* Fotoğraf: MA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Diyarbakır’daki sivil toplum ve meslek örgütleri bugün yaptıkları ortak açıklamada, hasta mahpusların derhal tahliye edilmesini ve hak ihlallerine sebebiyet verenler hakkında etkin soruşturma yürütülmesini talep etti.
Sağlığa erişim hakları engellenen mahpuslarla ilgili açıklamada şu örgütlerin imzası bulunuyor: Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Diş Hekimleri Odası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Veteriner Hekimleri Odası, Mezopotamya Psikologları İnisiyatifi, Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Rosa Kadın Derneği ile TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, KESK Şubeler Platformu.
- NOT: İHD’nin tespit edebildiğine göre, Türkiye hapishanelerinde 604'ü ağır olmak üzere 1605 hasta mahpus bulunuyor. 2020 yılı başından beri 7'si infaz ertelemelerinden kısa bir süre sonra olmak üzere en az 59 hasta mahpus yaşamını yitirdi.
Kapasiteden 74 bin kişi fazla
MA’nın haberine göre, Bağlar ilçesindeki Koşuyolu Parkı’nda yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, cezaevlerindeki kapasitenin 220 bin olduğu ancak şu an 294 bin kişinin mahpus olduğuna dikkati çekti.
Turan, yaşanan artışın olumsuz etkilerine işaret ederek, “Bu artış yaşanan ihlallerin katlanarak büyümesine neden olurken, var olan sorunların tespiti ve çözümünü sorunlu hale getirmektedir” dedi.
“Tahliyeleri engelleniyor”
Cezaevlerindeki durumun uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Turan, “Mahpus haklarının bir boyutunu da sağlık hakkı oluşturmaktadır. Mahpusların sağlık hakkı sorunu, ceza infaz kurumlarındaki ölümlerin artışı ve diğer hasta tutukluların tahliyelerinin reddedilmesiyle derinleşmektedir. Bu kapsamda, cezaevleri insan hakları ihlallerin yoğun biçimde yaşandığı ortamlar olmayı sürdürüyor” dedi.
İnfaz yasasında yapılan değişiklikle tahliyelere “iyi hal” şartının getirildiğini anımsatan Turan, “Şartlı tahliye hakları yetkinin sınırsız ve keyfi şekilde kullanımı neticesinde engellenen mahpusların umut hakkı ile özgürlük ve güvenlik hakkı kapsamında tahliye edilmeleri engellenmektedir” dedi.
“Evrensel hekimlik değerleriyle bağdaşmaz”
Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporlarına değinen Turan, raporlar sonucu birçok tutuklunun ya cezaevinde ya da infaz ertelemesinden kısa bir süre yaşamını kaybettiğini söyledi. Turan, bu durumun tıbbi, hukuki ve vicdani açıdan ağır sorumluluklarının bulunduğunu ve evrensel hekimlik değerleriyle bağdaşmadığını kaydetti.
“Derhal tahliye” çağrısı
Turan, yaşam hakkını ihlal eden koşulları şöyle sıraladı:
“Kalabalık koğuşlar, sağlığa erişim hakkının engellenmesi, tek kişilik nakil araçları, kelepçeli muayene, revire geç çıkarılma, hastane sevklerinin geç ya da hiç yapılamaması, yetersiz iaşeler, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, cezaevlerinde yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmaması, diyet yemeklerinin verilmemesi, temiz suya erişimde yaşanan problemler, atak geçirmesi riski yüksek ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan mahpusların tek kişilik yerlerde tutulması.”
Mahpusların insan onuruyla bağdaşır koşullarda tutulmasında devletin yükümlüğü bulunduğunu ifade eden Turan, “Ölümcül hastalığa yakalanmış veya sağlık durumu sürekli şekilde cezaevi koşulları ile uyumsuz hale gelmiş mahpusların cezaevinde tutulmaya devam edilmemesi, tam teşekküllü sağlık kurulu raporuna istinaden derhal tahliye edilmeleri, tedavilerini ailelerinin yanında sürdürülmesi gerekir” çağrısı yaptı.
Turan ayrıca, “Ağır hasta bir kişinin uygun olmayan fiziki ve tıbbi koşullarda tutulması ve yaşamlarının yitirilmesine sebebiyet verilmesi nedeniyle, yargı mercilerince yaşam hakkı ile işkence, insanlık dışı ve kötü muamele yasağı kapsamında etkin bir ceza soruşturmasının yürütülmesi gerekir” diye ekledi.
Talepler
Açıklamada şu talepler dile getirildi:
- İdare ve Gözlem kurulları tarafından soyut, hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde iyi halli olunmadığı gerekçesiyle, serbest bırakılma hakkından mahrum bırakılan mahpuslar açısından iç hukuk kapsamında gerekli önlemler alınmalı ve tahliye edilme olanakları sağlanmalıdır.
- Mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde uygun koşullarda yapılması sağlanmalı; tedavisi yapılmayan hasta mahpusların hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalıdır.
- Hasta mahpuslara hastane dönüşlerinde uygulanan 14 günlük karantina uygulama koşulları yerine PCR testi ve 2 gün tek kişilik odada tutulma uygulaması yapılmalıdır.
- Pandemi tedbirleri çerçevesinde hasta mahpuslara uygulanan açık görüş hakkı, sosyal aktivite, spor, havalandırma hakkının kullandırılmaması uygulanmasından vazgeçilmelidir.
- Mahpus Kadınlar, LGBTİ+ mahpuslar, engelli mahpuslar, yaşlı mahpuslar gibi özel ihtiyaçları bulunan mahpuslara infaz kurumlarında uygun koşullar ve özel bakım için standartlara uygun koşullar sağlanmalıdır.
- Cezaevlerinde işkence, insanlık dışı ve kötü muamele yasağına ve yaşam hakkı ihlallerine yönelik, iddialara karşı adli ve idari pasiflikten vazgeçilmeli, bağımsız, tarafsız ve etkin soruşturmalar yürütülmelidir.
(AS)