Sınırdışına çekilen ilk gerilla gruplarını izlemek için Irak Federal Kürdistan Bölgesi’ndeyim.
Erbil’den başlayan bu yolculukta, maalesef çok merak ettiğim bu şehri gezme-görme fırsatım olmadı. Havaalanından bindiğim taksiyle, İbrahim Tatlıses şarkıları eşliğinde merkeze geldim ve bulduğum ilk arabayla Duhok’a doğru yola çıktım.
Bölge oldukça gelişkin gözüküyor ve gelişmeye devam ediyor. Yol boyunca yüzlerce inşaat görüyoruz. Bu kadar çok inşaata rağmen etrafımız bomboş, dümdüz arazilerle kaplı. Bir de bol bol Kürdistan bayrakları.
2-3 saatlik bir yolculuk ve altı askeri kontrol noktasının ardından nihayet Duhok’a varıyorum. Duhok, yaklaşık bir milyon nüfuslu, etrafı tamamen dağlarla çevrili, dümdüz ve güzel bir şehir. Kürt nüfusun yoğun olduğu Duhok’ta Süryaniler de yaşıyor.
Şehri çevreleyen devasa dağların haricinde, alışkın olduğum bir görüntüyle karşılaşıyorum. Her yer İstikbal mobilya, Arçelik, Banvit gibi Türkiye markalarıyla dolu. Kuaförlerin camlarında nam-ı değer Hürrem Sultan, Meryem Uzeli’nin fotoğrafları asılı.
Tüm bu markalar arasında en çok dikkat çeken ise Ülker. Sanki şehre sponsor olmuş, çöp kutularından duvar resimlerine Ülker’i görüyoruz. Hatta şu an bu yazıyı yazdığım otel odasının duvarındaki saatte bile Ülker yazıyor.
Hava koşulları, askeri hareketlilik ve daha birçok dinamiğe göre hareket eden gerilla gruplarının sınırı geçip bölgeye ne zaman varacağını tahmin etmek zor. Ben de Duhok’u keşfe çıkıyorum.
Dönmedolaptan Duhok manzarası
İlk durağım Dream City. Evet, size lunaparktan bildiriyorum!
İçeri girdiğimizde yine İbrahim Tatlıses şarkıları karşılıyor bizi. Ardından Ceylan’lar, Tarkan’lar…
Sonra şık kıyafetleri ve makyajlarıyla lunaparka giren genç kadınları ve takım elbiseleri, göğüslerinde pembe güllerle genç erkekleri görünce, herhalde düğün var diye düşünüyorum. Ama o kıyafetleriyle balerine bindiklerinde anlıyorum ki burası gençlerin sosyalleşme mekanı.
Sonra yüksekten fotoğraf çekebilmek için ben de dönme dolaba biniyorum. Şehir gerçekten harika gözüküyor.
Sonraki durak Bedestan. Yiyecek, kıyafet, gümüş, altın, ne ararsanız var bu Kapalı Çarşı’ya benzeyen yerlerde.
Hava koşulları engeli
Karşılaştığım insanlarla biraz Türkiye’den ve çözüm sürecinden konuşmak istiyorum ama dil sorunumuz büyük. Yine de çok yardımsever olduklarını söylemem lazım. Türkçe ya da İngilizce biliyor musunuz, diye yanlarına yaklaşınca, hemen Türkçe konuşan bir arkadaşlarını arayıp telefonu bana uzatıyorlar. Bu yolla siyasi sohbetler yapamasak da alış-veriş, ulaşım gibi sorunları hallediyoruz.
Ve Fırat Haber Ajansı’ndan öğreniyorum ki “bugün Medya Savunma Alanları’na geri çekilmesi beklenen ilk gerilla grubu ‘hava koşulları’ nedeniyle yerine ulaşmadı”.
Beklemeye devam… (ÇT/HK)