2006 yılında göreve gelen on birinci Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun görevi bitiyor.
Yasaya göre yeni cumhurbaşkanı meclis, temsilciler meclisi, hayat boyu temsilci ve eyalet temsilcilerinden oluşan 1007 kişinin oyu ile dört turda seşilecek. Anayasanın seksen dördüncü maddesine göre en az elli yaşında olması gereken ve medeni ve siyasi haklarını kullanmasında sorun olmayan her İtalyan yurttaşı aday olarak gösterilebilir. Bu adayın seçimi için ilk üçü kapalı şekilde yapılacak oylamada oy verenlerin dörtte üçünün aynı isim üzerinde uzlaşması gerekiyor. Aksi halde dördüncü oylamada mutlak çoğunluk yeterli olacak.
On ikinci cumhurbaşkanı seçimi için yaklaşık bir aydır meclis içindeki siyasi oluşumların çalışmaları var. Merkez sol koalisyon lideri ve Demokrat Parti Genel Sekreteri Pier Luigi Bersani iki hafta önce merkez sağ koalisyonu lideri Silvio Berlusconi ile kameralardan gizli görüştü.
Geçtiğimiz hafta içinde bir konferansta kendisine cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili iletilen soruya “Bersani’den cevap bekliyorum hala” diye cevap veren Berlusconi, merkez solun dün geç saatlerde açıkladığı adaya sıcak baktığını açıkladı. Son ana kadar merkez sol koalisyonu ve 5 Yıldızlı Hareket’in ortak bir isimde uzlaşacağı umudu olsa da Bersani’nin açıkladığı isim Franco Marini oldu.
CISL işçi sendikası eski genel sekreteri olan Marini geçmişte Çalışma Bakanlığı, Temsilciler Meclisi Başkanlığı, İtalyan Halk Partisi Genel Sekreterliği ve Avrupa Parlamentosu üyeliği yaptı. Katolik bakışlı siyasi yapıya bağlı olmasıyla bilinen CISL sendikası eski genel sekreteri 1991 yılında Hristiyan Demokratlar’ın devamı olan farklı siyasi oluşumlarda yer aldı.
2006 yılında göreve gelen merkez sol hükümeti sırasında Temsilciler Meclisi Başkanı seçildi. Halen Demokrat Parti üyesi olan Marini 2013 genel seçimlerinde aday olmasına rağmen seçilemedi. Marini’nin Bersani tarafından aday gösterilmesi gerek kamu oyunda gerekse de parti içinde büyük bir kesimce hoş karşılanmadı. Demokrat Parti’nin bu isim için yaptığı son kongrede 220 üye Marini’ye destek verirken 90’ı karşı oy kullandı ve 30’u çekimser kaldı. Böylelikle Marini ismi partinin ciddi bir kesiminin desteğini alamadı. Temsilciler Meclisi üyesi Andrea Marcucci seçimler sırasında kendilerine isim sunulmasının istenmediğini ancak sunulan isim üzerinde ikna kampanyası yapıldığını belirtti.
Berlusconi: Marini tarafsız
Nitekim çok kısa bir süre sonra Silvio Berlusconi’nin Marini ismi üzerine verdiği onay akıllarda soru işaretlerini arttırdı. Berlusconi şöyle konuştu; “Marini merkez sağ üyesi değil ancak her zaman tarafsız olduğunu gösterdi. Ciddi bir kişi ve uzun zamandır tanıdığımız halktan gelen bir insan. Hristiyan Demokratlar Partisi ve CISL sendikası deneyiminden tanıdığımız ve Temsilciler Meclisi’ndeki partimizin grup başkanı Renato Schifani’nin yakın arkadaşı”.
Bu arada siyasi güç olarak kesin bir ağırlığı bulunan 5 Yıldızlı Hareket ise üyeleri arasında geçen hafta ağ üzerinden yaptığı seçimlerde Milena Gabanelli ismini seçti.
Bilhassa yolsuzluklar üzerine televizyonda yaptığı araştırmacı gazeteci çalışmaları ile tanınan Gabanelli bu durumdan gurur duyduğunu ancak konunun büyük bir sorumluluk istediğini belirterek teklifi red etti.(MŞ/HK)
Seçilen isimler listesinde ikinci sıradaki kişi ise Stefano Rodota' idi. Nitekim Gabanelli’nin olumsuz cevabından sonra dün akşam hareketin lideri Beppe Grillo kişisel ağ sayfasında adaylarının Rodota’ olduğunu ilan etti.
Hukuk profesörü ve siyaset bilimci Rodota’ 80 yaşında. Ötenazi hakkı, kişisel bilgilerin mahrumiyeti ve bireylerin medeni hakları üzerine yaptığı siyasi, bilimsel ve dernek bazlı çalışmaları ile tanınıyor. Rodota’ 2009 yılından bu yana yurttaşların ağ üzerinden eşit ve adil bir şekilde bilgiye ulaşmaları için ulusal bazda gerekli yasal değişikliklerin yapılması için meclise sunumlarda bulundu.
Beppe Grillo adayın açıklanmasından sonra Demokrat Parti Genel Sekreteri Pier Luigi Bersani’ye kendi adaylarına destek vermesi için bir video çağrı gönderdi. Bu sebeple ortak çalışma temelli yeni bir sürecin başlayabileceğini söyleyen Grillo’ya Bersani’den henüz bir cevap gelmiş bulunmuyor.
Demokrat Parti’nin cumhurbaşkanı adayı üzerinde bölünmüş olması oy verenlerin dörtte üçünün oylarını gerektiren ilk üç seçimde sıradışı bir şey olmazsa sonuca ulaşılamayacağını gösteriyor. Son turda olası mutlak çoğunlukla merkez sol adayı merkez sağın desteği ile seçilirse İtalya bu sefer de çoğunluğun istemediği bir durumda bulacak kendini.