*Fotoğraf: BBC/Arşiv
Taliban değişti mi?
Asla değişmez, şeriat ve hukukundan asla vazgeçmez.
Şeriat; dinî hukuka ait tüm kavram ve kurallardır. Bireysel temel haklar ve özgürlükleri, cinsiyet eşitliği, ifade özgürlüğü gibi hakları savunanlar cezalandırılır. Kadının izinsiz sokağa çıkması dahi yasaktır, köle olarak görülürler, siviller savaş ganimetidir.
İslam’ın emir ve yasaklarına uymayan ve/ya suç işleyen kimselere karşı verilecek cezalar bedensel, mali veya caydırıcıdır.
Kısas cezası; cana can, göze göz, dişe diştir. Bir kişinin bedensel bütünlüğüne karşı işlenen suçlarda suçu işleyen fail ayni işlediği eylemle cezalandırılır. Kabilelerden bir kişi diğer bir kabileden bir kadını, köleyi, bir kişiyi öldürürse; karşılık olarak öldüren kişinin ait olduğu kabileden benzer statüye sahip bir kişi öldürülecektir.
Zinanın cezası bekarlara 100 sopadır. Zina yapan cariye ise cezanın yarısı uygulanır. Evlilere recm cezası verilir. Eşcinselliğin cezası ölünceye kadar hapis, 100 sopa veya recmdir.
Hırsızlığın cezası sağ elden başlanarak ellerinden bir tanesinin kesilmesidir.
Dinden çıkmanın cezası ölümdür.
Taliban'ın 1990'ların başında, Molla Muhammed Ömer tarafından kurulduğu tahmin ediliyor. 1990'larda şeriat mahkemelerinin başkanı olarak çalıştı ve 2013 yılında yaşamını yitirdi. Sağ kolu Molla Muhammed Mansur Ağustos 2015'te örgütün başına getirildi. Taliban Afganistan'da şeriat kanunları 1990'lı yılların başından itibaren uyguladı.
Molla Mansur 2016'da Pakistan'da ABD'nin düzenlediği bir hava saldırısında öldürüldü. Sonra Mevlevi Haybatullah Akhunzade 25 Mayıs 2016'da Taliban'ın siyasi, dini ve askeri kararlarında son sözü söyleyecek mutlak otorite sahibi lideri oldu.
Liderden sonra tüm askeri ve siyasi kararların alınmasında yetkili olan 26 üyeden oluşan Rahbari Şurası’dır. Şura'da Akhunzade'nin üç yardımcısı vardır. Kurucu liderlerden Molla Ömer'in oğlu Molla Muhammed Yakup, Taliban'ın kurucularından Molla Abdulgani Baradar ve El Kaide'yle de çok yakın bağları olan Hakkani ağının başı Siraceddin Hakkani…
1996'da Usame bin Ladin'in Afganistan'a sığınmasıyla El Kaide'den birçok silah, mühimmat ve para yardımı gelmişti. 2020'deki Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, El Kaide hâlâ Taliban'a kaynak ve eğitim sağlamaya devam ediyor…
Molla Abdul Hâkim, Taliban'ın "adalet yapısının" başındaki kişi ve kendisine "başsavcı" da deniliyor. Şura'nın içinde 17 komisyon var. Bakanlar Kurulu gibi çalışıyor…
10 yaşından büyük kızların ve kadınların eğitim hakkı yok ve burka giymek zorundalar. Meşru sayılmayan bir erkekle konuşurlarsa kadınlar hakkında taşlama, kırbaçlama gibi cezalar uygulanıyor…Sakalı "yeterince uzun olmayan" erkekler hapse atılıyor, hırsızların elleri kesiliyor…Müzik dinlemek, televizyon izlemek yasak.
Silahlı bir örgüt olan Taliban, muhaliflerine yönelik katliamlar gerçekleştiren, kadınlara dini gerekçelerle acımasızca baskılar uygulayan ve 20 yıl sonra Afganistan’da kontrolü ele geçirdi. 15 Ağustos'ta bir direnişle karşılaşmadan başkent Kabil'e girdi. Taliban, okulları, hastaneleri ve mahkemeleri kapattı. Ülkede şeriat kurallarını uygulamaya başladı.[i]
Taliban değişir mi? Asla değişmez. Şeriata dayalı devlet kuracaktır.
Şeriattan kurtarılmış Malala’nın hayat hikâyesine bakalım…
1997'de Pakistan'da doğan Malala Yusufzai, 10 Aralık 2014’te Nobel Barış ödülüne layık görüldü.
Taliban kız çocuklarının okula gitmesini yasakladığı dönemde Malala eğitimine devam etti.
BBC, 2009’da Malala’ya takma isimle yorumlarını yazdığı bir blog açtı. Malala görüşlerini kendi bloğunda anlattı. Taliban'ın bölgede neler yaptığını ve kız çocuklarının eğitilmesi gerektiği konusundaki yazılarını bütün dünyaya duyurdu.
