İtalya Cumhuriyeti on yedinci hükümetine kavuştu. İkinci kez Cumhurbaşkanı seçilen Giorgio Napolitano hükümet kurması için görevi Demokrat Parti milletvekili Enrico Letta’ya verdi o da kısa sürede bakanlar kurulunu tamamlayıp hükümeti kurdu.
Şubat ayı sonunda yapılan ulusal seçimlerden son derece zor bir tablo ile çıkan İtalya’da tek başına kimse hükümet kurabilir durumda değildi. Aynı zamanda seçim propagandası sırasında yapılan vaatler ve gösterilen siyasi duruşa göre koalisyon hükümeti de mümkün gözükmüyordu. Merkez sağ ve merkez sol birbirine çok yakın oylar alsa da merkez sol bilhassa mecliste sandalye adedi açısından kazançlı durumdaydı. Sosyalist ve komünist partilerin bu seçimde de meclis dışında kalması ve son yıllarda doğan 5 Yıldızlı Hareket’in güçlü bir çıkış sağlaması sayesinde İtalya’nın önünde üç yol vardı; 5 Yıldızlı Hareket ile merkez sol koalisyonu, merkez sol ve merkez sağ koalisyonu veya erken seçim. Bu sırada merkez solun en büyük parçası Demokrat Parti’nin genel sekreteri Pierluigi Bersani’ye Cumhurbaşkanı Napolitano tarafından hükümet kurma görevi verildi.
Bersani ilk olarak 5 Yıldızlı Hareket ile görüştü ve ardından diğer siyasi güçlerle masaya oturdu. bir haftalık fikir alışverişinden sonuç çıkmayınca Napolitano hükümet kurma görevini ikinci bir kişiye vermek yerine akil insanlar grubu kurdu ve kısa zamanda onlardan ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve iktisadi sıkıntıdan çıkması için gerekli reçeteyi bulmasını istedi. Genelde eski ve yeni milletvekillerinden kurulu bu grup 15 maddelik bir rapor hazırladı.
Bu sırada Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano yedi senelik görevini tamamladı. İtalya böylelikle, Ulusal Meclis, Temsilciler Meclisi ve eyalet temsilcileri ile 1007 kişinin katıldığı Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandı. 5 Yıldızlı Hareket ağ üzerinden yaptığı ön seçim ile adayını hukuk profesörü olan Stefano Rodota’ olarak ilan etti. Merkez sol koalisyonu ise adayının Hristiyan Demokrat eski üyesi Franco Marini olduğu açıkladı. Merkez sağ her iki adaya da destek vermeyeceğini ve aday göstermeyeceğini belirtti. Rodota’ gerek 5 Yıldızlı Hareket gerekse de bazı merkez sol milletvekillerinden iki yüzü aşkın oy alırken Marini merkez sol koalisyondan seçilebilmek için yeterli oyu ilk iki turda da elde edemedi. Böylelikle merkez sol içinde çatlaklar ve beraber çalışamama sinyalleri ortaya çıkmaya başladı.
Acilen toplanan merkez sol koalisyonu yeni bir aday çıkartarak eski başbakan Romano Prodi’yi sahneye attı. O sırada Mali’de uluslararası ara bulucu görevini yürüten Prodi’ye merkez sağ destek vermeyeceğini net bir şekilde bildirdi. 5 Yıldızlı Hareket de aynı duruşu alınca ve Demokrat Parti içinden de gereken destek gelmeyince Prodi kartı da geçerli olmadı ve Pierluigi Bersani genel sekreterlik görevini Cumhurbaşkanı seçimi ardından bırakacağını açıkladı. Son ana kadar Demokrat Parti’yi merkeze ve hatta merkez sağa yakınlaştırmak isteyen ve 5 Yıldızlı Hareket’e kazanım vermek istemeyen grupların aklına görevini henüz bitirmiş Giorgio Napolitano’yu tekrar aday olarak sunmak geldi. 88 yaşındaki Napolitano İtalya tarihinde ikinci kez seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Napolitano merkez sol, merkez sağ ve merkez oyaları ile eyalet temsilcilerinin çoğunun oyunu aldı. Yemin töreninde, eğer kısa sürede hükümet kurulmazsa ve kurulan hükümet ülke için gerekli bir çok konu üzerine hızla çalışmazsa kısa sürede görevi bırakacağını tehdit tonu ile dile getirdi. Önceki hükümetlerde aldıkları baş aktörlük görevleri sırasında Napolitano’nun listesini yaptığı gerekli değişiklikleri yerine getirmeyen ve o sırada mecliste mevcut bulunan milletvekillerinin Cumhurbaşkanı’nın bu konuşmasında çılgınlar gibi alkışlaması gerçekten ilginç bir tablo yarattı. Napolitano seçim yasasının ne kadar yanlış olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi ve alkışlayanlar arasında bu yasanın yaratıcısı Roberto Calderoli vardı. Siyasi ve iktisadi güçlerin ayrılmasını ön gören yasanın çıkartılmasının ne kadar gerekli olduğunu söylerken bu güçler çatışmasının en büyük temsilcisi Silvio Berlusconi de ellerini çırpıyordu. Herkes mutlu ama herkes sorumluydu kısacası.
