* Fotoğraf: ETHA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Berkin Elvan davasının bugün İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında karar açıklandı.
Mahkeme, polis F.D.'yi "olası kastla öldürmek" suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle 16 yıl 8 ay hapse mahkum etti ancak tutuklamadı. Sanık F.D. yurtdışına çıkış yasağı adli kontrolü uygulanarak serbest kaldı.
Mahkeme kararını açıklarken ilk olarak sanığın kasten öldürme suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasına, fiildeki olası kasıt nedeniyle cezanın takdiren 20 yıla düşürülmesine; cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri nedeniyle 16 yıl 8 aya indirilmesine karar verdi.
F.D. halen polis memuru olarak görev yapıyor.
Savcı 29 Ocak 2021’de görülen bir önceki duruşmada verdiği mütalaada sanık polis F.D.’nin “bilinçli, taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsini talep etmişti.
"Gerçeklerin karartılmasını kabul etmiyoruz"
TIKLAYIN - "Gezi’ye 'hain kalkışma' diyen hakim, Berkin Elvan davasından çekilsin"
Duruşma öncesi Elvan Ailesi ve Taksim Dayanışması adına yapılan açıklamada, “Berkin için adalet istiyoruz! Katillerin, faillerin ödül gibi cezalarla korunmasını, gerçeklerin karartılmasını kabul etmiyoruz, hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz” dendi.
TIKLAYIN - AYM’den Berkin Elvan’a İkinci Ret: Bir Polis Yargılanıyor Ya, Ne Aceleniz Var
TIKLAYIN - AİHM’den Berkin Elvan başvurusuna ret
“Berkin’imizi vuran polis görevine devam etti”
Dokuz8’in haberine göre, basın açıklamasına HDP Milletvekili Musa Piroğlu, CHP milletvekilleri Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan ve Sera Kadıgil, SOL Parti Meclis Üyesi Alper Taş ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi ile Cumartesi Anneleri/İnsanları katıldı.
Basın açıklamasını Elvan Ailesi ve Taksim Dayanışması adına Akif Burak Atlar okudu:
“Berkin’imizin davasında geride bıraktığımız 20 duruşmanın ardından sona yaklaşıyoruz. Biz 8 senedir Berkin’imiz için adalet talebimizi Berkin’in koşup oynadığı sokaklarda, meydanlarda, parklarda, adalet saraylarında ve mahkeme salonlarında haykırırken, Berkin’imizi vuran polis sekiz yıldır görevine devam etti.
“Davaya ilişkin kararın verilmesine beklediğimiz bugünkü duruşmada da, sekiz yıldır birlikte haykırdığımız talebimizi yineliyoruz. Berkin için adalet istiyoruz! Gezi’de yitirdiğimiz tüm arkadaşlarımız ve aileleri için, bu ülkede yaşayan ve yaşayacak olan tüm yurttaşlar için adalet istiyoruz!”
TIKLAYIN - Berkin Elvan davasında deliller nasıl saklandı?
“Kasten öldürmekten ceza almasını talep ediyoruz”
BirGün gazetesinden Dilan Esen’in haberine göre, Elvan ailesinin avukatı Çiğdem Akbulut şunları söyledi:
“Önünüzdeki dosya özel bir dosya. Bir çocuğun, devletin kolluğu tarafından kasten öldürüldüğü bir dosya hakkında konuşuyoruz. Siyasetçilerinin söylemlerinden anlıyoruz ki bu dosya siyasi bir dosya. Berkin'in bazı avukatları şu an burada değil. İstanbul'dan Ankara'ya Berkin için yürüyen avukatlara "Neden Berkin Elvan dosyasında avukatlık yapıyorsunuz?" diye soruldu. Avukat Ebru Timtik'i kaybetmemizin sebeplerinden biri de onun Berkin için adalet arayışıydı.
“Berkin'in kafasından polis tarafından vurulduğu gün anladık ki işimiz çok zordu. Çünkü bu dosya Gezi Direnişi sırasındaki çok sayıda dosya ile birleştirilmek istendi. Orada görevli polislerin görev listesini istediğimizde ise bize böyle bir listenin olmadığı söylendi. Soruşturmayı ilk yürüten savcı bu listeleri kolluktan zorla aldı. Bir şeylerin farkında olduğu için bu soruşturmayı o savcı tamamlayamadı.
“Görüntüleri istediğimizde ise mobese yok dediler. Gerçek ortaya çıkınca ise ilgili kameraların Gezi sırasında kırıldığı yalanını söylediler. Bu dosyada yer alan görüntülere tüm bu çabalarla ancak bir yıl sonra ulaşılabildi.
“Bu dosyada keşif talebi isteyen savcı "gereksiz masraf yapıp devleti zahmete sokma" denilerek tehdit edildi. Berkin'i vuran polisin bulunduğu ekibin amiri ancak 2015 yılında, ismi tespit edildiğinden 1 sene sonra dinlenebildi. Dinlendiğinde de "uzun zaman geçti, hatırlamıyorum" dedi.