"Pakistanlı kızın günlüğü" adı altında yazdığı el yazılarını BBC muhabirine ulaştıran Malala'nın yazıları BBC Urdu'da yayınlandı. Bir süre sonra günlüğü yazanın Malala olduğu anlaşılınca 2009 yılı yaz ayında New York Times, Malala'nın hayatını anlatan bir belgesel film yayımladı. Artık televizyonlara ve gazetelere röportaj veren Malala'nın ünü zamanla yayıldı. Ama bu tanınma yüzünden Taliban tarafından hedef alındı. Taliban tarafından hakkında ölüm emri verildi.
Malala, Pakistan'da, 2012 yılının Ekim ayında okuldan dönerken Taliban tarafından başından vuruldu ve ağır yaralandı. Pakistan'da başlayan tedavisi, İngiltere'nin Birmingham şehrinde Prenses Elizabeth hastanesinde devam etti. Malala sonunda iyileşti.
2014 Nobel Barış Ödülü Pakistanlı Malala Yusufzay’a ve Hindistanlı Kailash Satyarthi verildi.
"I am Malala" isminde bir kitabı olan Malala 2013 yılında Uluslararası Çocuk Barış Ödülü ve AB İnsan Hakları Ödülü de verilmişti. Nobel Barış Ödülü komitesine saldırı günü giydiği okul üniformasını neden hediye ettiğini şu sözlerle anlatmıştı: "Ben okula giderken bu üniformayı giyiyordum. O üniforma bana eğitimi hatırlatıyordu. Kendimi öğrenci gibi hissetmemi sağlıyordu. Bu üniformanın benim için ne kadar önemli olduğunu, dünyadaki bütün çocuklara göstermek için hediye ettim."
Oslo'da, 2014 Nobel Barış ödülü sergisinde Malala'nın kanlı okul üniforması gösteriliyor.
Dünyanın en genç Nobel ödülü sahibi Malala Yusufzai (17) ödülü alırken yaptığı konuşmasında "Neden birilerine silah vermek kitap vermekten daha kolay? Niçin tank yapmak okul inşa etmekten daha kolay?" demişti.
Törendeki konuşmasına besmele ile başlayan Malala şunları söyledi: "Babama kanatlarımı kırpmayarak uçmama izin verdiği için teşekkür ediyorum. Bu ödülü alan ilk Pakistanlı ve en genç kişi olduğum için çok gururluyum. Ben kadınlara eşit davranılmasını istiyorum. Biz İslam'ın ismini kullanarak insanları öldürenlere sesleniyoruz; Bilmiyor musunuz, Kur'an-ı Kerim'de Allah, 'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir.' diyor? Bilmiyor musunuz; Kur'an-ı Kerim’in Hz. Muhammed'e (SAV) verdiği ilk emrin 'oku' olduğunu?" [ii]
“Oku” dedi!
“Öldür” demedi.
1996'dan 2001'e kadar iktidarı elinde tutan Taliban, Afganistan’da sivillere karşı katliamlardan sorumludur. Açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler ‘in gıda tedarikini engellemiştir. Verimli toprakları ve on binlerce evi yok etmiştir. Kadınların okula gitmesini engellemiş, kadınları alenen kırbaçlatmış ve idam cezası ile cezalandırmıştır. Birleşmiş Milletler'e göre, 2010'da Afgan sivil ölümlerinin %76'sından, 2011 ve 2012'de ise %80'inden Taliban ve müttefikleri sorumlu…Taliban, 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.
Taliban köktendinci bir hareket ve askeri organizasyondur. İnsanlığa karşı suç işlemiş silahlı örgüttür. 15 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan’da yönetimini "yeni" bir şeriat hukuku sistemi olarak göstermek istiyor, kimse yanılmasın…
1994 yılından beri ülke içinde bir savaş, bir cihat sürdürmüş olan Taliban, 20 yıl sonra yeniden Afganistan İslam Emirliği olarak İslam şeriatını yayma amacındadır.
Dar-ül İslam, Müslim veya gayrimüslim nüfusun az veya çok olmasına bakılmaksızın, “Müslümanların hakimiyeti altındaki” ülkelerdir. Afganistan artık “Müslüman devlet başkanının hüküm ve sultasının yürürlükte olduğu ülke”dir. Afganistan İslam Emirliği iktidardadır. Devlet şekli şeriattır.
Dar-ül harb ise, “İslam siyasi hakimiyetinin sınırları dışında kalan ve yönetim şekli İslam ilkelerine uymayan ülke” olarak tanımlanır. O halde dar-ül İslam Müslümanların, dar-ül harb de İslam dışındaki devlet yönetim şeklidir.
Taliban’ın değişmez, değişmeyecektir. Taliban, Talibandır, kurulduğu gibi kalacaktır.
Kandırılmayın, kanmayın ve sakın kimse aldatılmasın! (Fİ/RT)