İnternetin beni her seferinde şaşırtan özelliklerinden biri de "hazine efekti"dir. Daha önce hiç bilmediğiniz, uğramadığınız bir siteye yolunuz düştüğünde, kimi zaman sitede yüklü içerik kimi zaman tam da aradığınız bir uygulamayı sunmasından ötürü hazine bulmuş gibi olursunuz. Varyemez amcanın çil çil altınları arasında yüzmesi gibi siz de dijital zenginliklerde kulaç atar durursunuz.
Toplumu, iş alışkanlıklarını, ekonomiyi değiştiren internet, bildiğimiz hazine kavramını da yeniden tanımlıyor: crowdfunding. Kavrama Beta Modunda Gazeteler, İçerik DJ'ine Dönüşen Gazeteciler ( http://bianet.org/biamag/diger/126542-beta-modunda-gazeteler-icerik-djine-donusen-gazeteciler ) başlıklı yazımızda kısaca değinmiş, özetle "kullanıcıların internet üzerinden bir araya gelerek oluşturdukları havuzlarda para biriktirmeleri ve kolektif bir biçimde bu birikimin harcanmasını yönlendirmesini" ifade ettiğini dile getirmiştik.
Yer yer crowd financing ya da crowd sourced capital olarak da kullanılan crowdfunding kavramını Türkçeye bire bir kitle fonlaması şeklinde çevirenler de var. Burada crowd'dan kasıt internet kullanıcılarıdır. Yapılan işin özüne bakıldığında ise belli bir işin tamamlanması, bir ürünün ortaya çıkabilmesi için ortaya konan yardımlaşma, dayanışma ve imece faaliyetidir. Bu açıdan baktığınızda sanal imece bana kitle fonlamasından daha cazip geliyor.
Marillion grubu örnek oldu
Crowdfunding, internetin gelişimiyle paralel bir çizgi izledi. 1997'de İngiliz rock grubu Marillion, ABD turnesi için ihtiyaç duyduğu 60 bin doları internet üzerinden düzenlediği bir kampanyayla topladı. Marillion, daha sonra bir dizi albümünü yine aynı yöntemle finanse etti.
Fransız sinemacılar Guillaume Colboc ve Benjamin Pommeraud, 2004 Ağustos'unda düzenledikleri Demain la Veille filmini çekmek için internet kullanıcılarına seslendiler. 3 haftada toplanan yaklaşık 50 bin dolar filmin çekilebilmesini sağladı.
Hızla yayılan bu somut örnekler, İkinci Kuşak Web'in sağladığı teknik imkânlarla da birleşince crowd funding'e olan ilgi daha da büyüdü. Bu alanda peş peşe siteler kuruldu. Sanatçılar, tasarımcılar, sinemacılar, müzisyenler, mucitler ve gazeteciler için önemli bir finans platformu oldu. Sanat üretimi yapım ve organizasyon şirketlerinin icazetinden kurtuldu. Büyük kurumlardan yüz bulamayan fikirler, kullanıcıların desteğiyle gerçek oldu; yaratıcı projelerin önü açıldı. Hiç kuşkusuz, önümüzdeki yıllarda crowdfunding kavramını giderek daha da sık işiteceğiz. Şimdi sıra geldi bu alanda öne çıkan belli başlı sitelere:
Kickstarter ( http://www.kickstarter.com/ ):
Kickstarter, bu alanda ilk akla gelen platformlardan. 2009 Nisan'ında Perry Chen, Yancey Strickler ve Charles Adler isimli gençler tarafından kuruldu. Merkezi New York'ta bulunan Kickstarter'dan kaynak sağlayabilmeniz için projenin ikna edici olması büyük önem taşıyor. Projenin ayrıntılı sunumunun yanı sıra maliyet, bir başka ifadeyle toplam bağış hedefi de belirleyici oluyor. Projenizin yayımlanmasından itibaren toplam 90 günü var. Bu süre içinde bütçenizi karşılayacak miktarda para toplanırsa işe girişebiliyorsunuz. Hedef olarak belirlenen rakama ulaşılamazsa proje iptal ediliyor, "kefiller"in kredi kartı hesaplarından herhangi bir para kesilmiyor.
