Bugün geldiğimiz noktada internet kullanımında dünya ortalamasını yakalamış durumdayız. Yaklaşık halkımızın yüzde 33'ü internet kullanıyor. İnternete bağlı 2,6 milyon bilgisayar var. 190 bin yurt içinde, 790 bin yurt dışında Türkiye kaynaklı alan adı var. 5,7 milyon ADSL kullanımda, 100 bin civarında kablodan internet kullanan var. Halkımızın yüzde 65'i hayatında hiç internet kullanmamış, ama daha vahimi yüzde 20'si interneti duymamış bile; hiç bir fikri yok. Kadınlar özelinde yüzde 73 hiç internet kullanmamış; kırsal kesimde ise bu oran yüzde 88'e ulaşmış. Bu gidecek çok yolumuzun olduğunu gösteriyor.
Bilişim ve İnternet fırtınası yaratalım !
İnternet niye önemli?
İnternet bir ağ teknolojisi olmanın ötesinde insanlığı yeni bir toplum biçimine taşıyan değişimi temsil etmektedir. İnsanlık sanayi devriminden daha köklü bir devrimi ve onun getirdiği yeni toplum biçimine yönelişin sancılarını yaşıyor.
İnsanlık olarak, Bilgi Toplumu'na geçişin hazırlıklarını yaşıyoruz. Bilgi ve enformasyonun üretilmesi, işlenmesi, saklanması, taşınması ve sunulmasında olan devrimsel gelişmeler, tüm ekonomik yapıyı, yaşamın her boyutunu, mesleklerin yapısını, çalışma, öğrenme, eğlenme v.b. alışkanlıklarımızı değiştirmeye başlamıştır. Bilginin üretim faktörü olduğu; yani temel refah artıran araç, istihdam yaratan araç olduğu bir dünyaya dolu dizgin gidiyoruz. Bu yeni dünyada, Bilgi toplumunda elimizdeki temel araç eğitim, araştırma ve inovasyondur. Bir başka deyişle Bilgi Toplumun bilgi'si bilimsel ve teknolojik bilgi, know-how, ar-ge, inovasyon ve örtük bilgidir. Bu kapsamda İnternet, Bilgi Toplumun taşıyıcısı ve ön modelidir, bir başka deyişle Bilgi Toplumun yolu İnternetten geçmektedir. Ülkemiz matbaa ve sanayi devrimi kaçırdı; İnternetle tam zamanında tanıştık. Gelin hep birlikte Bilgi Toplumunu kaçırmayalım!
Dünyada İnternet!
Dünyada 1,6 milyar İnternet kullanıcısı; internet bağlı 630 milyon bilgisayar, 225 milyon web, 180 milyon alan adı, 125 milyar web sayfası, 100 milyon video, ve 60 milyon insanın kişisel web'i yada bloğu olduğunu düşünüyoruz. Tüm dünya internet- bilgi toplumu bağlantısı farketti; ülkelerinin Bilgi Toplumuna geçişine yönelik ciddi çabalar içinde. İnsanlık tarihinde ilk defa bireysel gelişimin önü bu ölçüde açıldı. İnternet sıradan insanlara kendini geliştirme, fikirlerini yayma konusunda her gün yeni olanaklar sunuyor. Kolay, ucuz ve hızlı internet ve bilgi teknolojileri, her bireye kendi matbaa, gazete, radyo ve TV'sini kurma hakkı tanıyor. Wiki, blog, RSS gibi yeni teknolojilerle, insanlık işbirliği ve dayanışma ile wikipedia, linux, gibi temel ürünler, you tube, twiter, flicker, orkut, facebook, dailymotion, myspace gibi paylaşım ortamlarını geliştiriyor. Açık Kaynak dünyası, internet üzeriden ayakta duruyor ve açık erişim, açık biyoloji, açık ders malzemeleri gibi tüm insanlığa yönelik girişimlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Binlerce insanın örgütlenmesi ve işbirliği yapmasını, soysal ağlar kurmasını ortam sağlıyor. Katılımcı, saydam bir toplum olma, ve demokrasiyi geliştirmek için yeni olanaklar sunuyor. Kanımızca, internet ve temsil ettiği değişim ülkemiz için hayati önemdedir ve en az GAP ve Avrupa Birliği projeleri kadar ilgi gerektirmektedir.Türkiye ne durumda?
