Haberin Kürtçesi için tıklayın
Roboski İçin Adalet Girişimi, katliamın 114. Ayında İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.
TIKLAYIN - Roboski’de cezasızlığın 9 yılı
Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi, 28 Aralık 2011’de savaş uçaklarının bombardımanıyla hayatını kaybetti, yargı sürecinin cezasızlıkla sonuçlanması riski var.
TIKLAYIN - Zaman 9 yıl önce durdu, yas dinmedi
Roboskili aileler, katliamın aydınlatılması ve sorumluların yargı önüne çıkartılması için bir kez daha Anayasa Mahkemesine başvurdu. AYM'nin ihlal kararı vermesi durumunda davanın açılma ihtimali bulunuyor.
TIKLAYIN - Roboskili aileler yine AYM’ye başvurdu
TIKLAYIN - Roboski katliamı için yeni soruşturma
“Hukuk kayıp, adalet yok, herkes suskun”
Basın toplantısında, İnsan Hakları Derneği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen konuştu.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, katliamın üzerinden 9 buçuk yıl geçtiğini hatırlatan Çevirmen, şunları söyledi:
“114 aydır bir köy, bir halk, bir toplum, bir ülke hep birlikte adaleti arıyor. O geceden bugüne geçen 496 haftada, hukuk kayıp, adalet yok, herkes suskun. Katliamın ardından geçen 3 bin 471 gün ve adalet hala sağlanabilmiş değil.
“Meclis tarafından kurulan komisyonda sonuç alınmadı ve yargı da cezasızlığı devam ettirdi. Roboski, çizilmiş sınırlar yüzünden ekmeğini katır sırtında kazanmaya mahkum edilmiş insanlarımıza, yaşama şansı bile tanımayan bir vicdansızlığın sembolüdür.”
“Coğrafya kader değildir”
Çatışmanın bitmediği, çözüme kavuşturulmadığı, yüzleşmelerin gerçekleştirilmediği topraklarda katliamların devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Çevirmen, “Hepimiz buna itiraz etmek ve yaşam hakkını kesintisiz olarak savunmak zorundayız. Coğrafya kader değildir, coğrafya insanların barış içinde, eşit hak ve özgürlükler içinde yaşamasını sağlayabileceği topraklardır. Onlarca medeniyetin yeşerdiği ve geliştiği, kadim halkların yaşadığı, tarihe tanıklık etmiş bu coğrafyada ölüm korkusu olmadan yaşamak, adil ve özgür bir hayat hepimizin en doğal hakkıdır. Bu bir lütuf değildir. Bu; bizlerin doğal ve doğuştan gelen hakkımızdır” şeklinde konuştu.
“Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır”
Roboski Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin ailelerinin 9 Nisan’da Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuruyu hatırlatan Çevirmen sözlerine şöyle devam etti:
“Katliamların cezasız bırakılmasının, yargı yollarının kapatılmasının bir açıklaması olamaz. Adalet sisteminin çöküşünün ispatlarından biri de Roboski Katliamı’dır. Devletin en asli görevi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti altına alınmış olan yaşam hakkını korumaktır.
“Hiçbir katliamın zaman aşımı yoktur. Roboski aydınlatılmadıkça, Roboski’de yaşananlar halka açıkça anlatılmadıkça, Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme söz konusu olmayacaktır. Biz, adalet arayışının, bir arada ve barış içerisinde yaşamanın tarafıyız. Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda barış ve adaletin yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir. Roboski bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır.” (AS)