Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı emperyalist ülkelerin Ukrayna üzerinden yürüttükleri savaş kışkırtıcı yayınların sonuçlarını gördükçe medyanın nasıl büyük bir güç olduğunu insan bir kez daha keşfediyor.
Adeta bu yayınlar sayesinde sıcak bir çatışmanın ortamı yaratılıyor. Bu yayınların gücünü Türkiye üzerinden de okumak mümkün.
* Fotoğraf, 9 Mayıs Zafer Günü kutlamalarından.
Yine adeta savaş ve gerilim siyaseti üzerinden kendilerini var eden güçlerin nasıl ellerini ovuşturduklarını ve sanki savaş çıksın da biraz heyecan gelsin gibi bir ruh hali içinde olduklarını görüyorsunuz.
Onlar için sanki bir eğlence. Nasıl olsa ölecek olanlar fakir, fukara insanlar ve çocukları olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyorlar. Onlar savaşın zenginliklerine nasıl daha fazla zenginlik getireceklerinin çok iyi farkındalar.
Üniversiteliler ülkelerine dönüyor
Gelelim, bu kışkırtıcı yayınların yaşadığım şehir Zaporijya’daki, ki çatışma bölgesi Donetsk sınırına 100 km uzaktayız, sonuçlarına. Bu yayınlardan kendim de dahil “etkilenmiyorum” diyen öncelikle yalan söyler. Şu veya bu şekilde bu yayınlar insanların yaşamlarını, aldıkları ya da alacakları kararları doğrudan etkiliyor.
En fazla etkilenenler de Zaporijya’da yaşayan yabancılar, başka ülkelerden gelenler, öncelikle de öğrenciler.
Bir üniversitenin eczacılık fakültesinde okuyan Türkiyeli bir genç “yabancı öğrencilerin yüzde 80’inin ülkelerine döndüğünü anlatıyor. “Peki sen ne düşünüyorsun” diye sorduğumda, “ağabey aslında ben de oldukça tırstım. Gitmek istiyorum ama okul yönetimi ‘memleketlerinize dönerseniz kaydınızı sileriz’ diye bizi tehdit ediyor” diyor.
“Her hangi bir durumda kendimi burada kalkan olarak kullanılacak gibi hissediyorum” diye eklemeyi de unutmuyor.
Başka bir arkadaşım da aynı şeyleri duyduğunu aktarıyor.
Son gelişmeler burada yaşayan biri olarak beni de bir miktar endişeye sevk ediyor. Dün şehirde yine bu doğrultuda tanımadığım sekiz on kişi ile konuştum. İlk konuştuğum bir gençti, kuruyemişçide satış elemanı, Türkçeyi de iyi konuşuyor.
Ne düşünüyorsun diye soruduğumda, “Ağabey memleketime gitmeyi düşünüyorum” diyor, kendini güvende hissetmiyor. Ben de ürkmedim değil hani.
Sonrasında Zaporijya’nın yerli insanlarıyla konuştukça rahatlıyorum. Hiçbirisi Rusya’nın topyekun Ukrayna’ya saldıracağına ihtimal vermiyorlar.
Hatta son konuştuğum 82 yaşındaki adam Rus olduğunu ve emekli maaşını Rusya’dan hak ettiğini anlattı. Ayrıntılarıyla bir saldırının olmayacağını açıkladı. Diğerleri de kendilerini oldukça güvende hissediyorlardı.
Milletvekilleri, iş insanları kaçmışlar
Sonuçta anlıyorum ki bu savaş propagandası özellikle burada kendini güvende hissetmeyen yabancıları etkilemiş durumda. Onun için de büyük kısmı gitmiş durumda.
Bu arada buradan 23 milletvekilinin ve bazı iş insanlarının ve de belediye başkanlarının kaçtığını öğrendim. Bu milletvekillerinin çoğu iktidardaki partiden.
Zelenski geçen hafta onlara 24 saat içinde dönmeleri için talimat verdi. Bir iş insanının döndüğünü biliyorum ama diğerlerinin durumunu bilmiyorum.
Uykusuz bir gece
Buraya kadarki bölümü dünden önceki gün yazmıştım, yani Rusya’nın Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanımasından bir gün önce.
Putin’in “bağımsızlıkları onayladığı” geceyi Zaporijya uykusuz ya da tedirginlik içerisinde geçirdi desem sanırım yalan olmaz.
Ne olacak?
Tedirginliğin kaynağı bundan sonra ne olacak sorusu. Acaba Rusya bu illerin elindeki bölgenin üçte biri ile yetinecek mi yoksa o bölgenin bütününü mü isteyecek? Şu anda buradaki insanların kafasındaki soru ve tedirginlik bu.
Bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Putin'i sevmiyorlar
Bunca gelişmelere karşın buradaki yerel halkın rahatlığını sanıyorum şimdi daha iyi anlar oldum. Buradakiler Rus halkını kendilerinden ayrı bir halk olarak pek görmüyorlar. Zaten Putin’in açıklamaları da o yönde.
Düne kadar eğitim dilleri Rusça olan ve Rus eğitimi ile yetişmiş kuşak hala yaşıyor burada. Milliyetçilik köpürtmelerine karşın halk büyük oranda hala Rusça konuşuyor ya da Rusça ve Ukraynaca karışımı güzel bir dil yaratmışlar.
Buradaki halk rahatına düşkün eğlenmeyi, dinlenmeyi çok seviyor. Putin gelirse belki rahatlarının kaçacaklarını düşünüyorlar. Putin’i “rahat bozucu olarak sevmiyorlar” desem yeridir. Putin genelde sevilmiyor.
Rus emperyalistleriyle ABD ve batı emperyalistlerinin yeniden dünya düzenini şekillendirme mücadelesi halkı mağdur duruma düşürüyor. Benim açımdan iki emperyalist güç arasından birisini seçmek söz konusu olamaz.
Ben sadece var olan ve gördüğüm durumu anlatmaya çalışıyorum.
Son olarak buradaki altyapı çalışmalarının da yeniden gözden geçirildiğini duydum.
Dünya Bankası’nın finanse ettiği bu çalışmaları daraltmalarının nedeni belki yaratılan gerilim belki de artık NATO’nun ve Batı’nın burada at oynatmaları o kadar da kolay olmayacağına yönelik öngörüleri. (İD/APK/AS)