Fotoğraf: Boğaziçi mezunu sanatçı Nancy Atakan'ın Boğaziçi hocalarının eylemi için ürettiği eser.
Bu yazı Kemal Gözler'in www.anayasa.gen.tr adresinde 6 Şubat 2021'de yayınlandı.
Bugün 6 Şubat 2021 Cumartesi. Sabah kalktığımda, bu gece sabaha karşı yayınlanan Resmî Gazetede, 5 Şubat 2021 tarih ve 3519 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, Boğaziçi Üniversitemizde, biri Hukuk Fakültesi, diğeri İletişim Fakültesi olmak üzere iki yeni Fakültenin kurulmuş olduğunu gördüm.
Cumartesi günleri sabaha karşı yayınlanan Resmî Gazetelere dikkat!
(…)
1. Neden Boğaziçi'nde Hukuk ve İletişim Fakülteleri şimdi kuruldu?
Boğaziçi Üniversitesi, ülkemizin eski üniversitelerinden biri. Bunca yıldır bu Üniversitede hukuk ve iletişim fakültelerine ihtiyaç yoktu da, bu fakültelere 2021 yılının Şubat ayında mı ihtiyaç duyuldu?
Bu iki fakültenin geçmişte değil de şimdi kurulması bir rastlantı mıdır? (…)
Boğaziçi Üniversitesi'ne 2 Ocak 2021 tarihinde Prof. Dr. Melih Bulu, rektör olarak atandı. Ama Sayın Rektör, üniversite tarafından benimsenmedi ve tepkiyle karşılandı. Hâlâ da bu tepkiler devam ediyor. Rektör Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi'nde kendini destekleyecek iki adet öğretim üyesi dahi bulamadığı iddia ediliyor. Bir ayda sadece bir adet Rektör Yardımcısı atayabildiği, kendilerine teklif gelen bütün öğretim üyelerinin Bulu’nun tekliflerini reddettikleri söyleniyor.
Eğer bu iddialar doğruysa, Boğaziçi Üniversitesinde saygıdeğer Rektör Melih Bulu’nun kendisini destekleyecek bir Üniversite Yönetim Kurulu ve Üniversite Senatosu oluşturamayacağı açık. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri kompozisyonu bu şekilde sürdükçe, Rektör Melih Bulu’nun üniversiteyi yönetmesi imkânsız. Çünkü üniversitenin yetkili kurulları ya hiç oluşturulamayacak ya da bu kurullar Melih Bulu’ya karşı olan öğretim üyelerinden oluşacak ve Sayın Rektör, bu kurullardan istediği kararları çıkartamayacak.
İşte bir Cumartesi günü sabaha karşı Boğaziçi Üniversitesi'nde iki yeni fakülte kurulmasının sebebi pek muhtemelen budur. Pek muhtemelen önümüzdeki günlerde Boğaziçi Üniversitesi Hukuk ve İletişim Fakülteleri için dışarıdan dekanlar atanacağını ve derhal bu fakülteler için öğretim üyesi kadroları ilân edileceğini göreceğiz. Yine pek muhtemelen bu kadrolar hiç şaşırmayacağımız öğretim üyeleriyle doldurulacak. Yine pek muhtemelen göreceğiz ki, Boğaziçi Üniversitesi'nin yetkili kurulları, işte bu yeni atanmış öğretim üyelerinden oluşturulacaktır. Hâliyle saygıdeğer Rektör Bulu da, nihayet ihtiyacı olan Rektör yardımcılarını ve danışmanlarını bu yeni öğretim üyeleri arasından atayabilecektir.
(…)
2. Yeni bir Hukuk Fakültesine ihtiyaç var mıdır?
Şüphesiz bazı okuyucular, iktidarın iyiniyetli olabileceğini, belki de iktidarın kamu yararı gördüğü için Boğaziçi Üniversitesi'nde bir hukuk fakültesi kurulmasına karar vermiş olabileceğini düşünebilirler.
