Geçtiğimiz günlerde Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri danışmanlarından 11 kişilik bir gruba hazırlattığı Suriçi Raporunu açıkladı. Rapor 196 sayfadan oluşuyor…
Demografik yapı, ekonomi, eğitim, sağlık, mekânsal yapı, UNESCO süreci, göçler ve 2015 Temmuzundan başlayıp hâla süregelen sokağa çıkma yasakları ve hendekli barikatlı hal üzerine bir raporlama…
Muhtarlar, tanıklar ve kimi kurum temsilcilerinden de görüşler alınmış…
Raporun tamamını HDP’nin internet sitesinden incelemek mümkün. Bu sebeple ben sadece sonuç bölümünden kimi paragrafları paylaşmak istiyorum…
TIKLAYIN - HDP’DEN SUR RAPORU: “KÜLTÜR MİRASI” HARABEYE ÇEVRİLDİ
* Suriçi bölgesinin tamamı 1988’de ‘kentsel sit alanı’ ilan edildi. Temmuz 2015’te de Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj’ı UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesine alındı.
* Sur'da 454'i sivil yapı, 148'i anıtsal yapı niteliğinde olmak üzere toplamda 602 tescilli yapı var. Bu yapıların içerisinde 40 cami ve mescit, 19 ziyaret, türbe, hazire, 11 kilise ve 4 medrese var. Bunlardan Sur içinde bulunan Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, Hasırlı Camii, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurt Pazarı, 1700 yıllık Saint Mary Kilisesi, Surp Gragos Ermeni Kilisesi ve Protestan kiliseleri, Hacı Hamit Camii ve Dengbêj Evi, kullanılamaz hale getirilen tarihi yapıların sadece bir kısmı.
* Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları büyük bir kültürel ve insani yıkıma yol açtı. İnsanlığın ortak inanç ve kültür mirası olarak kabul edilen kutsal mekânlar harabeye çevrildi, UNESCO kültür mirası listesinde bulunan Diyarbakır surları tank ve top atışlarıyla hasara uğratıldı.
* Sokağa çıkma yasaklarıyla Anayasa’da ifade edilen yaşam hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, seyahat hakkı başta olmak üzere en temel evrensel insan hak ve özgürlükleri açıkça ihlal edildi.
* Toplamda 6 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur’da son yasak 2 Aralık 2015’te açıklandı. Resmi kaynakların 9 Mart 2016’da operasyonların bittiğini açıklamasına rağmen, sokağa çıkma yasağı devam ediyor.
* 29 Temmuz 2016 itibariyle 240 gündür devam eden ablukada kimliği belirlenen 55 kişi yaşamını yitirdi.
* Diyarbakır, Malatya, Antep ve Elazığ Adli Tıp Kurumlarında kimlik teşhisi için bekleyen ve kimsesizler mezarlığına defnedilip 26 ve 10 Temmuz 2016’da cenazeleri bulunan üç kişi ile birlikte Temmuz 2015’ten bu yana Sur’da kesin olmamakla birlikte yaklaşık 90 kişi hayatını kaybetti.
* Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, operasyonlarda, aralarında iki yüzbaşı ve teğmenin de bulunduğu 53 asker ile 17 polis ve bir korucu olmak üzere 71 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Operasyonlarda 392'si asker 128'i polis, üçü korucu olmak üzere 523 güvenlik mensubu yaralandı.
UNESCO tarihi ve kültürel miras listesine girmek için uzun zaman dilimi içinde kentin hemen tüm kurumlarıyla mutabakat sağlanarak bir yol yüründü. Temmuz 2015’de UNESCO Kültürel miras listesine dahil edildi. Ama bu sevinç ancak birkaç ay yaşanabildi…
Tarih boyunca şehirden gelip geçmiş otuzun üzerinde kavim kendi mimari anlayışıyla aslına da sadık kalarak surlarda ve eski şehirde izlerini geleceğe bırakan eserler bina etmişlerdi. Ama yasaklı hâl süresince yasaklı mahallerde tank, top ve ağır silah atışlarıyla geri dönüşümü hayli güç büyük tahribatlar yaşatıldı…
Ve insanlık mirası olarak genel kabul gören Suriçinin kısmen girilemeyen kimi mahallelerinde “yasaklı hâl” hâla devam ediyor. İlk yasağın ilan edildiği tarihten bu yana 283 gün geçmiş bulunuyor.
HDP’nin Suriçi Raporu; “Sur’da yaşamını yitirmiş olanlara; evini barkını, yerini yurdunu, toprağını terk etmek zorunda kalan yurttaşlarımıza, halkımıza ithaf edilmiştir...” notu ile bitiyor.
Suriçi üzerine daha çok konuşulacak, yazılacak. Bunlar sadece ilk eskizleri belki de… (ŞD/EKN)