Türkiye’de bir zamanlar Rum nüfusun en yoğun olduğu yerlerden biri olan İmroz’daki Rum Lisesi, uzun bir aradan sonra tekrar öğrencilerine kavuştu. 28 Eylül Pazartesi günü yapılan açılış, adada ve Rum toplumunda büyük bir mutluluğa vesile oldu. Açılış heyecanına biz de tanıklık ettik.
Yıllar önce yüzlerce kişiyle doluştukları sıralara, şimdi yeniden döndüler. Bu kez çocuklarını, yeğenlerini okutacaklar. 50 yıl boyunca tarihî okulundan mahrum kalan İmrozlularda büyük heyecan var. Adayı Türkleştirmeye çalışanlar, önce Rumcayı yasaklamış, ardından okulları kapatmıştı. Şimdi İmroz’da yüzler gülüyor. Şiddetli yağan yağmurun altında, hummalı bir koşturmaca var. İmroz Rum ortaokulu ve lisesi açılıyor.
Yıllar önce tabelasından Rum ismi sökülen ve üç noktayla ‘Tepeköy … İlkokulu’ olarak kalan okul, Rumca eğitimin yasaklandığı birkaç yılın ardından öğrencisiz kaldığı için kapanmıştı. Şimdi, ortaokul ve lise binası olarak yeniden öğrencilerine kavuşuyor.
Yıllardır yolu her Atina’ya düşen ‘bakan’ın, ‘başbakan’ın “dönün” çağrısı, havada kalıyordu. Çağrıların ötesine geçebilen ilk adım, 2012’de atıldı. Ada’da 2010’da okul açılması için yapılan başvuru, 2012’de sonuçlandı ve Millî Eğitim Bakanlığı, ilkokulun açılması için izin verdi. Ada'da Rumcanın yeniden eğitim dili olmasına yönelik devletin bütün çabası ise izin kâğıtlarından ibaret.
Üç öğrencili ilkokul
49 yılın ardından Zeytinli köyünde metruk vaziyette olan Rum İlkokulu yeniden ayağa kaldırdı. Devlet hariç herkes işin bir ucundan tutarak ilkokulu yeniden açmayı başardı. Okulun kurucusu İmrozlu Anna Kuçomalis, Atina’dan ilk dönenlerden. Ve ilk ders zili, dört öğrenciyle, 2013 sonbaharında çalabildi.
Ortaokul ve lisenin açılması, en çok ilkokulu sevindirmiş durumda. Çünkü ortaokul ve lisenin olmaması, ilkokula ilgiyi azaltmış. Dört öğrenciyle eğitime başlayan okulda, geçen yıl sadece iki öğrenci vardı. Bu yıl yeniden üç öğrenciyle ders başı yapıldı. Kurucusu, müdür başyardımcısı, öğretmenleri ve üç öğrencisiyle, dört odalı kocaman bir okul olmuş İmroz Rum İlkokulu.
Sotiris Theoharis, yıllarca Yunanistan’da eğitimcilik yapmış bir İmrozlu. Geçen yaz, yeniden adanın yolunu tutmuş. İmroz Rum İlkokulu’nun birinci sınıf öğrencisi olan oğluyla beraber, lisenin açılışına gidecekler. İlkokulda karşılaşıyoruz kendisiyle. Soru sormaya fırsat bırakmadan “Neden gittiğimi hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Onu sormayın” diyor. Geri dönüşün zor olmadığını söylüyor, “Benim evim burası. Adayı seviyorum. Ada büyük bir gemi. Yaşamak zor değil.”
İdealist müdür
Yaşamanın zor olup olmadığı, cevap aranan en önemli sorulardan biri. Adada bu yıl toplam 14 öğrenci var ve sadece iki öğrencinin ailesi, önceden de Adada yaşıyordu. Diğer ailelerin tamamı, Atina, Selanik, Girit gibi şehirlerden geri gelenler. Geri geliyorlar, çünkü hepsi İmrozlu. Hemen hepsi, açılışı yapılan okulda okumuş. 1964’ten sonra okuyanlar, Rumca eğitim alamamış. Onlardan biri de İokim Makis Kamburopulos. Onun okula başladığı dönemde Rumca yasaklanmış ve okul Türk okulu olmuş. Kamburopulos, şimdi okulun müdürü. Müdür olmaya karar vermesinin sebebi ise yaşadığı travma: “Okulda yasaklanınca, evde Rumca öğrenmeye çalıştım. Okula gidemeyen öğretmenler, evlerde Rumca öğretiyorlardı ama okuldaki gibi olmuyordu. Sonra okul için İstanbul’a gidince, ailemden ayrılmak zorunda kaldım. O travmayı iyi bilirim. Bir vicdan meselesiydi buraya dönmek .”
