Birsen Tezer... Üçüncü albümünün müjdesini vererek dinleyiciyi heyecanlı bir bekleyişe sürükledi bu gece. “Aşk Bu Değil” şarkısının çok sevilmesinden yola çıkarak “Türk Müziği albümü” yapacağını duyurdu.
Organizasyonun can sıkan kısımları, paranın konuştuğu o çirkin durumları anlatmak Birsen Tezer’in güzelliğine haksızlık olur sanırım. Fakat Birsen Tezer gibi duyarlı bir insanın konserinde bile böyle şeylere sebep verdiği için konser mekanına olan kızgınlığımı dile getirmeden edemeyeceğim.
Ve...
Birsen Tezer... “Sus Pus” şarkısının dün gece ona Gezi Direnişi’ni hatırlattığını ve gençlerin ona bu başkaldırmayla geleceğe umut verdiklerini söyledi. Bir şarkı başka amaçlarla yazılabilir; ama zamanla evrilebilir- haklıydı.
Birsen Tezer... Ellerinin her hareketinde ince düşünceli güzel bir kadını gösteren zarafet... Sanıyorum bu gece varlığını hissettirdiği herkesin kalbinde gülümseyen çiçekler açtırdı; renk renk, ışıl ışıl!
Ne Bülent Ortaçgil’i unuttu ne Hüsnü Arkan’ı ne Erkan Oğur’u ne de Zafer Cumbul’u. İç çekişlerinde tanıdığı bütün güzel adamlar ve şiir kadınlar vardı sanki. Şarkıları söylerken onları tek tek yaşadığını gördüm: adeta söylediği her cümlede bir zamanın güzel, şimdinin belki ölümsüzlüğüyle iç burkan anılarını hatırlıyordu.
Birsen Tezer... Mola verdiği esnada dinleyicilerinin isteklerini önemseyip sahneye geri döndüğünde onları yerine getirmeye çalışan ince düşünceli kadın... Hüsnü Arkan için “İyi ki var o!” derken içimden “İyi ki varsın sen!” sözleri döküldü istemsiz. İyi ki varsın Birsen Tezer!
Kadehlerin çıkardığı her küçük sesi müziğe çeviren biri vardı karşımızda mavinin en gece rengini üzerine yakıştırmış. Gözlerini her açıp kapattığında evrenin farklı bir boyutuna gidip geldiğini hissettiren mucizevi bir büyü: Birsen Tezer...
Zaman zaman “Delikanlı”lara içerlenen zaman zaman da “İstanbul”u dizlerimizin dibine getiren... Saçlarının renginde hem Doğu’nun ezilen başağını hem de Batı’nın isyankar çığlıklarını bir araya toplayan... En umutlu şarkısının “Çal Kapımı” olduğunu söylerken insana umut aşılayan kadın: Birsen Tezer.
Söylemeyi tercih ettiği şarkılar ve kendi şarkıları ne kadar derin, ne kadar dokunaklı olduğunu gösteriyor. Bomboş bir odaya atılmış minderin varlığı gibi önemli ve çoğalan her insanla kıymeti artan... Doğada bol miktarda bulunmayan, nadide bir nefes alma kaynağı... En yalnız zamanlarınızda ona sığındığızda sizi geri çevirmeyecek, aksine sarmalayacak bir bulut. Sarının ve dolaşın dolaşabildiğiniz kadar! Dünyayı bir balonla keşfetmeye çıkmış gibi zaman zaman tehlikeli fakat tutkulu bir his: Birsen Tezer...
Ayrıca, Tunç Öndemir, Emre Tankal, Gürol Ağırbaş ve Derin Bayhan’dan oluşan ekibi unutmamak, hepsinin önlerinde saygıyla tek tek eğilmek gerek. Bu gece, düetli şarkılardaki vokalleriyle Tunç Öndemir ve gerek sololarıyla gerek şarkılara verdiği güzelim katkılarla tanıdığım Gürol Ağırbaş epey renk kattı geceye. Varolasınız...
Soğuk Ankara’nın sıcacık bir gecesinden selam olsun herkese. Birsen Tezer’in konserini noktaladığı “İstanbul”un bütün mutluluk kapıları açılıversin gecelerimize, gündüzlerimize; bırakıp gidemediğimiz, yalın ve gösterişli.