Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Bülent Turan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya milletvekili Veli Ağbaba'nın tutuklu öğrencilerle ilgili verdiği soru önergesine karşılık yaptığı konuşmada:
"Dediğiniz gibi poşu takmak falan yok, bakın okuyorum adam öldürme var, gasp var, hırsızlık var, yaralama var, cinsel suçlar var, sahtecilik var, dolandırıcılık var. Dolayısıyla, dediğiniz devede kulak olan bir şeyi" demiş!.."
Ahmet Şık ve Nedim Şener' in tutuklanmalarının ardından gündemleşen tutuklu gazeteciler sorununda konuşmak zorunda kaldığında, Başbakan Erdoğan da:
"Türkiye'de 27 gazetecinin tutuklu olduğunu, onların da: anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak, terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, nitelikli yağma, ateşli silah bulundurma, resmi belgede tahrifat suçlarından ceza aldığını, yargılandığını" iddia etmişti!
Dil, üslup, yöntem ne kadarda birbirine benziyor.
Her ikisi de gerçekleri örtbas etmek, karatmak, baskıcı faşist Terörle Mücadele Yasası'nı ve uygulamalarını savunmak kitlelere, kamuoyuna haklı oldukları fikrini yaymak ve hakim kılmak adına ahlaki ve insani hiçbir sınır tanımıyorlar.
Tutuklu gazetecilere kara çalmak için hazırlanmış olsun, isterse de meclis kürsüsünden okuması için eline birileri tutuşturmuş olsun.
Hiç fark etmez!
Yalnız tutuklu öğrencilerle ilgili sıraladığı ad, yüz kızartıcı suçlarla sınırlı kocaman bir yalan ve karalama örneği listesine itirazım(ız) var!..
Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) hazırladığı raporlara göre 500-600 civarında öğrenci tutsak! Ve her geçen gün bu sayıya yenileri ekleniyor.
Yine ÇHD'nin, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi ve CHP Milletvekili Veli Ağbaba'nın iddianamelerden, kendilerine yapılan başvurulardan ve mektuplardan çıkardıkları... Günlük basından ve bizzat koğuşdaşlarımın dava dosyalarından tanık olduğum; öğrencileri gözaltına alınma ve tutuklanma gerekçeleri aynı...
-Parasız eğitim için pankart açmak, saç kestirmek, poşu takmak, yumurta taşımak, kitap okumak, Kürtçe türkü söylemek, ideolojik halay çekmek...
-Daha önce gözaltına alınarak tutuklanan arkadaşlarının/öğrencilerin duruşmasına katılmak.
-YSK'nın blok adaylarından bazıları hakkında verdiği haksız veto kararını protesto etmek.
-Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı, Mahir Çayan ve arkadaşlarını, İbrahim Kaypakkaya'yı anma törenlerine katılmak.
-Newroz'da üniversitede düzenlenen kutlamaya katılmak, slogan atmak, halay çekmek.
-2009 yılında Diyarbakır'da polis kurşunlarıyla katledilen üniversite öğrencisi Aydın Erdem'i anmak.
-Grup Yorum konseri için bilet satmak.
-Malatya'da kurulacak füze kalkanına karşı çıkmak, bunun için pankart açmak.
AKP'li Turan'ın "devede kulak" dediği ve TMY kapsamında, özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nde (ACM) yargılanan öğrencilerin iddianamelerinde bu fiiller yer alıyor.
Ve bu gerekçelerle öğrenciler "örgüt üyeliğinden, yasadışı örgüt adına suç işledikleri iddiasıyla yargılanıyorlar. Hapis cezasına çarptırılıyorlar!
AKP'li Turan meclis kürsüsünden gerçekleri öldürmeye çalışırken, her zaman yaptıkları gibi biricik silahları çamur at ve kara çalmayı kuşanmış.
Ama Turan sıraladığı o suçlara özel yetkili ACM'lerin bakmadığını ya bilmiyor ya da biliyor da söylemiyor!
Bu suçlardan yargılananlarında F tipi hapishanelere, siyasi tutsakların kaldığı hücrelere konulmalarını unutmuş olabilir.
Kamuoyunu yanıltmak amacıyla yaptığı açıklamayla gerçekten çarpıtıldığı / karartmaya çalıştığı için genel başkanı onu taktir edip, sırtını sıvazlayabilir!
Fakat, duyarlı kamuoyu ve tutuklu öğrenciler çok basit gerçekleri algılayamadığı için ondan IQ testi yaptırmasını isteyebilirler. (FE/HK)