“Berkin'i kasten vuran sanık polis tüm yargılama boyunca yalan söyledi. Bilirkişi raporları sanığın yalanlarını, Berkin'i onun vurduğunu açıkça ortaya koydu.
“Orada olmadığını söyleyen sanık polisin telefon sinyal kayıtları tam da o sırada orada olduğunu gösteriyor. Elverişsiz, hukuka aykırı yapılan teşhis işleminde bile o ekipteki polislerden biri sanığın inkarlarına rağmen "evet o vurmuş olabilir" dedi.
“Biz artık polisler tetiği çekerken bir kez daha düşünsün istiyoruz. Sanığın kasten öldürmekten ceza almasını talep ediyoruz. Şunu da belirtmek istiyoruz ki burada sorumlu sadece tetiği çeken sanık polis değil. Ona emri veren amir de onun kadar bu katliamdan sorumlu. Soruşturulmayan bu polisler hakkında da soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.
“Bu dosyada polis savcı talimatlarına rağmen ısrarla delil toplamadı. Sanık polis bu salona hiçbir zaman gelmedi. SEGBİS ile bunu yaratan, sağlıklı teşhis işlemine engel olan da sizsiniz yani bu mahkeme.
“Ancak kovuşturmada keşif yapılabildi. Bu keşifte Jandarma Kriminal oradaki polislerce rahatsız edildi. Bu tacizler sonucunda Jandarma Kriminal biz bu konuda uzman değiliz, dedi.
“Bu dosyada ısrarla deliller karartılmaya çalışıldı. Bu tutuklama sebebidir. Ceylan Önkol'un, Uğur Kaymaz'ın, Berkin'den sonra polislerce öldürülen bu çocukların katilleri de yargılanmadı.
“Yine bir cezasızlık pratiği ile karşı karşıyayız. Dövülerek öldürülen Ali İsmail'in, polis tarafından yakın mesafeden silahla öldürlen Ethem Sarısülük'ün, Abdullah Cömert'in dosyasında da bu cezasızlık pratiğini görüyoruz.”
Sanık polis: Ben devletime hizmet ettim
Duruşmaya SEGBİS ile katılan sanık polis F.D. suçlamayı kabul etmedi:
“Konuşma gereği duymadım çünkü karşı tarafın iddiasını ispatlaması gerekir. Yüzde 30'luk bir benzerlik yüzünden sanık sandalyesine oturdum. Delil karartılıyor diyorlar ama İçişleri Bakanlığı'nın dosyaya sunduğu görüntülerle bu hale geldi dava. TOMA görüntüsündeki polisin saçı gibi benim saçlarımı da kestirdiler, yüzüme bir sürü projeksiyon ışığı yansıttılar. Bunlar aydınlatılmadı. Gaz fişekleri yüksek derecede ısı çıkarır. Berkin Elvan'ın kafasında yanık izi yok. Ben baştan beri devletime hizmet ettim, etmeye de devam edeceğim. Beraatımı talep ediyorum.”
F.D.’nin avukatı, Berkin Elvan'ın kafasında ZET fişeği nedeniyle ısı kaynaklı bir yanık olmadığını söyledi ve bunun nedeninin ortaya çıkarılmasını istedi. Avukat, suçun maddi unsurları olmadan müvekkilinin cezalandırılmasının vicdaa sığmadığını söyledi: "Bir kişinin telefonunun o bölgeden sinyal vermesi o kişinin orada olduğu anlamına gelmez."
Ne olmuştu? |
İstanbul, Okmeydanı’nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'nde 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürülmüştü. 269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti. Soruşturma dosyası altı savcı değiştirdi. Savcı Faruk Bildirici'nin talebi üzerine, olay yerinde polislerin kullandığı ve Elvan'ın vurulduğu sokağın başındaki TOMA'ya monte edilmiş kamera görüntüleri, Ulusal Kriminal Büro görevlisi bilirkişisi tarafından incelendi ve analiz raporu 6 Mayıs 2014'te dosyaya sunuldu. Savcı İsa Dalgıç'ın talebiyle görüntüler bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda incelendi. Netleştirilmiş görüntüde iki şüpheli memurun göründüğü ve bu memurlardan birinin Elvan'ın ölümüne neden olduğu tespit edildi. Soruşturma 7 Aralık 2016’da tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcılarından İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede, tek sanık olarak gösterilen polis memuru F.D.’nin "olası kastla öldürme" suçundan yargılanması istendi. İddianamede, polislerin “mukavemette bulunan” eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan'ın yaralanarak, hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği anlatıldı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen 11 sayfalık iddianame kabul edildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan bianet’e verdiği bilgide, olay yerindeki tek bir polise dava açıldığını, davanın da “kasten öldürmek” değil “olası kastla öldürmek” suçundan açıldığını, bunun da hapis cezasını 20 yıla kadar düşürdüğünü belirtti: “Müebbet gerektiren kasten öldürme yerine olası kast ile yargılandığında, polis mahkum olsa dahi ceza 20 yıla kadar düşüyor. Oysa sadece kamera görüntüleri bile kasten öldürmeye dava açmak için yeterliydi.” |
(AS)