Ankara’da bu sabah bir polis, kaçan bir kişiyi kovalarken meslektaşı Hasan Can’ı vurdu, 28 yaşındaki Can olay yerinde hayatını kaybetti. Valilik ve Emniyet’in açıklamasına göre, meslektaşını vuran polis, “dur ihtarının” ardından ateş açmıştı.
Olayla ilgili bianet’e konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı, hukukçu Öztürk Türkdoğan, bu olayda açık bir yaşam hakkı ihlali olduğunu ifade etti. Türkdoğan, yaşam hakkının korunmasıyla ilgili mevzuatın Anayasa’ya bile aykırı olduğunu, dolayısıyla hem yasalar ve yönetmelikler hem de cezasızlıkla, polisin keyfi silah kullanmasının yolunun açıldığını belirtirken, Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun da cezasızlığın, bu tür ateş açma ve öldürme olaylarını artırdığını ifade etti.
Oğlu Baran Tursun’un da yol kontrolünde polis kurşunuyla öldürülmesinin ardından, adına bir vakıf kuran Mehmet Tursun, bu tür cinayetlerin olağanlaştığını, temelinde de cezasızlığın yattığını ifade etti.
Öztürk Türdoğan da başta Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu (PVSK) olmak üzere bazı mevzuatın Anayasa’nın 17. maddesiyle korunan yaşama hakkına aykırı olduğunu, uygulamaların keyfi ve denetimin yetersiz olduğunu, cezasızlığın yanı sıra, iktidarın söylemlerinin de polise silah kullanmada cesaret verdiğini ifade etti.
Tursun: OHAL’e “hazır yasayla” girildi
Tursun, “dur ihtarının” ardından yaşanan ölümlerin artış noktasının, İç Güvenlik Paketi kapsamında polise ilave yetkiler verilmesi olduğunu ifade etti:
“Yasadaki ‘makul şüphe’ gibi ifadelerle ve polise silah kullanma yetkisinin artırılmasıyla, polise aslında duraksamadan ateş etme yetkisi verildi. Polis o kadar pervasızlaştı ki, Ankara’daki gibi bazen kendisi de kurbanı olabiliyor.
“2007’den beri sadece 85 çocuk polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Bu olayların tamamı, cezasızlıkla sonuçlandı. Örneğin Kemal Kurkut, kameraların önünde vuruldu, polis tutuklanmadı bile.”
Son dönemdeki zırhlı araç çarpması ölümlerle karakoldaki ölümlere de değinen Tursun, “polisin, kanunun da verdiği yetkiyle pervasızca hareket ettiğini” söyledi:
“İç Güvenlik Paketiyle, polis şiddeti sonucu ölümlerde artış oldu. Dava açılsa bile polisler tutuklanmadı, bırakın sembolik cezaları, beraatlar oldu, aksine yakınlarını kaybeden ailelere davalar açıldı. OHAL’e de ‘hazır yasayla’ girilmiş oldu.”
Türkdoğan: Anayasa, kanunlarla ihlal ediliyor
İHD Genel Başkanı, hukukçu Türkdoğan 2007’deki değişiklikle PVSK’da polisin silah kullanma yetkisinin genişletildiğini, buna da başından beri itiraz ettiklerini söyledi.
“Polis bu kadar rahat silah kullanmamalı. Ancak kendisine karşı silah kullanıldığında, ateş edildiğinde, yakın tehlike gerçekleştiğinde, hayatını tehlikeye atacak koşullar varsa silah kullanabilir.
“Yol kontrollerinde çok fazla silah kullanılıyor. Oysa kişi kaçıyorsa polisin görevi, onu yakalamaktır. Kovalanan bir kişinin, polise silah kullanmıyorsa, polisin ateş açması kabul edilemez. Kaçan insanların arkasından asla ateş edilmemeli, yakalanıp adliyeye teslim edilmelidir.”
“Polisin elinde kaçan kişiyi yakalayacak çok fazla aracı var. Zaten bu olayda da sonrasında kişi yakalandı. Peki, o zaman niye silah kullanıldı?”
Polisin silah kullanma yetkisinin sorgulanması gerektiğini ifade eden Türkdoğan, Türkiye’nin yaşam hakkının korunması açısından yükümlülüklerini mevzuat ve uygulama anlamında yerine getirmediğini söyledi:
“Anayasa’nın 15. maddesine göre, savaş halinde, OHAL’de bile temel haklar ihlal edilemez. Yaşam hakkı da Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak devlet kendi Anayasasındaki kanunları diğer kanunlar ve mevzuatla ihlal ediyor.”
Öztürk Türkdoğan, polisin bu kadar keyfi silah kullanmasıyla ilgili etkili denetim olmadığını, aksine cezasızlığın olduğunu belirtti:
“Polis de rahat şekilde silah kullanmaya devam ediyor, ‘Bana bir şey olmaz’ diye düşünüyor. Savcılar etkili soruşturma yürütmüyor, dava açılmıyor, dava açılsa bile ceza verilmiyor… ethem Sarısülük davasında da gördük, çok az bir para cezası verildi, polis tutuksuz.”
10 yılda faili polis olan 373 ölüm |
Baran Tursun Vakfı’nın, 2007-2017 arasında Faili Polis Olan Ölümler Raporu’na göre, “dur ihtarının” ardından vurularak öldürülen son kişi, 19 yaşındaki Mert Atar’dı. Atar da Bursa’da 20 Mayıs 2017’de polis denetim noktasında çıkan arbede sonrası vurularak öldürülmüştü. Polisin kelepçe takmak isterken “belindeki silahının yere düşüp ateş aldığı” ileri sürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Rapora göre, faili polis olan ölümlerin sayısı ise toplam 373. Bu ölümlerde, son bir yılda zırhlı araç çarpması sonucu gerçekleşenler öne çıkıyor. (Emniyet Genel Müdürlüğü, vakıf başkanı Mehmet Tursun hakkında, bu raporla ilgilil olarak “Hükümeti, Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” iddiasıyla 2014 yılında Karşıyaka Başsavcılığına suç duyurusu yapmıştı. Suç duyurusu, takipsizlikle sonuçlandı.) |
PVSK'ya göre, "Kaçmakta ısrar ederse ateş edebilir" |
14 Haziran 2007’de yürürlüğe giren Polis Vazife Ve Salâhiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile polise araç durdurma, “önleme” adı altında arama yapma, kimlik kontrolü yapma gibi yetkilerin yanı sıra silah kullanmakla ilgili şu yetki verilmişti: “Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir. “Polis; bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde; hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkilidir. “Polis, silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde ‘dur’ çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.” |
(AS)
* Fotoğraflar: Mustafa Turapoğlu – Ankara / Doğan Haber Ajansı