Ermenistan küçük bir ülke. Kötü haberlerin yayılması ise doğal olarak hızlı oluyor. Ölüm haberleri son günlerde daha sık duyulmaya başladı. Bunlardan birinin kaynağı yıllardır onulmaz bir yaraya dönüşmüş olan Karabağ. Bilenler sınırın her iki tarafında da keskin nişancıların konumlandığını ve karşılıklı olarak birbirlerinin en ufak bir açığını kolladıklarından bahsediyor. Neredeyse bu durumun bir spora dönüştüğünü üzgün bir ifadeyle ekliyorlar. Hemen hemen her hafta Karabağ-Azerbaycan sınırından karşılıklı ölüm haberleri gelmeye devam ediyor.
Şimdi bir de buna daha kuzeyden Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışma ya da saldırı haberleri eklendi. Ermenistan basınında yine keskin nişancılar ve bazı Azeri birliklerinin Ermeni sivillere saldırı düzenlediği haberleri yer alıyor. Son günlerde buralardan da ölüm haberleri gelmeye başladı.
Her iki tarafında askeri güçlerine bir hayli önem verdiği göze çarpıyor. Azerbaycan son yıllarda silah alımlarını artırdı. 2013 yılındaki harcamaları 3 milyar dolar civarında. Silah alımlarının yarısının İsrail'den yapılması ise ayrıca dikkat çekici bir unsur. Diğer yarının ağırlığını ise Rusya oluşturuyor.
Ermenistan ise dünya da militarize toplumlar sıralamasında üçüncü sırada yer alıyor. Birinci sırayı İsrail işgal ederken bu değerlendirmede ülkedeki nüfusa oranla ne kadar insanın asker olduğu belirleyici etmenlerden biri. Ermenistan'ın 3 milyon nüfusa karşılık Karabağ'la birlikte 70 bin civarında askeri olduğu biliniyor. Ordusu savaşçılığı ile övülen Ermenistan'ın batı sınırında ise Rus askeri üsleri bulunuyor. Bir kısmı Ermeni olan bu askerlerin toplam sayısının 12 bin civarında olduğu bazı kaynaklarda yer alıyor. Rusya'nın Ermenistan'ı hibe yoluyla silahlanma açısından desteklediği de bilinen durumlar arasında.
Bir diğer ölüm haberiyse işte bu üslerden birinin yakınındaki Gümrü kentinden geldi. Bu seferki ölümünde ötesinde bir katliamdı. 12 Ocak'ta bölgedeki üsten kaçan bir Rus askeri bir aileye mensup altı kişiyi öldürürken, altı aylık bir bebeği de ağır yaralamıştı. Bebek bütün çabalara rağmen sonrada hayata veda etti.
Avetisyan ailesini katleden Rus askeri Valery Permyakov ise olaydan bir süre sonra Türkiye sınırında yakalandı. Ermenistan'ın Rusya ile olan anlaşmalar gereği asker yargılanmak üzere Rusya'ya götürüldü. Ermenistan makamlarının katili yargılaması gerektiğine inanan halk ise sokağa döküldü. Göstericilerle polisler arasında yer yer gerilimler yaşanırken, yaralananlar oldu. Protestoculardan bazıları gözaltına alındı.
Bu durum, ülkedeki Rus askeri üslerinin varlığını ve Rusya ile olan yakın ilişkileri ister istemez tartışma konusu yapıyor. Fakat Ermenistan'ın Rusya ile hali hazırda yürürlükte olan ilişkilerinin boyutu düşünülünce, bu tartışmanın “lüks” kaçacağı söylenebilir. ABD vb merkezlerden gelen destek mesajlarına rağmen bir süre sonra bu mesele rafa kaldırılacak gibi.
Üçüncü ölüm haberiyse “trafik kazası” sonucu bir tanıdığın kaybıydı. Asıl kayıp belki de Türkiye Ermenistan dostluğu için uğraş veren, kaza sonrası 12 gün hastanede kalan Gaye Coşar'ın ölümüne Ermenistan halkının pek ilgi göstermemesiydi.
Benim için sonuncu “ölüm” haberi ise Erivan'daki Hrant Dink anmasından geldi. O gün Hrant için bir araya gelenler maalesef sadece otuz kadardı. Niye böyle diye sorduğum arkadaşlara göre ise “bu durum normal!” Bu konuda yorum yapmayacağım. İşin daha da kötüsü son günlerde zaman zaman ayrımcılıkla karşılaşıp, Türkiyeli olduğumun hatırlatılması ile bütünleşen bu “Hrant ilgisizliği” artık bana da yabancı gelmiyor. (AS/EKN)