Tenasül uzvuna medyatik bakışlar
Özelde magazin dünyası, genelde de medya bu ve benzeri olaylara pek meraklı. Amaç bir dönem ekranda görmeye alıştığı simaların, elde ettikleri haksız şöhreti nasıl kötüye kullandıklarını göstermek. Bu kötülükten asıl payı yine ana akım medya almak istiyor. Medya bunu kendini yeniden üreten bir sermaye olarak görüp falanca kadının peşine düşecek. Ondan çarpıcı açıklamalar alacak, ekrana özel haber olarak getirilecek. Böylece televizyonu izlenir, gazetelerin ikinci ve üçüncü sayfalarını okunur kılacak. Dahası bütün bunlar olurken ortada duran insan hakları ihlali göz ardı edilecek. BBG meşhuru ile kaynana yarışması birincisi parayla seks yapan kadınlar gibi gösterilerek gözümüzün içine sokulacak.
Tüm bunlar olup biterken bir yandan da yaşanan çifte standart saklanacak. Yani para karşılığında seviştikleri öne sürülen insanların bu işi birlikte yaptıkları kimseler, yani işin erkek tarafı gözden uzak tutulacak. İşadamları, yüksek düzeyli bürokratlar, politikacılar ve elbette bu yazının konusu olan futbolcular, isimleri açık açık söylenmeden ve elbette yüzleri kameralara gösterilmeden sessizce ifadelerine başvurulduktan sonra unutulup gidecek.
Ahlak başka yazının konusu
Ama renkli ekranlar günlerce kadınlardan bahsetmeye devam edecek. Yapıldığı öne sürülen işin ahlaki olup olmadığı tamamen bir başka mevzu. Burada önemli olan basın dünyasının olaylara, kadınlara, erkeklere ve özellikle de futbolculara yaklaşımı. Yazılı ve görsel basının magazin dünyası ile yeşil sahaların kahramanlarını nerede buluşturduğunu tartışacağız. Aslında bir yandan birbirinden bağımsız, farklı biçimlerle kazanılmış şöhretlerin bir potada eritilmesiyle ortaya çıkan görünümün pederşahiliğini tartışırken bir yandan da futbola değineceğiz.
Sahte şöhretler çabuk harcanır
Medya nereden gelirse gelsin, şöhreti yakalayanların peşine düşer. Esasında günümüzde şöhret, birilerinin eline prodüktörlerin verdiği elma şekeridir. Hiçbir vasfı olmayan bazı insanların pat diye önünde buluverdiği ün, karşılıklı işteş- bir etkileşim yaratır. Bu etkileşim içerisinde ünlü aslında ekranda görünmenin kendisinin işine yarayacağını düşünür. Ancak aslında yavaş yavaş bir mağdura, ama çoğunlukla bir mağdureye dönüşeceğinin bilincine varması için elindeki elma şekerinin bitmesi gerekir. Çünkü medya bir ikinci oyuncağı vermek konusunda son derece cimridir.
Birden bire eline geçen fırsatların kendisine fayda sağlayacağını sanan insanların pabucunun kısa bir süre içerisinde dama atılması kaçınılmaz olarak kendilerini içinde buldukları dünyayı değiştirir. Birden bire ikincil, hatta üçüncül rollerin insanı oluverenler, işleri gereği daha bir süre ün basamaklarının üzerinde durmaya devam edecek olanların malzemesi haline gelirer. Böylece medya kendi kısır döngüsünü oluştururken, aslında bir mağdur-mağdure fabrikasına dönüşür.
Dünya artık duvardaki sinek
Bir zamanlar sporculukları ile gündemde yer alabilen futbol, basketbol yıldızları da kendilerini bu döngünün içerisinde bulur. Çünkü futbolun alabildiğine ticarileştiği son yıllarda yeşil sahalara fena halde el atan medya, şöhreti sahada yakalayanlarla televizyonlar eliyle meşhur ettiklerini bir yerlerde buluşturmanın yollarını arar. Ya da en azından önceden bu yolun asfaltını döker. Artık o güzergahta gidip gelenler denetim ve gözetim altındadır. Biz tabii ki işin içine seksapeli olan bir kadın girince kulaklarımızı diker, onun hakkında meraklanırız.
Futbolcu her zaman koruma altında
Bu merakın tatminine medya yardımcı olur. Bütün bu olup bitenlere analitik bir çerçeveden bakmayı beceremeyen polis, basına bu konuda elinden geldiğince yardım eder, isimler ve görüntüler havalarda uçuşur. Ama mağdur edenin, yani ünlü erkeğin ismi en azından baş harfi ile verilmek ve kameralardan gizlenmesine yardımcı olmak koşuluyla kendi çifte standardını yaratır.
Peki futbol dünyasının epeyce ünlü isimlerinin bu son olayda, mağdurelerle birlikte anılmasını nasıl değerlendirmek gerekir? İşte asıl yanıt aranması gereken soru belki de bu. Basın, futboldan para kazanmaya başladıkça işi top oynamak olanların çıkarlarını gözetmek zorundadır. İşte bu nedenle sadece spor programlarında attığı paslar veya gollerle gündeme gelecek insanlara değil, eğlenen, kız arkadaşları ile gezen, gece kulüplerinden çıkmayan golcüye, kaleciye, orta saha ya da savunma oyuncusuna ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç yukarıda sözünü ettiğimiz saikler için gerekli ve kaçınılmazdır.
S.Ynin elinin kiri, ya Hülyanın çiğnenen onuru?
Futbol, futboldan başka birşey olduğuna göre, futbolcu da kramponundan soyutlanarak bakabileceğimiz bir medyatik metaya dönüşebilmelidir. Bunun yolu da medyanın onların eline vereceği fırsatlardan geçer. Basında yer aldığı şekliyle S.Y, para karşılığı BBG Hülya ile ya da filanca başkasıyla birlikte olur. Harcanan hiçbir zaman S.Y olmayacaktır. Futbol dünyası büyük ve fazlasıyla ticari olduğundan imajı zedelenen ne S.Ynin kendisi ne de takımı... Zira bir iki yıl sonra futbolu bıraktığında hayatına yine futbolun ve medyanın içinde devam etmesi muhtemeldir; ya spor yazarı olacaktır, ya TV yorumcusu. Olan yine Hülyaya veya diğer kadın kurbanlara olacaktır.
AİHM yolunu denemeliler
Benim naçizane önerim, elinde telefon kayıtları dışında hiçbir kanıt olmayan polisin tutumu karşısında iç hukuk yolu ile haklarını aradıktan sonra hala mağduriyetleri giderilmezse mağdurelerin AİHMe giderek artık haddini aşan ana akım medyaya bu çerçevede haddini bildirmesidir. Medya ile işteş olmaktan da artık vazgeçmeleri gerekir.
Uzunca bir zamandır periyotlarını bir düzene sokmaya çalıştığım yazılarıma bianette yine her Salı devam edeceğim.