Şiddet, hayatın içinde. Şiddet, hayatın her alanında. Şiddet, çeşit çeşit. Şiddet farklı etki ve sonuçlarla karşımızda...
Bireyin kendi bedenine uyguladığı şiddet: Komşumuzun sevgilisi tarafından terk edilen 14 yaşındaki kız çocuğunun intiharı… Müslüm Baba’nın konserinde kanı deli akanların kendi bedenlerini jiletlemesi… Uyuşturucu madde kullanmak vb.
Kişilerarası şiddet: Ağlaması bitmeyen öz çocuğunun vücudunda sigara söndüren baba... Yaşlı annesini sokağa terk eden evlat... Özürlü kızını zincirleyip ahıra kapatan baba... İnternette yeni doğan bebeğini satılığa çıkaran anne. Torununa fena gözle bakan dede... Bakire çıkmayan iki günlük karısını boğan damat... Gelinini horlayan kaynana... Nişanlısının eski sevgilisini vuran nişanlı. Okullu çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayan (karşılayamayan değil) baba vb.
Organize şiddet: Uluslararası, kolektif, politik, iktidar ve iktidara karşı şiddetin boyutları. Adı gibi büyük ve organize.
Medya şiddeti: Ya gazete-dergilerde, televizyonlarda ve sanal alemdeki görsel-işitsel ve yazılı şiddet.
Spor karşılaşmalarında, özellikle futbol taraftarlarının karşı taraftakilere yaptıkları… Değişik amaçlı çeteler… Nice hayat sonlandıran kan davaları… Sokaktaki kap-kaçcılar… İnsan ticareti, organ ticareti… Pornografi de şiddet değil mi?
Farklı cinsel tercihi olduğu için, toplumda azınlık oldukları için şiddete maruz kalanlar… İşyerinde uygulanan şiddet… Okulda çocuklarımıza uygulanan şiddet… Say say bitmeyen, ‘şiddetlerden şiddet beğen’ durumu yani.
Şiddet; toplumun iyilik ve sağlık düzeyinde olumsuzluklara yol açtığı kesin. Uzmanlar şiddetin -ve özellikle aile içi şiddetin- her geçen gün arttığını söyleyip ardından ekliyorlar: “Aile içi şiddet bir sağlık sorunudur.”
Şiddet değişik şekillerde tanımlanmış. İşte biri: “Güçlü, kudretli ve baskıcı gücü elinde tutan kişinin; karşısındakine baskı ve tehdit uygulayarak, duygularını istismar ederek, korkutarak, suçlayarak ya da inkar ederek, gereksinimlerini sağlamayarak, sevdiklerini ve değer verdiklerini kullanarak karşısındakini tehdit etmesi ya da bizzat beden bütünlüğünü bozan veya bozma olasılığı yüksek bir biçimde davranış geliştirmesi."
Şiddetin farklı tanımlarında
- Sertlik,
- Katı ve kaba davranış,
- Bedene zor uygulama,
- Bedensel zedelenmeye neden olma,
- Kişisel özgürlüğü zor yoluyla kısıtlama,
- Büyük güç,
- Haşinlik,
- Rahatça gelişmesini ya da tamamlanmasını engelleme,
- Bazı doğal süreç ve alışkanlıklara yersiz kısıtlamalar getirme gibi ortak noktalar bulunmakta.
Bu durumda;
- Şiddet uygulayan( mağdur eden) kişi, grup ve toplumlar
- Şiddete uğrayan (mağdur edilen) kişi, grup ve toplumlar ve mağduriyet söz konusu.
Mağdurun mağduriyeti önlenmeli; yani şiddet önlenmeli.
Şiddet önlenebilir mi? Evet, ama zor. Şiddetin (tamamen) önlenilmesi mümkün mü? Evet, ama zor. Niye?
Dünyanın her yerinde, şiddetin her türünün uygulandığı bir gerçek. Bu olguyla birey, toplum ve ülke olarak tek başına mücadele etmek çoğu kez yetersiz kaldığından;
- Şiddetin her türü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi(1948),
- BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAV:Kadın Hakları Sözleşmesi) (1979),
- BM Çocuk Hakları Sözleşmesi(1989), BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi( 1993)
gibi uluslararası sözleşmelerde şiddetle bağlantılı hükümlere yer verilmiş. Ayrıca her ülke bu konuda kendi iç hukuğunu geliştirmiştir.
Ülkemizde Anayasa’nın amir hükümleri çerçevesinde çıkarılan kanunlarla (Medeni Kanun, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, Çocuk Koruma Kanunu vb. gibi) şiddetin önlenmesine yönelik önlemler alınmıştır.
Yasal düzenlemelerle şiddet sonlandırılabilir mi? Bildiğim kadarıyla uzmanlar bu konuda hemfikir değil. Ancak bu yazıyı okuyan herkesin şiddetsiz bir dünyada yaşamak konusunda hemfikir olduğu kesin. (ŞD/NZ)
* Şadiye Dönümcü. Sosyal Hizmet Uzmanı.
** Bu yazıda “Aile İçi Şiddete Son Kampanyası Eşler Arası İlişkiler Destek Programı Eğitici Eğitimi El Kitabı”ndan yararlanılmıştır.