Napolitano 88 yaşının verdiği azim ve yeniden seçilmenin kendisine kattığı ek enerji ile bir kaç gün içinde hükümeti kurması için görevi Demokrat Parti milletvekili Enrico Letta’ya verdi. 1991 yılında Hristiyan Demokrat Parti ile siyasi tecrübesinde ilk adımı atan Letta, kısa zamanda merkez ve merkez sol yönelimli partilerde yer aldı. Bir çok kez milletvekili ve bakan olan Letta, Pisa Üniversitesi Siyasi Bilimler mezunu ve 47 yaşında. Demokrat Parti’nin içindeki Hristiyan Demokrat gelenekten olan grubun önemli isimlerinden biri olan Letta, 2007 yılında parti genel sekreterliğine de aday oldu ancak seçilemedi. Berlusconi’nin sağ kolu olan ve 2006 yılında bizzat kendisince Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Gianni Letta’nın torunu olan Enrico Letta dünyanın önemli askeri, iktisadi ve siyasi 130 gücünün buluşup önemli kararlar aldığı Bilderberg toplantılarının 2012 yılında katılımcılarından biriydi. Ocak 2012 yılında kamu desteği alan siyasi parti Margherita’nın bu parayı üyelerinin bireysel harcamalarında kullandığı ortaya çıkınca bu üyelerden Luigi Lusi’nin mahkemede verdiği ifadeye göre bu ödeneği amaç dışında kullananlar arasında Enrico Letta’nın da adı geçti.
Enrico Letta kısa zamanda tüm siyasi temsilciler ile görüştü ve merkez sol, merkez sağ ve merkezin desteğini garanti altına alarak yeni hükümetin bakanlar listesini Cumhurbaşkanı’na sundu. Liste onaylandıktan sonra bakanların yemin töreni gerçekleşti ve kısa sürede yemin töreni yapıldı. Önce meclisten güven oyu alan Letta hükümeti sonra temsilciler meclisinden de sorunsuz bir şekilde güven oyu aldı.
Peki kim bu yeni bakanlar ve hedefleri neler?
Sekizinin hazineden destek almadığı ve yedisinin kadın olduğu 21 kişilik bakanlar listesinde farklı siyasi alandan katılımcılar var.
1955 doğumlu Filippo Patroni Griffi, Bakanlar Kurulu Sekreteri oldu. Eski hakim olan Griffi geçmişte merkez sol hükümetlerinde bürokrat olarak çalıştı ve İtalya’yı bir çok kez uluslararası alanda hukuki açıdan temsil etti.
1942 yılında hayata gelen Fabrizio Saccomanni ise İktisak Bakanı oldu. Saccomanni, İtalya Bankası’nın 2006 yılından beri genel direktörü olarak görev alıyor. Yeni bakanın ayrıca IMF’de beş senelik iş tecrübesi de bulunuyor. Saccomanni, 2003-2006 yılları arasında Avrupa Merkez Bankası’nın ikinci başkanlığını da yaptı.
İç İşleri yeni bakanı ise Angelino Alfano. Merkez sağ koalisyonu bireylerinden Özgürlükler Partisi, Genel Sekreteri ve Silvio Berlusconi’nin hukuki danışmanı olan Alfano önceki merkez sağ hükümetinde Adalet Bakanı görevini üstlenmiş ve devletin en yüksek 5 bireyinin görev süresinde asla hapis cezası almamasını öneren bir yasa tasarısı hazırlamıştı, bu tasarı meclisten onay alsa da Cumhurbaşkanı tarafından red edilmişti.
