Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
28 Aralık 2011
19.17 suları: Zaho’dan gelen araçlardan mazot, şeker, pirinç ve çay almak için öğlen saatlerinde Gülyazı ve Ortasu köylerinden hareket eden 17’si 18 yaşın altında olmak üzere 38 kişi, iki grup halinde ilerleyerek Türkiye’ye geri dönmeye başladı.
19.28 - 20.21: Kafilenin 5-6 kilometre önüne 5 aydınlatma ve 7 tahrip mermisi atıldı.
21.03: Yolun kapatıldığı yönünde bilgi alan iki grup halindeki kafile, sınıra yakın bir noktada durup bekleme kararı aldı.
21.40 ve 21.43: Diyarbakır’dan kalkan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait 2 F-16 uçağı ilk grubun bulunduğu noktaya iki bomba attı.
22.02: İlk gruptan ayrılıp kuzeye doğru ilerleyenlerin üzerine üçüncü bomba atıldı.
22.24: İkinci gruba dördüncü bomba atıldı.
Salih Encü, Seyithan Enç, Muhammed Encü, Cihan Encü, Selman Encü, Mehmed Ali Tosun, Erkan Encü, Nadir Alma, Osman Kaplan, Özcan Uysal, Zeydan Encü, Orhan Encü, Vedat Encü, Fadıl Encü, Şêrvan Encü, Şerafettin Encü, Şivan Encü, Savaş Encü, Karker Encü, Nevzat Encü, Mahsun Encü, Bilal Encü, Hüsnü Encü, Hamza Encü, Aslan Encü, Selam Encü, Adem Ant, Yüksel Ürek, Bedran Encü, Salih Ürek, Cemal Encü, Hüseyin Encü, Celal Encü, Serhat Encü…
Hayatlarını kaybetti.
Roboski katliamının üzerinden 9 yıl geçti, açılan soruşturmalar kapatıldı, ailelerin başvuruları reddedildi.
Bilakis yakınlarını kaybedenlerin kurduğu dernek Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı; Diyarbakır’daki Roboski anıtı kaldırıldı; ailelerin avukatı, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi öldürüldü.
Bombardımana dair ilk açıklama, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelmişti: “Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum.” Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de “Uludere bir operasyon kazasıdır” açıklamasını yaptı. Bu açıklamalar gidişata dair ipucu veriyordu.
Yanılmadık, katliam, Türkiye’de cezasızlığın sembollerinden biri oldu.
Bu cezasızlığın adım adım nasıl örüldüğünü derledik.
Soruşturma gizlilik kararıyla başladı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, bombardımanla ilgili soruşturma başlatıldı ve hemen ardından gizlilik kararı getirildi.
Bu arada, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda Uludere Alt Komisyonu kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı komisyona sunduğu raporda, Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığın ve Uludere Sulh Ceza Mahkemesi'nce konulan gizlilik kararını gerekçe gösterilerek sorulara yanıt verilmedi.
Alt komisyon raporu bir yıl sonra, 27 Mart 2013’te onaylandı. Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Uludere Alt Komisyonu'nun raporuna koyduğu muhalefet şerhinde, raporun soruları cevapsız bıraktığını açıkladı.
1,5 yıl sonra askeri savcılığa bırakıldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma dosyasında 12 Haziran 2013’te görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Savcı dosya kapsamında 1,5 yıldır sadece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere kurumlara yazı yazarak belge istemişti.
Askeri savcılığın soruşturması kapsamında ifade veren, 2. İnsansız Hava Aracı (İHA) Filo Komutanlığı’nda görevli, olayda İHA’yı kontrol eden Yüzbaşı Duran İspir, olayın başından itibaren görüntülerdeki kişilerin “kaçakçı olduğunu değerlendirdiğini” söyledi.
