Haberin İngilizcesi için tıklayın
Z kuşağı temsilcileri olarak İklim İçin Gençlik Türkiye ekibi, Türkiye’nin iklim krizi ile mücadele etmek için açıkladığı 2053 net sıfır karbon hedefine ulaşmak için acilen 2030 yılına kadar kömürden çıkılacağının açıklanmasını talep eden bir imza kampanyası* başlattı.
TIKLAYIN - Türkiye net sıfır hedefi için emisyonlarını yüzde 80 azaltmalı
Gençler, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasının ardından atması gereken en hızlı ve gerçekçi adım, iklim krizine sebep olan emisyonlarının yaklaşık yarısına sebep olan kömürü en geç 2030’da kullanmayı bırakacak bir “Kömürden Çıkış Eylem Planı” açıklamasını talep ediyor.
TIKLAYIN - Türkiye'de kömürün 55 yıllık karnesi: 200 bin erken ölüm
“Harekete geçmek için zamanımız azalıyor”
Kampanyaya ilişkin İklim için Gençlik Türkiye hareketinden aktivistlerin açıklaması şöyle:
“Fosil yakıtları desteklemeye devam ederek bugün yapılan geri dönülemez hataları biz geleceğimizle ödemek istemiyoruz. IPCC 1.5 özel raporuna göre, tüm OECD ülkeleri en geç 2030'a kadar kömürden çıkış yapmalıdır. Geleceğimizin iklim krizinin yıkıcı sonuçlarına feda edilmesini değil, karbonsuz düzene geçiş adımlarının acilen hızlandırılmasını talep ediyoruz.
“Türkiye, Paris İklim Anlaşmasını onaylayarak karbonsuz düzene geçiş için bir adım attı; ancak hala atılacak çok fazla adım var. Atılması gereken ilk ve en acil adımlardan biri ise, kömürden çıkmaktır.”
Gençlerin talepleri
İklim İçin Gençlik Türkiye hareketinin Karbonsuz bir Gelecek için talepleri şu şekilde:
- Türkiye’nin en geç 2030 için Kömürden Çıkış Eylem Planı hazırlanması
- Yeni kömürlü termik santrali yapılmayacağının açıklanması ve planların iptal edilmesi
- Mevcut kömürlü termik santrallerin (geçimini santral ve ilgili sektörlerden sağlayan kişilerin zarar görmeyeceği şekilde) adil geçiş planı açıklayarak kapatılması
- Kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara sağlanan kamu teşviklerinin sonlandırılması (bu kaynakların adil geçiş ve enerji dönüşümü altyapısı için ayrılması)
- Ayrıca iklim krizine sebep olan tüm fosil yakıtlarla ilgili emisyonları azaltmak için çalışmak üzere kamu ve özel sektörlerden kuruluşları bir araya getiren yerel bir iklim değişikliği ortaklığı düzenlenmesi, araç kullanım ihtiyacını en aza indirmek ve yeşil enerji ile çalışan taşımacılık yöntemlerinin teşvik edilmesi ve etkinleştirilmesinin sağlanması, ormansızlaşmanın durdurulması
Kömürden çıkmak mümkün mü?
Öte yandan yapılan modelleme çalışmaları kömürlü termik santrallere kamu kaynaklarıyla sağlanan devlet teşvikleri sonlandırılır ve bu santrallere kirletmelerinin bedeli ödetilirse, kömürden çıkmanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği ve 350.org için modelleme çalışmasını APLUS Enerji’nin yaptığı raporda, 2021-2035 dönemini kapsayan ‘‘mevcut durum’’, ‘‘kömürden çıkış’’, ‘‘nükleersiz kömürden çıkış’’ şeklinde 3 senaryo oluşturularak Türkiye’nin kömürden çıkış olanakları incelendi.
“Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” çalışması, mevcut kömür teşviklerinin kaldırılması ve “kirleten öder” ilkesi çerçevesinde karbon emisyonunun fiyatlandırılması ile en geç 2030 yılına kadar kömürden çıkışın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Kömüre verilmekten vazgeçilen teşvikler ve kirletenin ödediği toplam karbon maliyeti ile sağlanacak tasarrufla, dönüşümün faydalarının tüm toplumca paylaşılacağı, kimsenin mağdur olmayacağı planlamalara da kaynak ayrılabilir.
Raporun üstünde çalışan kampanyacılar şunları söylüyor:
“Türkiye’de kömür yatırımlarının neden olduğu çevre ve halk sağlığı ile iklim maliyetlerinin hiçbiri halihazırda kömürlü termik santral ve/ya kömür madeni işletmecileri tarafından üstlenilmiyor. Üstelik yerli kömür alım garantisi ve kapasite mekanizması gibi uygulamalarla kömür sektörü teşvik ediliyor. Türkiye’nin kömür teşviklerini kaldırıp karbon emisyonlarını fiyatlandırma konusunda ciddi adımlar atması artık bir zorunluluk.
“Çünkü AB Türkiye’nin önemli bir ticari paydaşı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, AB’ye ihraç edilen ürünlerdeki emisyon içeriğini karbon fiyatlaması yolu ile kontrol edecek. Ulusal ölçekte karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanmazsa Türkiye’den ciddi bir finansal kaynak sınırda karbon vergileri yoluyla yurtdışına aktarılacak, AB’ye yapılan ihracat üzerinde ek maliyetler oluşacak.”
(TP)
* Türkçe ve İngilizce olarak başlatılan imza kampanyasına buradan ulaşılabilirsiniz