Dış İşleri Bakanlığı görevi ise 1948 doğumlu Emma Bonino’ya verlidi. 28 yaşında siyasete atılan Bonino bu yaşta Radikal Parti sıralarında Meclis’e girdi. O zamandan beri gerek ulusal meclis gerekse de Avrupa Parlamentosu’nda görev alan Bonino siyaseti meslek edinenlerden. 1991 yılında Meclis’in mayın üretimi ve satımına sınır getirme çağrısını ilk imzalayanlardan. 1993 yılında Tibet’in dini öncüsü Dalai Lama ile buluşan Bonino 1994 yılında merkez sağ sıralarında Meclis’e girdi. 1999 yılına kadar bu siyasi oluşum altında kalan Bonino, Yugoslavya savaşında AB’nin ‘yetersiz tepkisi’ne dikkat çeken açıklamalar yaptı. 2006 yılında sosyalist koalisyon ile meclise geri dönen yeni bakan 2008 yılında Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı oldu. Son olarak 2010 yılındaki eyalet seçimlerinde Lazio Eyaleti’nde başkan adayı olan Bonino seçimi kaybetti.
Son ulusal seçimden önceki hükümette İç İşleri Bakanı olan Anna Maria Cancellieri ise Letta hükümetinde Adalet Bakanlı oldu. 1972 yılından beri bir çok kentte valilik görevi yapan 70 yaşındaki Cancellieri siyasi veya adli sorunlardan dolayı işlerine yasal yollardan son verilen ve haklarında dava açılan belediye başkanlarının yerine göreve getirilmesi ile tanınıyor. Bu görevi Parma ve Bologna başta olmak üzere bir çok kentte yerine getiren Cancellieri son üç senedir ulusal meclis bazında siyaset yapıyor.
Flavio Zanonato 1950 doğumlu ve İktisadi Kalkınma yeni bakanı. Padova kentinin belediye eski başkanı olan ve gençlik yıllarında İtalyan Komunist Partisi’ne üye olan Zanonato aynı zamanda 1999 yılından bu yana farklı dönemlerde İtalya Belediye Başkanları Derneği(Anci) genel başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Demokrat Parti milletvekili olan Zanonato Vatikan Katolik Kilisesi’nin İtalya’daki siyasi uzantısı olarak tanımlanan Comunione e Liberazione’ye(Cemaat ve Kurtuluş) yakınlığı işe tanınıyor. Silvio Berlusconi’nin ve hakkında açılan yolsuzluk davaları sayesinde görevinden istifa eden Lombardia Eyaleti eski başkanı Roberto Formigoni’nin iktisadi ve siyasi açıdan beraber hareket ettiği ve ortak çalıştığı Comunione e Liberazione çevrelerine olan bu yakınlığının üzerine kendisine bir de İktisadi Kalkınma Bakanlığı gibi hazine payı çok yüksek olan bir görevin verilmesi dikkatlerin Zanonato üzerine yoğunlaşmasını sağladı.
Çalışma Bakanlığı görevine getirilen isim ise Enrico Giovannini. 55 yaşındaki ve İstatistik Enstitüsü(Istat) eski Başkanı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın İstatistik Bölümü Başkanlığı görevini de üstlendi. Cumhurbaşkanı Napolitano’nun 2013 Mart ayında görevlendirdiği akil insanlar arasında olan Giovannini, Roma La Sapienza Üniversitesi mezunu.
Beatrice Lorenzin 1971 doğumlu ve gençlik yıllarında Silvio Berlusconi’nin yarattığı Forza Italia partisinin içinde etkin olarak yer aldı. 2001 yılında Roma Belediye Meclis üyesi olan Lorenzin, 2005 yılında Forza Italia partisi Liazo Eyaleti sorumlusu olarak görevlendirildi. Avrupa’nın en yaşlı nüfusuna sahip olan İtalya, sağlık harcamalarında en çok yatırım yapan ülkeler arasında. Lorenzin hazineden en çok pay alan bakanlıklardan birinin başına getirildi. Lorenzin’in bu durumu dikkate alındığında yeni başbakan Enrico Letta’nın öncülüğünü yaptığı ve uluslararası hükümetlere siyasi, askeri ve her çeşit ulusal harcamalarda danışmanlık yapan Vedro’ adlı think tank şirketine üye olması düşündürücü bir boyut kazanıyor.
Enrico Letta hükümetinde Milli Savunma Bakanı, Mario Mauro oldu. 52 yaşındaki bakan da Forza Italya geçmişine sahip ve Comunione e Libeazione ile ortak çalışmaları ile tanınıyor. 2009 ile 2011 yılları arasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın Hıristiyanlara Karşı Yapılan Ayrımcılık ile Mücadele Komisyonu’nun İtalya temsilciliği görevini yaptı. 2013 yılında Silvio Berlusconi’nin tekrar siyasete dönmesini protesto amacıyla Mario Monti’nin Scelta Civica adlı oluşumunda aday olan Mauro gene 2013 Mart ayında Cumhurbaşkanı tarafından görev verilen akil insanlar grubunda yer aldı. Mario Mauro 2013 yılında 19,6 milyardan 20,93 milyara çıkan harcaması ile tanınan Milli Savunma Bakanı olarak dikkatleri üzerine çeken bir diğer kişi.