Ben öyle düşünmüyorum: Boğaziçi Üniversitesi'nde bir hukuk fakültesi kurulmasında bir kamu yararı yoktur. 2019 yılı itibarıyla Türkiye’de toplam 82 hukuk fakültesi vardır [5] (2021 yılı itibarıyla sayı muhtemelen daha fazladır). Türkiye’de 2018-2019 öğretim yılı itibarıyla hukuk fakültelerinde toplam 82322 (seksen iki bin üç yüz yirmi iki) öğrenci okumaktadır [6]. Bu rakamlar Türkiye’nin ihtiyacından çok ama çok fazladır. Bu konuda eleştirilerim için benim “Akademinin Değersizleştirilmesi” isimli makaleme bakılabilir [7].
Bugün Türkiye’de o kadar çok hukuk fakültesi vardır ki, bunların çoğu kendilerinde ders verecek hukukçu öğretim üyesi dahi bulamıyorlar. Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 82 hukuk fakültesinden 20’si, kendisine hukukçu bir dekan dahi bulamamıştır. Ne kadar acıdır ki 20 hukuk fakültemiz, ilahiyatçı, ziraatçı, tıpçı, kimyacı gibi hukukçu olmayan dekanlar tarafından yönetilmektedir [8].
Dahası Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 82 hukuk fakültesinden 29’u İstanbul’dadır [9]. 29 hukuk fakültesinin bulunduğu bir şehre bir hukuk fakültesi daha kurmanın ne gereği vardır?
Türkiye’nin de, İstanbul’un da, yeni bir hukuk fakültesine ihtiyacı yoktur.
(…)
3. Yeni bir şey var mı?
Bazıları Boğaziçi Üniversitesi'nin başına gelenlerin yeni şeyler olduklarını sanıyorlar. En azından öyle bir hava esiyor. Ne yazık ki bunlar yeni şeyler değil. 2021 yılında Boğaziçi Üniversitesi başına gelenlerin aynısı çok fazlasıyla geçmişte Türkiye’de daha pek çok üniversitenin başına geldi.
Ben üniversitelerin nasıl değersizleştirildiğini 25 Kasım 2019 tarihinde yayınladığım “Akademinin Değersizleşmesi Üzerine” başlıklı makalemde ayrıntılarıyla ve istatistiklerle gösterdim [10]. Hatta bu makalemde aynen şöyle yazmıştım:
“Ben Türkiye’de ODTÜ ve Boğaziçi gibi başarısını bugüne kadar koruyabilen son bir iki üniversitenin de çok yakın bir gelecekte başarılarının kurbanı olacağından korkuyorum” [11].
Bu bir kehanet değildi. Önceden tasarlanmış ve uygulamaya konulmuş bir sürecin gözlemlenmesinden çıkardığım sonuçtu. Zira süreç, bir saat gibi işliyordu ve zamanı gelince bu süreç, istisnasız her bir üniversiteye uygulanacaktı. O nedenle, benim için, Boğaziçi Üniversitesi'nin başına gelenler bir sürpriz olmadı. Tersine bu olaylar benim öngörülerimi teyit etti.
Yine ilave etmek isterim ki, Türkiye’de üniversiteler birdenbire değersizleşmedi. İktidar, önceden ve ustaca hazırlanmış “dört safhalı bir plân” dahilinde üniversiteler üzerinde, adım adım hâkimiyet kurdu. Bu dört safhalı plân konusunda, okuyuculara, anayasa.gen.tr’de 28 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan “Kurbağa Manastırı” isimli yazıyı sabırla ve dikkatle sonuna kadar okumalarını tavsiye ederim [12].
Sonuç
Ülkemiz maalesef akademinin değersizleştirilmesi sürecinden geçti. Bu sürecin neredeyse tamamına yakını tamamlandı. Boğaziçi Üniversitesi bu sürecin sadece son örneklerinden biridir.
Maalesef Türkiye’de akademi bitmiştir.
Bu makaleyi de “Akademinin Değersizleşmesi Üzerine” başlıklı makalemin sonuç bölümüyle bitireyim:
“İnsan denen varlıkta değerleri ele geçirme içgüdüsü vardır. Ne var ki bilim, altın gibi elden ele geçebilen, elden ele geçtikçe de değerini yitirmeyen bir şey değildir. Bilim onu hak etmeyenlerin ellerinde kısa bir süre içinde değerini yitirir ve yok olup gider.”
(NÖ)
Tam metni okumak için: https://www.anayasa.gen.tr/bogazici-hukuk.htm