Hedefe varılması halinde toplanan meblağdan Kickstarter yüzde 5, Amazon ise yüzde 2 pay alıyor. Kickstarter'i popüler kılan özellik de bu noktadan sonra başlıyor: Yüzde 5'ini kesen Kickstarter'in projeyle ilgili sahiplik iddiaları bitiyor. Buna karşılık projeyle ilgili ayrıntıları silmeniz ya da paranızı aldıktan sonra Kickstarter'in veritabanından projeyle ilgili bilgileri kaldırmanıza izin verilmiyor.
Indiegogo ( http://www.indiegogo.com/ ):
Indiegogo, Kickstarter'den daha eski: 2008'de Slava Rubin, Danae Ringellmann ve Eric Schell tarafından San Francisco'da temeli atıldı. Slava Rubin, babası kemik iliği kanserinden ölünce bu hastalıkla mücadeleye kaynak sağlamak amacıyla siteyi kurdu. Indiegogo, müzikten filme, KOBİ'lerden yardım kampanyalarına akla gelebilecek hemen her konuda geliştirilen projelere maddi kaynak sağlamak isteyenler için bir platform sunuyor. Projeniz sitede yayınlandıktan sonra Facebook, Twitter ve benzeri sosyal medya araçlarında da paylaşabiliyorsunuz. Indiegogo, bağışların dağıtım ve paylaşımında Kickstarter'dan daha farklı bir yol izliyor: Para, hedef tutarın altında kalsa da proje sahibine veriliyor. Hedef tutara ulaşılmışsa Indiegogo'nun payı yüzde 4'te kalıyor. Hedefe varılamamışsa Indiegogo'nun kesintisi yüzde 9'u buluyor.
ArtistShare ( http://www.artistshare.com/home/default.aspx ):
Başta müzisyenler olmak üzere sanatçıları desteklemek hedefiyle, 2000 yılında Brian Camelio tarafından kuruldu. Destek verdiği Maria Schneider, Billy Childs ve Brian Lynch gibi şarkıcıların Grammy ile ödüllendirilmiş, 17'sinin de Grammy'e aday gösterilmiş olması sistemin tıkır tıkır işlediğini ortaya koyuyor. Türkçeye hayran destekli müzik olarak aktarabileceğimiz fan-funded music kavramının başarılı uygulamalarından.
PledgeMusic ( http://www.pledgemusic.com/ ):
Bir başka hayran destekli müzik platformu. 2009'da yayına başladı. Kendi ifadeleriyle geçen yıl sitede tanıtılan projelerden yüzde 77'si hedefledikleri paraya kavuşmuş. PledgeMusic platformundan yararlanan müzisyenler arasında Archive, Charlie Simpson, Duke Special, Emmy the Great ve Funeral for a Friend da bulunuyor.
Spot.Us ( http://spot.us/ ):
2008'te David Cohn tarafından kurulan Spot.Us, habercilik projelerine maddi kaynak buluyor. Destek verdiği projelerin kapsamını yavaş yavaş genişletiyor.
İlk dönemde yalnızca kurulduğu San Fransisco ve çevresindeki projelere para bulurken 2009'da çerçeve Los Angeles eyaletini kapsar oldu. Bir sonraki adımda faaliyet sahasının uluslararası vatandaş gazeteciliğine kadar yükseltilmesi hedefleniyor.
Ve aynı alanda Almanya'da faaliyet gösteren 5 adres:
mySherpas ( http://www.mysherpas.com/ )
startnext ( http://www.startnext.de/ )
pling ( http://www.pling.de/ )
inkubato ( http://www.inkubato.com/de/ )
visionbakery ( http://www.visionbakery.de/ ) (NH/EÖ)