Maurizio Lupi 1959 doğumlu ve Ulaştırma yeni bakanı. 1990 yılından beri o da Comunione e Liberazione adlı Katolik siyasi oluşumda yer alıyor. 1993 yılında Hristiyan Demokrat Parti ile Lombardia Eyaleti Meclis Grup Başkanı görevine getirildi. 1997 yılında aynı eyalette Ulaştırmadan Sorumlu üye olarak görev aldı. 2001 yılından beri ulusal mecliste görev yapan Lupi kamu harcaması ve ihale konularında son derece yüksek hacmi olan bir diğer bakanlığın başına getirildi.
Maria Chiara Carrozza ise 1965 doğumlu ve Eğitim ve Araştırma yeni bakanı. Pisa Üniversitesi mezunu ve aynı yerde iki kez rektörlük görevini üstlendi. Viyena, Tokyo ve Zheijang(Çin) kentlerinde de öğretim görevlisi olarak çalışan Carrozza robot bazlı sanayi makineleri mühendisliği uzmanı. Eğitim Bakanlığı hazineden en az pay alan bakanlıklardan biri ve son senelerde güvencesiz çalışan sayısının arttığı bir sektörü temsil ediyor bu sebeple Carrozza’dan İtalya’nın beklentisi çok yüksek.
Andrea Orlando 1969 doğumlu genç bir bakan. Letta hükümetinde Çevre Bakanlığı görevine getirilen Orlando, Demokratk Parti içinde kendilerini jön türkler olarak tanımlayan genç oluşumun öncülerinden. Önce İtalyan Komunist Partisi ardından İtalyan Sosyalist Partisi ve sonunda da Demokrat Parti ile siyaset yapan Orlando partinin Adalet Komisyonu başkanlığı görevini üstlenmişti.
Nunzia De Girolamo ise 1975 doğumlu bir diğer genç bakan. Tarım Bakanı olarak göreve getirilen De Girolamo merkez sağ koalisyonu milletvekillerinden. Roma Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve avukat olan 38 yaşındaki bakan Demokrat Parti milletvekillerinden Francesco Boccia ile evli. Nunzia De Girolamo’ya reflektörlerin çevrilmesinin bir diğer sebebi ise babası Nicola De Girolamo. Nicola merkez sağ koalisyonu ile 2008-2010 yılları arasında milletvekili olarak çalışır. 2008’de işlediği seçim sürecine bağlı suçlardan dolayı Roma Mahkemesi tarafından ev hapsine mahkum edildi. Ancak Temsilciler Meclisi, Nicola’nın dokunulmazlığını kaldırmama kararı aldı. Bundan sonra 2010 yılında suç örgütü ‘Ndrangheta ile ortak olarak kara para aklama suçundan yargılanan Nicola fotoğraf ve telefon görüşmeleri kanıtları sayesinde açılan dava sayesinde 2010 yılında milletvekili görevinden istifa etti. O günden itibaren 5 senelik ev hapsine mahkum olan Nicola ayrıca yaklaşık 5 milyon Euro para cezasına çarptırıldı. Nicola De Girolamo 1996 yılından bu yana zararda olan ve iflasını halen ilan etmeyen tarım şirketi Consorzio agrario di Benevento’nun yöneticisi olarak görevli durumda. Bu noktada Tarım Bakanı olan kızının yeni görevi dikkati üzerine çekmesini sağladı.
Gaetano Quagliariello ise 1960 doğumlu bir profesör. Siyasi hayatına Radikal Parti ile başlayan ardından Forza Italia’ya geçen Quagliariello yeni hükümette Kurumsal Reformlar Bakanı oldu. 2006 yılında milletvekili seçilen yeni bakan ötenazi hakkına karşı olan sert duruşu ile tanınıyor. 2011 yılında yayınlanan bir mektuba imza atması ile de tanınıyor, bu mektupda bir dizi ünlü kişi Katolik dünyasından Silvio Berlusconi’yi içinde olduğu seks skandallarını dikkate alarak yargılamamasını istiyordu. Quagliariello de 2013 Mart ayında Cumhurbaşkanı tarafından görev verilen akil insanlarından biri.
Enzo Moavero Milanesi ise Avrupa’dan Sorumlu Bakan oldu. Monti hükümetinden geriye kalan tek bakan kendisi. 1954 doğumlu Milanesi, Avrupa Birliği Adalet Mahkemesi hakimlerinden. Merkez sol geçmişi olan Milanesi uzun yıllardır serbest pazar ve rekabet üzerine yaptığı çalışmalarla biliniyor.
