* Fotoğraf: MA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, yaşam hakkının korunması talebiyle basın toplantısı düzenledi.
Derneğin Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen ve Merkezi Hapishaneler Komisyonu Üyesi Dilan Ateş yer aldı.
“Karantina koğuşları büyük tehlike yaratıyor”
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre toplantıda söz alan Öztürk Türkdoğan, 15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan ‘İnfaz Düzenlemesi’ ile ayrımcılık yapıldığını, suç örgütü liderlerinin serbest bırakıldığını söyledi: “Siyasi mahpuslar başta olmak üzere gazeteciler, öğrenciler, avukatlar hiçbir şiddet eylemi gerçekleştirmediği halde cezaevlerinde tutuldular ve tutulmaya devam ediyorlar.”
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Üyesi Dilan Ateş de “Mart ayında yaptığımız açıklamada yalnızca tespit edebildiğimiz kadarıyla Türkiye hapishanelerinde 591’i ağır olmak üzere bin 564 hasta mahpus bulunmaktadır. Bugün tespitlerimize göre bu rakam artmıştır. Ancak hasta mahpus sayısının bizim tespitlerimizin çok üzerinde olduğunu bilmekteyiz” dedi.
“Cezaevlerinde hijyen sorunu olduğunun altını çizen Ateş, “Covid-19 tam da kronik alt hastalıkları olan kişilerde ölümcül oluyor. 15 Nisan’dan sonra 70 yaşın üzerindeki 4 ağır hasta mahpus cezaevlerinde yaşamını kaybetti.”
Türkiye hapishanelerinde 2020 yılı başından bu yana 49 mahpusun yaşamını yitirdiği bilgisini paylaşan Ateş, sözlerine şöyle devam etti:
“15 mahpusun intihar ettiği iddia edilmiştir. Hasta mahpusların büyük bir kısmı karantina koğuşlarında kalmak istemediklerinden dolayı hastanelere gidemiyorlar. Yaşamlarını tek başlarına devam ettiremeyecek durumda olmalarının yanı sıra bu karantina koğuşlarının kimi yerlerde idare tarafından hücre büyüklüğündeki odaların karantina odasına çevrildiğini, bu odaların hijyenik olmadığını, nefes alınamayacak kadar da dar ve basık olduğunu aktarılmaktadırlar. Hasta mahpusların hastaneden döndükten sonra 14 gün boyunca tutuldukları karantina koğuşlarının büyük bir tehlike yarattığı ortadadır.”
“Cezaevleri sivil toplumun denetimine açılmalı”
Ateş, dernek olarak taleplerini şöyle sıraladı:
* Tüm bu ölüm vakaları önlenebilir ölümlerdir. Gittikçe artan ve süreklileşen hapishanelerde ölüm vakaları için yeterli tedbir alınmalı, sağlığa erişim hakkı sağlanmalı, kişilerin bedensel psikolojik bütünlüklerinin korunması için insan onuruna yakışır tüm koşullar eksiksiz sağlanmalıdır.
* Gerek iç hukukta gerek uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış olan yaşam hakkı ayrımsız olarak korunmalı, tüm tedbirler almalı.
* Ceza İnfaz Kurumları sivil toplum kurumlarının denetimine açılmalıdır.
* Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun, Kamu Denetçiliği Kurumunun ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun denetim mekanizmalarını daha etkin çalıştırmalarını, siyasi partilerin konuya dair daha çok inisiyatif almalarını talep ediyoruz. (AS)