Fotoğraf: MA, kameralara yansıyan olay anından ekran görüntüsü.
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 18 Kasım gecesi gençler arasında yaşanan tartışma sonrası olay yerine giden polisin gençlerden birini ters kelepçe yaparak tekmelemesi görüntülerinin ardından insan hakları aktivisti Alper Yalçın CİMER'e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi Sistemine) başvuruda bulundu.
Söz konusu muamelenin "işkence" olduğunu belirten Yalçın'a CİMER'den gelen mesajda "konunun disiplin yönünden değerlendirilmesi amacıyla başvurunuzun Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğümüze sevki sağlanmıştır" denildi.
"Tanık olan insanların adalet duygusunu zedeledi"
İlk olarak Mezopotamya Ajansı'nda 21 Kasım'da yayınlanan haber görüntülerini kaynak gösteren Alper Yalçın başvurusunda şu ifadelere yer verdi:
"Polisin uyguladığı şiddet, bir kamera tarafından da kayıt altına alınmış ve ilgili haberin içinde video olarak paylaşıldı. Bu videoda polislerin işkence yasağını delerek bir vatandaşa kelepçeli ve savunmasız bir durumdayken işkence uyguladığı, buna itiraz eden insanlara karşı da tehditler savurduğu görülmektedir. Polislerin bu keyfi tutumu, hem bir yurttaş olarak benim hem de mahallede bu tutuma tanık olan insanların adalet duygusunu zedelemiştir. Yasalar çerçevesinde bu keyfi tutuma bir daha tanıklık etmemek için polisler hakkında idari ve adli yaptırımların uygulanmasını talep ediyorum."
Sözleşmeyi hatırlattı
Söz konusu başvurusuna CİMER'den gelen yanıta tepki gösteren Yalçın, "İşkence suçunu disiplin yönünden incelenmesi kararı suçu işleyenleri koruyor" dedi.
Yalçın şunları söyledi:
"'İşkence' terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayrım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez'.
"Yukarıdaki paragraf, Türkiye'nin imzacısı olduğu İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme'nin birinci maddesinde yer alıyor. İzlediğim videoda ise polisler tarafından aynen bu muamele gerçekleştirildiği halde işkence suçunun Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü tarafından disiplin yönünden incelenmesi, aynı zamanda bu suçu işleyenleri koruyan bir yaklaşımdır. Sokak ortasında birkaç polisin bir yurttaşa istediği gibi işkence uygulayabileceği ama ardından hiçbir mahkemenin önünde hesap vermeden görevine devam edeceği bir ülkede yaşamaktan dolayı utanıyorum.
Savcılık yerine Emniyet
"Bununla birlikte CİMER'e bu başvuruyu yaparken 'ihbar' kategorisini seçmiştim. CİMER'in işkence suçunu, savcılığa iletmek yerine Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne iletmesini şaşkınlıkla karşıladım.
"Bence yurttaşlar olarak bu hakların savunusu olarak hepimiz evlerimizden, işyerlerimizden dahi olsa bu mekanizmalara başvurular yapabilmeli, bu mekanizmalara sorular sorabilmeliyiz. Tanıklık ettiğimiz bu suçların ağırlığını üzerimizde hissederek günümüze devam etmeye çalışmamız çok daha büyük bir yük oluyor."
Ne olmuştu?
Diyarbakır Sur'da 18 Kasım'da gençler arasında yaşanan tartışma sonrası olay yerine giden polis, sokakta duran bir genci zorla yere yatırarak, ters kelepçeledi. Polisin darp ederek gözaltına aldığı gencin görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde yüz üstü yere yatırılan gence sivil bir polis tekme atarak, darp etti. Oğlunun darp edilmesine tepki gösteren anneyi de polis, itti. Darp edilerek ve ters kelepçe takılarak gözaltına alınan genç hakkında "polise mukavemet"ten tutanak tutuldu. Genç, "polise mukavemet" gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
(AÖ)