ortadan kaldırmak amacıyla 2 yıl 7 aydır tutuklu olarak tutulduğum cezaevinden bir kez daha sesleniyorum; Beni asla cezaevi ile korkutamazsınız. Roboski için verdiğim adalet mücadelesinden alıkoyamazsınız. Acıyla bir kez daha söylüyoruz; 34 cana adalet borcumuz var. Borcumuzu ödemeden sözümüzden de yolumuzdan da dönmeyeceğiz. |
Konuşmaların ardından mezarlar başında dualar okundu. Anma, mezarlara karanfil bırakılmasıyla sona erdi. (AS)