Gianpiero D’Alia, İtalya’nın Kamu Yönetimi yeni bakanı. Hristiyan Demokrat Parti kökenli yeni bakan 1966 doğumlu. Babası Salvatore D’Alia da Hristiyan Demokrat Parti milletvekillerinden olan Gianpiero henüz 21 yaşındayken siyasete atıldı. Önce Berlusconi sonra Monti ile mecliste yer alan D’Alia 2009 yılında meclise sunulan internet suçları yasasının fikir babası ve savunucusu.
Dario Franceshini ise 58 yaşında ve Meclisle İlişkiler Bakanı olarak göreve getirildi. Aslen avukat olan Demokrat Parti’nin eski genel sekreteri, 1953 ve 1958 yıllarında Hristiyan Demokrat Parti ile milletvekili olan Giorgio Franceschini’nin oğlu. Dario da babası gibi kariyerinin ilk yıllarında Hristiyan Demokratlar ile siyasete başladı ve zamanla merkez sol içine girdi.
Josefa Idem ise 1964 Almanya doğumlu. Spor, Turizm ve Fırsat Eşitliği yeni bakanı. Avrupa, Olimpiyat ve Dünya başta olmak üzere 35 madalyaya sahip ve profesyonel kayık ve kano sporcusu olan Idem, 2001 yılından beri siyasetle ilgileniyor. Merkez sol milletvekili olan Idem yeni hükümetin yedi kadın bakanından biri.
Graziano Delrio ise Eyalet İşleri yeni bakanı. 1960 doğumlu ve doktor olan Delrio merkez sol tecrübesi olan ve yerel yönetimlerde görev almış biri. 2005 ile 2011 yılları arasında İtalyan Belediye Başkanları Derneği başkanlığı yapan Delrio, 2004 yılında Reggio Emilia kentinin İtalyan Komunist Partisi geçmişi olmayan ilk belediye başkanı olarak seçildi.
Carlo Trigilia ise Bölgesel Uyum yeni bakanı. 62 yaşındaki sosyolog ulusal ve uluslararası bir çok üniversitede görev yaptı. Yerel yönetim ve kalkınma üzerine uzmanlaşan Trigilia, bilhassa Sicilya eyaleti hakkında yaptığı çalışmalarla tanınıyor.
Cecile Kyenge 49 yaşında ve Kongo doğumlu bir göz hekimi. Yerel yönetimlerde görev yapan ve merkez solda aktivist olan Kyenge, Uyum Bakanlığı görevine getirildi. Göçmenlikten sorumlu bu bakanlık ilk defa Monti hükümeti sırasında 2 sene önce kurulmuştu. İtalya’nın Afrika kökenli ilk kadın milletvekili olan Kyenge İtalya’da doğan göçmen ailelerin çocuklarının İtalyan yurttaşı olarak tanınması için uzun yıllardır çalışmalar yapıyor.
Yeni başbakan Enrico Letta merkez sol, merkez sağ ve merkezi birleştirerek hükümet kuran Demokrat Parti milletvekili olarak kamuoyuna göre merkez sola ciddi bir itibar kaybı yarattı. Merkez sağın az da olsa şartlı desteğini alan Letta, herkesi mutlu edecek ve kısa bir program ile yola çıktı. Tamamen vergiler ve iktisadi kalkınma temelli program seçim yasası veya güçler ayrımı gibi önemli yasaları öngörmüyor. İlk eve uygulanan vergiyi kaldıracağı vadı ile seçim öncesi propaganda yapan Silvio Berlusconi ise bu konuda şimdiden partisinin Letta ile düştüğü fikir ayrılığını sorun olarak sunmaya başladı. Bakanların bir çoğu Hristiyan Demokrat geçmişli ve Comunione e Liberazione gibi dini siyaset yapan ve adli sorunlara karışmış kişilerin siyasi kariyer yaptığı derneklerden gelen bireylerden oluşuyor. Avrupa Birliği’nin baskısı bir yandan, yeni meclisteki siyasi çıkmazlık bir yandan ve halkın artan talepleri bir yandan İtalya gene siyaseti meslek edinmiş eski oluşumların baş aktörlük yaptığı bir hükümette buldu çözümü. Çalışma süresi ince hesapların ne kadar duracağına bağlı olan Letta hükümeti şimdiden ortak menfaat üzerine kurulmuş bir yapı gibi gözüküyor. (MÇ/ÇT)