Bardağın dolu tarafında dünya ortalamasını yakladığımız ve belli bir farkındalığın olduğu gerçeği yatmaktadır. Ülkenin büyük çoğunluğunun, hatta toplum önderlerinin farkında olmadığı, "Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı" var; dört bakan ve altı STK'nın katıldığı İcra Kurulu, Bilim ve Teknojiden sorumlu devlet bakanı, başarılı e-devlet projelerimiz var. KİEM'ler kuruluyor. E-devlet kapısı açıldı. Ar-ge'ye çeşitli destekler var. Okullarımız büyük ölçüde İnternete bağlı.
Bardağın boş tarafında, internetin adını duymamış yüzde 20, interneti hiç kullanmamış yüzde 65, hala genişbantla bağlayamadığımız köy okulları var. Uluslararası indekslerde gerileme var: Dünya Ekonomik Forumu Bilgi Toplumu Hazırlık indeksinde 55'ten 61'e düştük. Birleşmiş Milletler e-devlet indeksinde 60'dan 76. sıraya düştük. Siyasal sahiplenme, Bilgi toplumuna geçişi yönetecek yapılarda dağınıklık, kafa karışıklığı ve yapılanma sorunu var. Türkiye'yi Bilgi Toplumuna taşıyacak DPT Bilgi Toplumu Dairesinde 10'un altında çalışan var ama interneti yasaklama dairesinde 40'a yakın kişi ve 93 kişilik kadro var. İnsan gücü açığımız var ve öğretim üyesi açığı had sayfada.
Telekom sektörü serbestleşmesinde epey geri kaldık; Avrupa ortalamasının epey gerisindeyiz. İlerleme olmasına rağmen, pazarın adil ve serbest olduğunu söylebilmek zor. Kablo-TV'nin devletleştirilmesi nedeniyle kablo henüz bir genişbant seçeneği değil. Geniş bant fiyatları OECD ülkeleri arasında en pahalısı. Vergide açık ara dünya birincisiyiz. Serbestleşme ve 3G, Wimax, gibi yeni teknolojilerin Türkiye'ye girişinde hep çok geç kalıyoruz. Telekom ve İnternette özel sektör pratik olarak kan ağlıyor. 2006'da hayata geçeceği ilan edilen e-devlet kapısı 2008 sonunda açıldı, ama kullanmak için kayıt olan yüzde 10 civarında. Özel sektörü ve sivil toplumu içine alan yönetişim yapıları yok. Gelişmeri gözden geçirecek, planları ona göre değiştirecek, halkın görüşlerini alacak yapılanmalar; örneğin yıllık Bilgi Toplumu Sempozyumu yok. Ana amacı İnternet ve Bilgi Toplumunu araştırmak olan enstitülerimiz yok.
Yasaklar Türkiye'ye zarar veriyor!
İnternetden korkan, çekinen bir felsefenin ortaya koyduğu 5651 nolu yasa ve onun getirdiği ortam ülkemizde internet yasaklarını günlük vaka haline getirmiştir. En iyimser yorumla, pire için yorgan yakan yasaklar; çağı, interneti tanıyamanın, yasakçı bir bakış açısının refleksidir. Çok aceleye getirilerek, sivil toplumun çığlıklarına kulak tıkayarak çıkarılan yasa ve yönetmelikler; anayasa ve temel hukuk normlarına ters; uygulaması sorunlu, adaletsizliği içinde barındıran uygulamaya dönüşmüştür.