Yaklaşan gruba top atışı yapılmasına “geçmişteki tecrübelerine binaen güvenilir olmadığı, kötü sonuçlar doğurabileceği” gerekçesiyle karşı çıktığını ve bunu Filo Komutanı Binbaşı ile de paylaştığını söyleyen İspir, “Nihayetinde bizden grubun lazerle işaretlenmesini istendi. İşaretlemeyi yaptım. Uçaklar taarruzlarını gerçekleştirdiler” dedi.
Genelkurmay dosyayı kapattı
Genelkurmay Askeri Savcılığı, “kovuşturmaya (davaya) yer yok” kararı verdi.
Kararın gerekçesi şöyle: “TSK personelinin bahsi geçen TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdiklerini, görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldığından…”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hakkında “adli yargılamayı etkileme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlalden” yürüttüğü soruşturmada "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi.
AYM üyesinden şerh: “Aşırı şekilci”
Roboskili aileler, Genelkurmay Askeri Savcılığının takipsizlik kararına itirazlarrı da reddedilince 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptılar.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Roboski katliamı mağdur ailelerinin yaptığı başvuruyu 26 Şubat 2016’da reddetti.
Mahkeme, dosyayı görüşmeye bile değer görmeden, sadece üç başvurucunun avukatı olan Nuşirevan Elçi'nin vekaletnamesini iki gün geç göndermiş olması nedeniyle bu kararı aldı. AYM’nin gerekçeli kararı 23 Mart 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.
Gerekçeli kararda, Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt’ün şu şerhi yer aldı:
“Anayasa Mahkemesinin İkinci Bölümü tarafından 24 Şubat 2016’da yapılan toplantıda, dosyanın incelenebilmesi için gerekli ve temel nitelikteki belgelerin süresinde verilmediği ve geçerli bir mazeret de sunulmadığı gerekçesiyle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin reddine oyçokluğuyla karar verilmiştir. Başvurunun reddine ilişkin karara, sürenin geçirilmiş olmasının ve mazeretin kabulünün aşırı bir şekilcilikle incelenip incelenmediği noktasından tereddüt duyduğumdan katılmamaktayım.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden de ret
Roboski katliamı mağduru 281 başvurucu, yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere hak ihlalleriyle ilgili 23 Ağustos 2016’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptı.
AİHM de 17 Mayıs 2018 tarihli kararında, “avukatların belgeleri iki gün geç yolladığı” gerekçesiyle Roboski katliamıyla ilgili yapılan başvuruyu AYM’nin reddettiğini gerekçe göstererek kendisine yapılan başvuruyu bu sebeple “kabul edilemez” buldu.
Kabul edilemezlik kararının dayanağı, AİHM'e yapılan başvurudaki teknik bir yetersizlik değil, AYM'ye yapılan başvurudaki eksiklikti.
Hukukçu Kerem Altıparmak “AİHM, Encu/TR kararında avukatların AYM'ye iki gün geç belge yollaması nedeniyle çoğu çocuk 34 kişinin katledildiği Roboski katliamını tarihe gömdü” yorumunu yaptı.
Bundan sonra ne olacak?
TIKLAYIN - Roboski ve Usul: Bir Katliamın Tarihe Gömülmesinde Bilinmeyen Gerçekler
TIKLAYIN - Roboski için Son Hukuk Yolu: BM İnsan Hakları Komitesi
Roboskili ailelerin avukatlarından Neşat Girasun, bianet’e yaptığı açıklamada, “Eğer hukukun ve demokrasinin işletildiği bir döneme geçilirse Roboski için adalet sağlanabilir” demişti. Altıparmak da “Dosyada yeni bir gelişme olmadığı sürece yeni bir adım atılamaz” değerlendirmesini yaptı.
Avukat Girasun bianet’e yaptığı son açıklamada da darbe girişimi sonrası meydana gelen gelişmelere dair, yeni deliller ortaya çıktığı gerekçesiyle tekrar başvuru yaptıklarını, şu anda açık bir soruşturma dosyası bulunduğunu ifade etti.
Avukatlar ayrıca, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’ne de başvuru yapmayı planlıyor. (AS)