15 Temmuz başarısız “Darbe Girişimi” sonrasında yaşanan / yaşatılanlar son zamanlarda sıkça kullanılan ve birden lügatımıza giren “akıl tutulması” hâline döndü.
Anı yaşadığınız gün yaşananlar bir tarafa, “acaba yarın bizi ne bekliyor” ruh hâline toplum olarak evirildik.
Öğretmenlerin toplu açığa alınmasının toplumda yarattığı kırılma devam edegeliyorken; televizyon ve radyo kanallarının Türksat uydusu üzerinden “karartılmaları” ve kapılarına mühür vurulması gündeme geldi.
Etrafındaki her “aykırı” ve “eleştirel” ses çıkaran birey ya da kurumların “potansiyel suçlu” ya da “hain” olabileceği ve tez elden “etkisizleştirilmesi” gerektiği algısı hâsıl olmaya başladı.
Anadolu Ajansı’nın “Başta imc olmak üzere…” deyip Hayatın Sesi, Azadi, Jiyan, ve diğerlerini sıraya dizmesi bir yana!
Sanırım en çok üzerinde durulması gereken bir çocuk televizyon kanalı olan Zarok (Kürtçe çocuk) TV’nin de ekranı karartılıp mühürlenenler arasına dâhil edilmesiydi.
Ülke sahiden kötülük yaşatılan günlerle hemhal…
Kürtçe ve Kürt dilinin gündelik hayatta kullanımı söz konusu olunca ciddi bir “derin” akıl” blokajı gündeme geliyor.
Öylesine bir derin akıl ki, ne denli çaba gösterilirse gösterilsin mesele Kürt ile alakalı ise o derindeki akıl ya da akıldışılık “sorumluluk” üstlenip “böylesi, yani yaptığımız doğru” demeye getirerek bildiğini yapıyor.
Mesela geçmişte ilköğretim çağındaki çocukların Kürtçe kurslarına kaydına izin verilmemesi!
Mesela okullarda “velilerin talebi esas alınmak kaydıyla en az on öğrencinin talebi halinde Kürtçenin seçmeli ders olarak işlenebileceği” yasal bir kayıt altındalık halinde olsa bile pratikte bir türlü mümkün olamıyor.
İşte bütün bu namümkünatlar / olamamazlık halleri insanın ister istemez kuşkucu ruh haline evirilmesini beraberinde getiriyor.
İşte doğal olarak AA’nın vurguladığı gibi “…başta imc olmak üzere…” diğer bütün yetişkinlere yönelik yayın yapan “muhalif” televizyon kanalları hakkında “buraya kadar” işlemi yapmak o derin aklın iç mantığı dâhilindedir elbette.
Ya çocuk televizyon kanalı!
Ne siyaset konuşuluyor, ne bir tartışma programı var, ne de muhalif bir haber kanalı! Tümüyle çocuklara yönelik, oyunlar, çizgi filmler filan…
Tarifi, tercümesi açıklaması hayli zor.
Elbette yazılı, görsel, internet medyasına ve mensuplarına yönelik bütün baskılara, engellemelere toptan bir “hayır” demekle birlikte o “en başta…”ya bir en başta da benden olsun diyerek bir çocuk kanalı olan Zarok Tv’ye reva görülene dikkat çekeyim dedim… (ŞD/AS)