Kamburopulos, İstanbul’un ardından Atina’nın yolunu tutmuş. Rum Dili ve Edebiyatı’ndan mezun olduktan sonra, Atina’da yıllarca öğretmenlik yapmış. Öğrenci olduğu okulun yenilenmiş binasındaki müdür koltuğunda, heyecanla anlatıyor: “Lisenin izni 28 Ağustos’ta çıktı. 1 Eylül’de çıksaydı, okulu yine açamayacaktık.”
Rum okulunun restorasyonu ve eğitime hazır hale getirilmesinde devlet, kendisinde bir sorumluluk görmediği için, restorasyon ve diğer bütün hazırlıklar, öğrencisi olmayan okulun velilerine düştü. Son hazırlıklar birkaç gün gecikince, devlet, okulun o yıl açılmasına izin vermedi ve böylelikle resmî açılış bir yıl daha gecikti. Bunun üzerine, bir yıllığına Halk Eğitim Merkezi’ne tahsis edilen binada Rumca kursları başladı. Maria Bachtse eğitmenliğinde başlayan kurslar, adada büyük ilgi gördü. Bachtse, 70 kişinin kurs için başvuru yaptığını, ancak 20 kişiyle ders yapabildiklerini söylüyor. Şimdi dönenler için Türkçe kursu açılacak.
Kamburopulos’u en çok sevindiren şey, okulun 11 öğrenciyle açılacak olması. Sayı, beklenenin üstünde: “Sadece bir öğrencimiz ve ailesi adada yaşıyordu. O da geçen yıl ilkokulu bitirdi, ortaokul açılmayınca bir sene İstanbul’da okumak zorunda. Şimdi geri geldi. Diğer öğrencilerimiz ve velileri, işlerini bırakıp Yunanistan’dan döndüler. Burada iş arıyorlar. Onları okulda istihdam etmeye çalışacağız.”
Kamburopulos, dönenlerin adalı olduğunun altını çizme gereğini duyuyor: “Yunanistan’dan insanlar kalkıp adaya gelmiyorlar. Buraya dönenlerin hepsi, İmrozlu. Çoğunun vatandaşlığı var.”
Eşinin vatandaşlığı dolayısıyla vatandaşlık başvurusu yapanlardan biri de İliyas Gaitanidis. Hem oğlu, hem de kızı okulun öğrencisi. Oğlu Yorgo, çok heyecanlı. Baba oğul erkenden gelip hazırlıklara yardım ediyorlar.
Babası Gaitanidis’in dönme kararında, çocukları oldukça etkili olmuş: “Yazları adaya gelip giderdik. Çocuklar seviyor burayı. Burada kalmak istediler. Eşim Türkiye vatandaşı. Ben de vatandaşlık başvurusu yaptım. Üç yıl bekleyeceğim. Selanik’te şoförlük yapıyordum, burada da okulun servis şoförlüğünü yapacağım.”
Öğrenciler için adaya alışma süreci daha zor. Pek çoğu yaz mevsimini adada geçirmiş olsa da, sürekli kalmak bazıları için sıkıcı olabiliyor. Lidia Vançoz onlardan biri. İmroz’a Girit’ten gelmişler. Kendisi lise, kardeşi de ortaokul öğrencisi: “Burası babamın memleketi. Geleli iki hafta oldu. Sıkılıyorum biraz ama alışıyorum yavaş yavaş.”
Okulun restorasyonunu üstlenen mimarlar Defne ve Can Sözbir, hazırlıkları da bizzat kontrol ediyor. Okul, 51 yıl aradan sonra yeniden öğrencileriyle buluşuyor. Biraz geçmişin havası, biraz da geleceğin umuduyla...
"Bu okul, bir borcun ifadesidir"
Sürecin en önemli mimarlarından biri, İmroz Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Laki Vingas. Halen Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı Başkanı olan Laki Vingas, İmroz’da okulu ayakta tutabilmek için derneği kurarak, başta bürokratik işlemler olmak üzere bütün hazırlıkları koordine etti. Vingas, okulun açılışını bir düğün gününe benzetiyor ve simgesel gücüne vurgu yapıyor: “Bu okul, İmrozluların mücadele ve samimiyetine tanıktır. Gökçeada, toplumlarının eşit şartlarda yaşayabilmesinin bir ifadesi ve aynı zamanda eşit vatandaşlığın tescilidir. Bu okul, bir borcun ifadesidir.”
Vingas, bu okulun Rum toplumu için bir gelecek hayali anlamına geldiğine de dikkat çekerek şöyle diyor: “Geçmiş elli yılın en trajik ve en önemli olaylarından birisi, Rum vatandaşların köklerinden, vatandan, yani bu topraklardan kopartılmasıydı. Uzun yıllardan beri verdiğimiz mücadelenin amacı, geçmişin karanlığında kaybolmak yerine, geleceğin ufkunda yol almak.” (UG/NV)
Bu yazı Agos gazetesinin 1 Ekim 2015 sayısında yayımlandı.