Bu yasaklar suçsuz komşuların anayasal hak olan iletişim özgürlüğünü engelleme noktasına gelmiştir; bir başka deyişle korkunç bir adaletsizlik yaratmaktadır. Bir gün bir hakimimizin google'u ve belkide tüm interneti yasaklaması beni şaşırtmayacaktır. Yapılan, bir kitap içindeki bir paragraf nedeniyle, o paragrafı kaldırmak, değiştirmek, karşı paragraf eklemek için hiç bir çaba harcamadan, istim arkadan gelsin diyerek, tüm kütüphaneyi yasaklamaktır. Bir başka deyişle, İstanbul'da Kadıköy'de bir iş hanındaki bir dükkan nedeniyle tüm İstanbul'daki dükkanlara yasak getirmek anlamına gelmektedir.
Bu büyük bir haksızlık ve adaletsizliktir. Teknik olarak, bir kitabı yasaklamak, ya da bir dükkanı kapatmak mümkündür. Bu en fazla 1-2 milyon TL'ya malolur. Yasaklar aslında ülkemizin İnternetle savaşının sonucudur. Ülkemiz internetdeki “kirli bilgiyi” temizlemeyi hedeflemektedir. Bu bana Donkişot'u çağrıştırıyor; ülkemiz giderek modern dünyayı karşısına alacak bir yola girmiştir. Kazanamayacağımız bir savaşa soyunuyor devletimiz. Youtube'taki yasağın devamında, uluslarası arası hukuku tesis etme çabamız yatmaktadır. Mahkememiz, verdiği kararın tüm dünyada geçerli olmasını istiyor. Bu, örneğin, Kaliforniya'daki bir kitabı toplatmak, GüneyAfrika'daki gazeteyi yasaklamak anlamına gelmektedir. Verilen yasak kararları, kolayca etkisiz hale getirilmekte; bir başka deyişle Devekuşu gibi başımızı kuma gömüyor görüntüsü vermektedir. İfade özgürlüğü gözardı eden bu bakış açısı sonuçta ülkemize zarar vermekte, tabir caizse Türkiye Harakiri yapmaktadır. Kaldı ki sivil toplumla birlikte çalışarak, ortak-yönetim yapılarıyla, bu sorunları büyük ölçüde çözmek mümkün.
Ülkemizin bu tür çocukluk hastalıklarını hızla aşarak, ülkemizin kalkınması, dünya ile bütünleşmesi, demokrasimizi geliştirmek için gelin İnterneti kullanalım. Gelin, bireyler, öğrenciler, öğretmenler, kurumlar olarak; gelin kültürel mirasımızı internete taşıyalım: tarihimizi, kültürel varlıklarımızı, doğal güzelliklerizi, bölgesel yemeklerimizi modern bir şekilde internete taşıyalım. Bireysel meraklarımızı, şiirlerimizi, denemelerimizi, foto, resim ve sanat eserlerimizi internete taşıyalım. Mesleki ve kültürel birikimizi wikipedia ve benzeri projelerle aktaralım. Öğrencileri, bu projelere ortak edelim. Gelin, wiki gibi internet tekniklerini derslerde, kurum içi çalışmalarda kullanalım, internet teknolojileri ile deney yapmaktan korkmayalım. İnterneti toplumsal katılımı artırmak, kamu yönetiminde saydamlığı artırmak, demokrasimiz geliştirmek için yeni teknolojiler kullanmaktan, deney yapmaktan kaçınmayalım. Geniş kitleleri internetle tanıştırmak için, çevremizdekileri intenretle tanıştırma için çaba harcayalım.
El birliği ile ülkemizde İnterneti ağır aksak da olsa büyüteceğimizi olan inacımızı belirtir, tüm halkımızı internete sahip çıkma, interneti büyütme çabamıza ortak olmaya çağırıyoruz.
Doğum günün kutlu olsun İnternet! İnternet yaşamdır.(MA/EÜ)