"Bir dergi okudum ve hayatım değişti."
15 yıl önce Kaos GL dergisini yayına hazırlayan arkadaşlar bu ülkede yaşayan çok sayıda lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüelin (LGBTT) bu cümleyi (ya da benzerlerini) kuracaklarını hayal etmişler miydi merak ediyorum. Zira elinizde tuttuğunuz bu dergi öyle veya böyle, kendi gibileri arayan "çirkin ördek yavrularının" aslında "çok güzel kuğular" olmalarını fark etmelerinde çok önemli bir rol oynadı yıllar içinde.
Toplumun görmezden, duymazdan geldiği, bildiği halde konuşmadığı, olduğu halde yok saydığı LGBTT bireyler için bu derginin ilk sayılarındaki fotokopi sayfalarından bugünkü renkli sayfalarına kadar yayımlanmış tüm sayılarındaki satırlarla kendilerine umutlar, inançlar, sabırlar ve en önemlisi üstlerine tepelerinden bastırılan/boca edilen hapishaneleri yıkma gücü verdi. Adından olsa gerek, hâkim olan argümanın aksine kaosun özgürleştirici etkisini gidilecek yol olarak insanların önüne sundu.
Dile kolay gelse de Kaos GL bu sene 15. yaşını kutluyor. 15 koca sene... Türkiye'deki toplumsal yapıyı, hızla değişen dengeleri, LGBTT bireylere yönelik baskıları, şiddeti, öldürülen arkadaşlarımızı ve diğer olumsuz birçok şeyi düşününce, yılların bu dergi için hiç de kolay geçmediğini tahmin edebilirsiniz.
Ama bunlardan bahsetmek, hele ki doğum gününde hiç doğru değil. Malumunuz, LGBTT mücadelesi son yıllarda hakları için daha cesur adımlar atan, giderek büyüyen bir mücadele. Bizlere de öğrettiği daha sabırlı, daha olumlu bir pencereden bakmak oldu. Bu nedenle, bardağın dolu tarafını konuşmak hem bu dergiye emek verenlere, katkı sunanlara hem de siz değerli okuyucuları için daha doğru.
Geride bıraktığımız yaz aylarında derginin son dönemdeki yayın kurulu üyeleri olarak bir araya gelip, dergi için neler yapabileceğimizi, daha katılımcı bir yayına nasıl evriltebileceğimizi konuştuk. İlk kez sahaya tam kadro çıkmış gibiydik. Birbirimizi tanıdık, kaygılarımızı dinledik, fikirlerimizi paylaştık. Ve hepimiz gördük ki gönüllü olarak yüzdürmeye çalıştığımız Kaos GL gemisinde yolculuk ediyor olmak, açık denizlere yol almak, her birimiz için nefes alıp vermek kadar hayati önem taşıyor.
Aldığımız mesajlardan, eleştirilerden, yorumlardan da anladığımız, sizler için de benzer hislerin geçerli olduğu. Buna elbette seviniyoruz. Zira suya yazı yazmadığımızı, kurduğumuz bir cümlenin, -kendini beğenmişlik olarak yorumlamayın- tanıma şansına eriştiğimiz ya da hiç tanışmadığımız sizler için de ne denli önemli olduğunu fark ediyoruz. Bu yüzdendir ki her sayı için konuşurken, fikirler havada uçuşurken, o fikirler bir sayı haline gelirken bunca yıl geçmesine rağmen çok heyecanlanıyoruz.
Siz de fark etmişsinizdir, en azından ilk zamanlardan bu günlere kadar dergiyi okuyanlar için daha da belirgindir bu, Kaos GL emekleme döneminin ardından girdiği ergenliğini bizim de şaşırarak izlediğimiz bir biçimde hızla aşıyor. Artık daha kendinden emin, ne yapmak istediğine dair fikirleri olan, verilenle, olanla yetinmeyip yeni kapılar aralayan, sözünü daha yüksek sesle söyleyen bir Kaos GL yaratmak için koşuyoruz. Şairin de dediği gibi, en uzun koşuysa bu, onun sadece 100 metresini değil, maratonun tamamını koşmaya çalışıyoruz.
