Fotoğraf: MA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, cezaevlerinde artan hak ihlalleri ve hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek amacıyla İzmir Barosu'nda açıklama yaptı.
- İHD’nin tespit edebildiğine göre, Türkiye hapishanelerinde 604'ü ağır olmak üzere 1605 hasta mahpus bulunuyor. 2020 yılı başından beri 7'si infaz ertelemelerinden kısa bir süre sonra olmak üzere en az 59 hasta mahpus yaşamını yitirdi.
MA’nın haberine göre basın açıklamasını okuyan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubesi Dönem Sözcüsü Necip Vardal, tutuklu ve hükümlülerin Anayasal ve evrensel haklarının ihlal edildiğini söyledi:
Yaşlı ve hasta mahpus ölümleri
“Hasta mahpuslar başta olmak üzere siyasi veya adli tutuklu ve hükümlülerin insan hakları derneklerine ve barolara gönderilen şikayetlerde ciddi derecede hak ihlalleri yapıldığı görülüyor.
“Avukatlara dahi baskı yapılarak ihlallerin açığa çıkması engellenmek isteniyor.
“Son dönemlerde yaşlı ve hasta mahpus ölümlerinin arttığı herkes tarafından biliniyor.
ATK raporu bile yetersiz kalıyor
“Yasal düzenlemeler dahi göz ardı edilerek hamile kadınlar ve çocuklu kadınlar tutuklanıyor ya da infaz erteleme talepleri yetersiz ve gerekçesiz sebeplerle reddediliyor.
“Engelli mahpuslar veya ağır hastalığı bulunan tutuklular hakkında Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ‘Cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen savcılıklar tarafından "Kamu düzeni için tehlike olduğu” iddiasıyla tahliye edilmiyorlar.
Adli-siyasi mahpus ayrımcılığı
“Mahpuslar arasında ayrımcı uygulamalar yapılıyor. Görüntülü görüşme hakkı adli mahpuslara verilirken, siyasi mahpuslara verilmiyor.
“İnfaz yasasında yapılan lehe değişiklikler her mahpusa eşit şekilde uygulanmıyor. Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme talepleri gerekçesiz nedenlerle reddediliyor.
İşkence vakalarında takipsizlik
“Çıplak arama uygulaması normalleştirildi ve mahpuslar kurumlar tarafından keyfi olarak buna maruz bırakılıyor.
“İşkence vakaları arttı ve takipsizlik kararları ile kamu görevlileri korunuyor.
Sistematik ihlaller
“Yemekler az veriliyor, sıcak su ile ısınmada da yetersizlikler var.
“Mahpuslar tarafından verilen dilekçeler yok edilmekte ve ispat yükü de mahpuslara yüklenmektedir. Bireysel başvuru formları dahi verilmemektedir.
“İhlaller tekil olarak kalmıyor silsile halinde ve sistematik bir şekilde toplu olarak gerçekleşiyor.
“Dergi, gazete ve kitap sınırlamaları ile psikolojik işkence yapılıyor.”
“Devlet en azından kendi kurallarına uymalı”
Ardından söz alan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel de, devletlerin insan yaşamını korumakla mükellef olduğunu söyledi:
“Devlet en azından kendi kurallarına uymalı. Hastane raporları dikkate alınmalı, bu yaşam hakkıyla ilgili bir sorundur. Suç ayrımı, yargılama ayrımı yapılmaksızın hasta tutukluların salıverilmesi ve uygun nitelikli koşularda tedavi edilmesi gerekiyor.” (AS)