Peki, nereye gidiyoruz?
Muradımız derginin Türkiye'deki tüm LGBTT bireylere ve sürdürdükleri mücadeleyi sahiplenen "diğerlerine" ulaşması. Çok hayalci gelebilir size ama 15 yıl önce iki kişinin hayalinin ürünü olan Kaos GL'nin geldiği yeri düşünürsek imkânsız değil. Bunu yaşadığımız süreç hepimize gösterdi. Yapabiliriz. Ama...
Ama bunu sadece yazarlarıyla, yayın kuruluyla hayata geçirmek tahmin edeceğiniz gibi zor. Bu nedenledir ki işte, artık hepimizin bir ucundan tutarak büyüteceği bir "şey" yaratmak istiyoruz. Bu nedenle de sizden gelecek her şey çok kıymetli ve başımızın üstünde yeri var.
"Ben yazı yazamam", "fotoğraf çekemem" ya da "yazsam da, çeksem de kim ilgilenir ki" demeden, -uzun yıllar bunu deyip, hiçbir şey yapmayan biri olarak söylüyorum bunu- ürettiğiniz ve düşündüğünüz her şeyi bizimle paylaşmanızı istiyoruz.
Özgürlük mücadelemizin yayın organı, bir anlamda da sesi olan bu derginin "şanslı" azınlığın dışındaki herkese ulaşması da yine sizlerin katkıları ve desteğiyle olacak hiç kuşkusuz. Mademki devasa kalabalığa çorba hazırlıyoruz, her baharata ihtiyacımız var. Hem de çok...
Bir dilek tutup mumları üfleyelim
Malum, doğum günlerinin en keyifli anı, pastanın üstündeki mumları üflemek. Doğum günü sahibi hepimiziz. 15 mumu, hep birlikte, LGBTT'ler ve herkes için özgür bir ülke/toplum/dünya dileyerek üfleyelim. Olmayacak duaya değil, olması gereken için niyet edelim. Yapamayacağımızı söyleyenlere inat, içine tıkılmaya çalışıldığımız oksijensiz yaşamlardan kurtulup, kendimize ve kendimiz gibilere oyunlar oynayacak, hayaller kuracak bir mecra yaratmak için sesimiz/nefesimiz olan Kaos GL'yi bundan sonraki tüm yaşlarını daha kalabalık, daha coşkulu kutlayalım.
Uzatmayayım -ki çok severim, yıllar önce siyah-beyaz sayfalarından sesini, mücadelesini, taleplerini yaymaya başlayan Kaos GL, kaşla göz arasında, çok sayıda insanın katkısıyla büyüdü, serpildi, çok güzel/pek yakışıklı bir dergi oldu. Şimdi 15 yaşında, ömrünün baharında -ne mutlu ki- okuyucularıyla, yazarları, çizerleriyle kendine ait bir odayı eve, evi kasabaya, kasabayı da dünyaya dönüştürdü.
Hem benim hem de emek veren tüm arkadaşlarım adına, Kaos GL'nin, mücadelemizin de yıl dönümü olan - bir anlam da hepimizin de- doğum gününü kutluyorum. Kutluyoruz.
Ne diyoruz eylemlerde attığımız sloganların birinde; "Susma, haykır..." Gerisi malum, LGBTT'ler vardır. Mücadeleleri de...
Özgürlük hayalini kurmaya da, her doğum günümüzde bir arada olmaya da devam. Çünkü ne yollar var aşılmayacak, ne de engeller önümüzde... Şu hayatta bana, bize, hayat öpücüğü vererek yeniden yaşamamıza vesile olan Kaos GL, nice senelere...(BÇ)
* Kaos GL dergisinin arşivini görmek için tıklayınız.
* Bu yazıyı Kaos GL Dergisi'nin Eylül-Ekim sayısından aldık.